Basın Mensuplarıyla Buluştu

Bolu Valisi Ahmet Zahteroğulları, Bolu'daki basın mensupları ile kahvaltıda bir araya geldi. Bunun bir kaynaşma kahvaltısı olduğunu ve burada tüm basın mensuplarını bir arada görmekten mutlu olduğunu kaydeden Vali Zahteroğulları, buradaki birlik ve beraberliğin tüm meslek gruplarında ve diğer sivil toplum kuruluşlarına örnek olacak bir birliktelik olduğunu söyledi.
Düzenlenen buluşmada bir konuşma yapan Vali Zahteroğulları, göreve geleli neredeyse 11 ay olduğunu ve artık birbirlerini tanıdıklarını söyleyerek, "Öncelikle geldiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Daha önce planlamıştık ama bu güne nasipmiş. Arkadaşlarımızın çoğunu burada görmekten büyük memnuniyet duydum. Belki böylesi daha iyi oldu çünkü yeni geldiğimizde biz kendimizi anlatacaktık, tanışacaktık ama artık kendimizi tanıtmaya çok fazla gerek yok. Artısıyla eksisiyle 11 aydır bizi nasıl tanıdıysanız, nasıl bir algı oluşturduysak oyuz. Her insanın bir birey olarak da, yönetici olarak da bir marka değeri var, bir algısı var ve bunu kendi oluşturur. Bu algı oluşturmak özel bir gayretle de olmuyor. Siz istediğiniz kadar gayret edinin, önemli olan insanların sizi nasıl algıladığıdır. Sizler ve bu şehir beni nasıl tanıyorsa, nasıl algılıyorsa günahıyla sevabıyla, artısıyla eksisiyle ben oyum. Bizler kamu görevlileri olarak bir yerlerde belli bir sürece çalışıp ayrılıp gidiyoruz. Daha önceden Bolu'da görev yapmam nedeniyle tanıdığım insanlar var ve ilde bunun avantajını da fazlaca kullandığımı söyleyebilirim. Ama bir söz vardır, ne kadar yaşadığınız değil, nasıl yaşadığınız önemli. Bizim gibi kamu görevlilerinde de ne kadar görev yaptığınız değil, ne kadar kaldığınız değil, nasıl görev yaptığınız, nasıl algılandığınız, nasıl iz bıraktığınız önemli. Bolu'dan ayrılırken, her bir çalışan gibi iyi intibalarla ayrılmayı arzu ederim" şeklinde konuştu.

"Bizim Dönemimizde Artık Hizmetlerin Alanı Değişti"
Kendisinin ilin mülki idare amiri olarak doğrusu ne ise onu yapmaya çalıştığını kaydederek, "Bizler doğrusu ne ise onu yapmaya çalışıyoruz ancak kamu yönetimi ve özellikle mülki idare ciddi bir kabuk değiştirme yaşıyor. Bizden önceki kuşakların görevindeki önceliği kırsal alt yapı idi. Nüfusun büyük çoğunluğu köylerde yaşıyordu ve tabiri caiz ise köylerde alt yapı gibi bir çok durum yoktu. Dolayısı ile o dönemde Valiler için Kaymakamlar için o köye bir çeşme yaptırmak, içme suyu götürmek, şose yol yapmak, derslik yapmak çok büyük bir hizmetti. Okul dediğimiz de köylülerin yardımı ile yapılan derme çatma binalardı. O nedenle o zamanda köylere yapılan çeşmelerin çoğunun adı Kaymakam çeşmeleriydi. Ama o dönem için bunlar çok önemliydi, çünkü çeşmeden su içilecekti. Bizim kuşağımız o çeşmeleri devletimizin sunduğu imkanlarla şebekeli sulara dönüştürdü. O şose yollar asfalt yol oldu ve dolayısı ile kırsal alt yapıya ilişkin görevlerimizi tamamladığımızı düşünüyorum. Bunları yaparken belki ikinci plana ittiğimiz ya da yeterince ön planda tutmadığımız diğer görevlerimiz daha ön plana çıkarıldı. Bunlardan bir tanesi ve olması gereken kamu hizmetlerinin daha etkili ve daha verimli, vatandaşa daha kolay, daha az bürokrasi ile daha güler yüzlü sunumunu temin etmek. Yani ildeki, ilçedeki devlet dairelerinin iyi çalışmasını sağlamak. Onlar iyi çalışırlarsa iyi hizmet üretirler. Benim Vali olarak birinci görevim bu. Birikimim, ufkum, vizyonum ölçüsünde şehre öncülük etmek, önemli projeleri gündeme getirmek ve bunlara ön ayak olmak. Bir diğeri de ve birazcık da benim içsel yapımla örtüşen bilhassa sosyal devletin temsilcisi hatta kendisi olmak. Bolu'da da bu üç konuya ağırlık vermeye çalışıyorum. Bir tanesi eğitim sağlık, kamu hizmetlerinin bütün alanlarında, aksaklıkları gidererek, önerileri alarak Vali Yardımcısı arkadaşlarımızla, il müdürlerimizle bunu koordine etmeye çalışıyorum" dedi.

