İSTANBUL’DA AHDE VEFA VE ON ALTIN ÖĞÜT
Merhaba Sevgileri Okurlarımız,
Ahde vefa; emek verenlerin emeklerine saygı göstermek, bir zamanlar mücadele adamı olanları unutmamak, onları her zaman hatırlamaktır. Yalnızca yaşayanlar için değil, bu dünyadan ahirete göç etmiş kişilere de vefa göstermek gerekir. Onların hatıralarını yaşatmak, en güzel biçimde eserlerini koruyup sahip çıkmak ve geride lekesiz bırakılmış olunan emanetleri geleceğe doğru taşımak gerçek bir ahde vefa örneğidir.
Vefanın yaşatıldığı toplumlar, birlik beraberlik içinde değerlerine daha iyi sahip çıkarlar. Üzerimizde hakları olanlara vefalı davranmayı bir borç olarak kabul ettiğimizde değerlerimiz daha bir güzelleşir, kıymetlenir. İyi, güçlü ve güvenilir biri olmanın koşullarından biri de vefalı olmaktır, vicdanımıza kulak vermektir.
İz bırakanlardan olabilmek ise en büyük onurdur. Yapılan işlerle birlikte meydana getirilen eserlerle hatırlanmak, gerçek dostların var olduğunun bir göstergesidir. Sizi ve insanlığınızı en iyi anlayan onlar olmuştur. Bu anlamda, başta Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, yurdumuza hizmet vermiş değerli devlet adamlarımızı ve büyüklerimizi de saygıyla selamlıyorum.
Bolu ilimizde iz bırakan en büyük kişi; İzzet Baysal’dır. Bolu’ya yaptığı hizmetler çok büyüktür ve saymakla bitmez. Bolu’da başınızı hangi yöne çevirseniz İZZET BAYSAL ismini görürsünüz. Eğitim, sağlık, ibadet, barınma, korunma konularını içine alan yatırımlarıyla, hem Bolu halkının hem de Türkiye’nin gönlünde yer etmiştir. Kişiliğiyle attığı her adımda, derin izler bırakan onurlu bir insandır. O, herkesin İzzet Babası’dır. Kurduğu İzzet Baysal Vakfıyla hepimize örnek olmaya devam ediyor.
Bu anlamda, 24 Nisan Pazar günü akşamı, Sayın Ahmet Baysal ve Vakıf Mütevelli heyeti üyesi Orhan Uçar Bey önderliğinde, İstanbul’da bulunan tüm Bolu Dernekleri ile Sivil Toplum Kuruluşları birleşerek, birlikten kuvvet doğacağını gösterdiler. Öncesinde, Bolu İl ve İlçeleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Turgut Gülen Bey’i arayarak “Yapabileceğim bir şey var mı?” diye sordum. “Katılımınız bize onur verir.” sözleri orada bulunmam için yeterli bir nedendi. Anadolu yakasında ikamet ettiğim için Esenler Kadir Topbaş Kültür Merkezi’nde yapılacak olan bu programa nasıl katılacağımı düşünürken imdadıma İstanbul Bolulular Derneği Başkanı Mustafa Aydemir Bey yetişti. Ümraniye’den bir servis kalkacağını, yalnız bırakmayacaklarını bildirdi. İki gün 21. İzmir Kitap Fuarı, İki gün de Bolu Göynük’te 23 Nisan etkinliği içindeki kitap imza günlerinin hemen ardından gerçekleşen programa gittiğimde çok yorgundum aslında. Ama oradaki muhteşem kalabalık, sevilen dostlarla buluşma ve muhteşem bir program sunumu, bana tüm yorgunluğumu unutturdu. İstanbul dışından ve yurt dışından gelen değerli konuklar sevincimi iki kat artırdı. Bolu Belediye’sini temsilen Başkan Yardımcımız Emine Davarcıoğlu ve Kültür ve Sosyal İşler Müdürümüz Güler Mert Hanımları aramızda görmek çok sevindirdi.
