ACININ VE UMUDUN TARİHİ 12 KASIM 1999…
Türkiye, 17 Ağustos’taki Marmara Depremi’nin yarattığı şoku atlatamadan, 12 Kasım’da ulusumuz derin üzüntü veren yeni bir deprem daha yaşadı. Depremin ardından 21 yıl geçmesine rağmen acılar halen ilk günkü gibi taze.
Acemice kapı kirişinin altına atmış ve çaresizce aydınlanan gökyüzüne bakarken toprağın altından gelen korkunç sesler. Gecenin karanlığında gözyaşlarıyla birbirine sarılanlar, aileler, akrabalar, dostlar ve acı çığlıklar devamında korku, panik endişe…
Bolu’da da 48 vatandaş hayatını kaybettiği 353 vatandaşın yaralandığı, 2 bin 352’si ağır hasarlı, 14.013 konutun zarar gördüğü depremde 218’i ağır hasarlı olmak üzere 1.803 işyeri etkilendi ve ardından yitip giden canlar, sönen umutlar.
Yaşadığımız her depremin ardından milletçe, hep birlikte çok trajik bir olay yaşadığımız ve bu günleri de atlatacağımıza dair olan birlik mesajları, depreme dair her türlü hazırlığın yapıldığı ama halkın önlemlerini almadığı ve gelecek felaketin etkilerini artırdığı suçlamaları görüyoruz. Peki, gerçekten deprem milletçe hepimize trajik mi yansıyor ya da cidden depremin yıkıcılığını artıran şey halkın vurdumduymazlığı mı?
Topraklarının büyük çoğunluğu fay hatları üzerinde olan ülkemizin neredeyse her yeri risk altında iken depremler için sık sık tedbir alınması çağrısında bulunuluyor ama olmazsa olmaz iki temel esas var; deprem bilinci yüksek bir toplum haline gelebilmek ve depreme dayanıklı binalarda oturmak.
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeği, depremle yaşamayı öğrenmemizi ve olası depremlere karşı her an hazırlıklı olmamızı zorunlu kılmakta. Depremleri en az kayıpla atlatabilmek için, bu alandaki eksikliklerimizin sağlıklı biçimde belirlenmesi, gereksinim duyulan örgütlenmelerin tamamlanması ve etkili denetim düzeneklerinin hızla yaşama geçirilmesi büyük önem taşımakta.
Deprem gerçeğini yaratan insanlar olmasa da onun etkileri ile yüzleşmek zorunda olanlar bizleriz. Düzce merkezli 12 Kasım 1999 depreminin 21. yıldönümünde; depremde yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine yeniden başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Bir daha böylesine acılar yaşamaması en büyük dileğimiz. Deprem olduktan, enkaz altında kaldıktan sonra değil. “Şimdi sesimizi duyan var mı”? Ses verin…
Haber: Aslı Akış / koroglugazetesi.com