Dinimizin önemle üzerinde durduğu konulardan biri de Ahlakı ve sosyal değerlerimizden akraba haklarıdır. Akrabalar, ailemizin bir parçası olduğundan onlara karşı vazifelerimiz vardır. Hısım ve akrabalarımızın zaman zaman ziyaretlerini yapmak, bu ziyaretler sırf Allah rızası için olmalı, maddi menfaatlere dayanmamalıdır. Onlara güzel sözler söyleyip güler yüzle gönüllerini almak, sıkıntıda olanlara maddi ve manevi yardımda bulunmak, büyük olanlara saygılı davranmak, küçük olanlara şefkat ve merhametle muamele etmek, hediyelerle sevindirmek, uzakta olanlara mektup veya telefonla ulaşıp hal ve hatırlarını sormak suretiyle akrabalık bağlarını koparmadan kuvvetlendirmek, akrabaları birbirinden soğutacak söz ve fiillerden sakınmak ahlakı vazifemizdir. Zira bir ayeti Kerimede: ”Allaha ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya, babaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve maliki bulunduğunuz kimselere iyilik ediniz.” Buyurmuştur. Nisa–36- Peygamber efendimizde (SAV) ”Allaha ve ahiret gününe iman eden kimse akrabasını gözetsin” Riyazüssalihin Trc. C.1s.348-H.no:312“Hısım ve akraba ile ilgiyi kesenler cennete giremez” buyurmuştur. Riyazüssalihin Trc. c.1s.370-H.no338 Akrabalarımızdan sonra bize en yakın olan ve her gün hayatta karşılaştığımız, çoğu zaman da beraber olduğumuz ve yardımlarına ihtiyaç duyacağımız komşularımız gelmektedir. Bundan dolayı onlarla iyi geçinmek, onları hiçbir zaman rahatsız etmemek dinimizin emridir. Peygamberimiz (SAV) “Allah’a ve ahiret gününe inanan komşusuna eziyet etmesin” buyurmuştur. Buhari, edep,21;Müslim, iman,19 Komşusuna eziyet eden kimse olgun bir mümin olmadığı gibi cennete de giremeyecektir. Ebu Hureyre den rivayet edilmiştir diyor ki; Peygamberimiz üç defa;”Vallahi mümin olamaz” dediğini işittim. —Ya Rasûlüllah kim mümin olamaz? Diye sordular.-Peygamberimiz:”Şerrinden komşusu emin olmayan kimse” buyurmuştur. Buhari, edep,29 Olgun ve iyi bir mümin olabilmek için komşuyu rahatsız etmemek ve ona iyilik etmek komşuluk hakkıdır. Muaviye b. Hayde (r.a) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir. -“Ben; —Ey Allahın Resulü, komşumun hakları nelerdir? Diye sordum. Buyurdu ki; -“Hastalandığında ziyaret edersin, öldüğünde cenazesinde bulunursun, borç istediğinde borç verirsin, kötü duruma düştüğünde halini gizlersin, bir hayra ulaştığında kutlarsın, başına bir felaket geldiğinde teselli edersin, evini onun evinden yüksek yaparak rüzgârını engellemezsin, tencerende pişirdiğinin kokusuyla kendisini rahatsız etmezsin. Meğerki pişirdiğinden ona da bir miktar veresin.”Teberani, beyhaki de “Şuabü’l-iman” da benzerini nakletmiştir. Yine Abdullah b.Ömer (r.a) anlatıyor.” Peygamberimiz gazalarından birine gitmek üzere yola çıktığı sırada: “Komşusunu incitenler bugün bize arkadaş olmasınlar” buyurdu. Orada bulunanlardan biri: — ben komşumun bostanının duvarı dibine işedim dedi.- öyleyse bugün sen bize arkadaş olma, buyurdu. Diğer taraftan komşuya karşı işlenen (hırsızlık, zina vs.) cürümler en büyük günahlar mey anında zikredilir. Hatta komşu olmayanlara karşı işlenenlerden on misli daha ağır beyan edilir. Dünya hayatında şekavet sebebi olan kötü komşudan da Hz. Peygamber “Allaha sığının ”Nesai, istiaze 44(8,272) buyurmuş, kendiside dualarında buna bilhassa yer vermiştir.
Hazırlayan: Durmuş ÖZTEKİN–07.07.2011 Sincan Merkez Camii İmam-Hatibi