Sunucumuz Derya Kaya Bey, harikalar yarattı. Şef Tahsin Arslan Bey ve korosu kulaklarımızın tüm pasını sildi. Solistlerin muhteşem performansı görülmeye değerdi. İzzet Baysal ve Bolu türküleriyle Göynük Yöremize ait Melek Hanım türküleri geceye renk kattı. Tahsin Bey ve ekibini kutluyorum. Program sonrası Bolu Postası Yazarlarından ve koro solisti olan Asuman Sarı Hanım’la ilk kez karşı karşıya gelmenin sevinciyle özlemle kucaklaştık. Muhteşem yorumu için bir kez daha kutluyorum.
Programda İzzet Baysal’ı tanıtan bir sunum yapıldı. Geceye her etkinlikte yanımızda olan değerli sanatçımız Ramazan ÇELİK köroğlu türküleri söyleyerek tam bir vefa örneği gösterdi. Teşekkürlerimiz sana Ramazan Çelik.
Duayen sanatçımız Bedia Akartürk yoğun alkışlarla sahneye çıktı ve bülbül gibi sesiyle geceye damgasını vurdu. Sahneye çağırdığı konuk sanatçı Bedri AYSELİ ise söylediği “Huma Kuşu” ile salonu alkıştan inletti.
Geceyi fotoğraflarıyla ölümsüzleştirenler ise Mesut Işıkay ve Aytekin Bayri kardeşlrimiz oldu. Etkinliğe üniformalı katılımları ve helva takdimleri ile Aşçılarımız geceye ayrı bir renk kattılar. Ödül törenleri ve konuk sanatçıların söylediği şarkılarla program geç vakite kadar sürdü. Bu gecede herkes bir şeyler yapabilmek için çalıştı. Sonuç, mükemmel bir organizasyon, mükemmel bir sunum ve birlik beraberliğin ne kadar önemli olduğunun kanıtıydı sanki. Ahmet Baysal ve eşinin mutluluğu bizlere yansıdı. Ve unutmayacağız seni, unutturmayacağız diyerek İzzet Baba’nın resmine el salladık gelecek yıl buluşmak üzere…Bereket biraz erken geldi. Dönüşümüzde yağmura yakalandık. Ümraniye’de servisten inince Bolulu hemşerimin beni eve bırakmasıyla gecemizi sonlandırdık arkamızda yeni dostluklar kurarak.
Programın hazırlık aşamasından sonuna dek tüm emeği geçenleri kutlar, katılımcılara teşekkür ederim. Sözlerimi, evimin duvarında her zaman asılı olan ve uygulamaya çalıştığım, İzzet Baysal’ın on öğütünü hatırlatmakla sonlandırıyorum. Herhangibir yerde iz bırakmanız dileğiye selam, saygı ve sevgilerimle…On Altın Öğüt
(İzzet Baysal’ın çok beğendiği ve mutlu bir hayat için herkese tavsiye ettiği anonim sözler)
1. Düşünmeye vakit ayır, düşünce güç için kaynaktır.
2. Eğlenmeye vakit ayır, eğlence gençliğin sırrıdır.
3. Okumaya vakit ayır, okuma bilginin pınarıdır.
4. Duaya vakit ayır, dua güç anlarda direnmenin desteğidir.
5. Sevmeye vakit ayır, sevme yaşamı tatlı kılan şeydir.
6. Anlaşmaya vakit ayır, anlaşma yaşama güzel bir tat verir.
7. Gülmeye vakit ayır, gülme ruhun güzelliğidir.
8. Vermeye vakit ayır, verme günün aydınlığıdır.
9. İşini iyi yapmaya vakit ayır, iyi iş kişiyi kendine saygın yapar.
10. Teşekküre vakit ayır, teşekkür yaşam pastasının kremasıdır.
Ayşe Gülten KIRICI
28.04 2016