"Yaptığınız ve Yapacağınız Bütün Yapıcı Eleştirilerin Başımın Üstünde Yeri Var"
Kendisinin kente kalıcı makro projeler peşinde olduğunu kaydeden Vali Zahteroğulları, "Diğer taraftan günlük işleri daha çok Vali Yardımcısı arkadaşlarımıza bıraktım. Ben şehre kalıcı makro projeler peşindeyim. Turizmde, sanayide yol kat etmeye çalışıyorum. Bunları yaklaşık 1 ay sonra göreve başladığımızın yıldönümünde yapacağımız basın toplantısı ile sizlerle paylaşacağım. Sosyal devlet konusunu da ihmal etmedik ama bir koordine eksikliği var. Devletin çok ciddi sosyal harcamaları ve sosyal hizmetleri var ama hepsi birbirinden kopuk yürütüldüğü için derde çare olmuyor. Söz gelimi bir ailenin birden fazla sorunu var ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na giderse sadece sosyal yardım veriyorsunuz, Sosyal Hizmetlere giderse belli bir konusu ile ilgileniyor, işsizliği varsa ona İŞKUR bakıyor, eğitimle ilgili problemi varsa ya sahipsiz kalıyor ya da öğretmenlerin ilgisi ölçüsünde o ihtiyacı karşılanıyor. Ama ben biliyorum ki zorluk çeken sosyal ve ekonomik problemleri olan aileleri düzlüğe çıkartacak iki yol var. İlki o kişiye istihdam sağlamak öbürü de çocuğuna iyi eğitim aldırmak. Çünkü bir ailenin bir çocuğunu okutursanız o aileyi tamamen kurtarıyorsunuz. O nedenle de sizlerle zaman zaman paylaşıyorum. Biz ASDEP gibi sosyal projelere zaman ayırıyoruz. Şu anda yavaş ilerliyor ama istikrarlı ilerliyor. Ele aldığımız ailelerin her şeyi ile ilgileniyoruz ve bu Türkiye'ye örnek proje. Bu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığındaki görevim sırasında kurguladığımız projeydi ve bunun icraatını yapıyorum. Yeni yeni projeleri de günü geldikçe kamuoyunun önüne koyacağız. Bu şehirde ne proje konuştuysak, neyi paylaştıysak önce sizlerden sonra da toplumdan çok büyük destek gördük. Göreve başladım 11 aylık sürede sizlerden çok büyük destek gördük, yapıcı eleştirilerinizi de konuştuk ve okudum. Ben hepinize bir kez daha desteğiniz için teşekkür ediyorum. Bugüne kadar yaptığınız ve bundan sonra da yapacağınız eleştiriler de başım üstüne, takdirleriniz de başım üstüne ve hepsi için çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.

"Meslek Dayanışması Konusunda Ülke Olarak Bir Araya Gelebilmeliyiz"
Bolu basınının buradaki birlikteliğinden de büyük memnuniyet duyduğunu kaydeden Vali Zahteroğulları sözlerini şöyle sürdürdü: "Buradaki birliktelikten büyük bir mutluluk duyduğumu da ifade etmek istiyorum Çünkü aynı mesleğin mensupları farklı görüşleri de olsa ki bu her meslek gurubu için aynıdır, farklı siyasi tutumlarımız olabilir ancak meslek dayanışması denilen, meslek etiği denilen konularda önce bir araya gelebilmeyi başarmamız lazım. Ben ülkemizde de bunu önemli bir eksiklik olarak görüyorum. Zaman zaman sendikalar yada dernekler geldiğinde açık açık herkes kendi işini yapsın diyorum. Memur memurluğunu yapsın, siyasetçi kendi işini yapsın, sivil toplum kuruluşlarını kendi işini yapsın. Sendikalar siyasi parti teşkilatı gibi olmasın, STK'lar siyasetten bağımsız hareket etsin. Ben mesela çok arzu ettiğim bir şekilde memur sendikalarının üçü bir araya gelse de bana çalışanların sorunları ile ilgili ortak bir konu görüşseler. Bu ilimize mahsus bir şey değil ülkemize mahsus bir eleştiri. Herkes kendi işini yapmalı. Biz o zaman sağlıklı bir demokrasi oluşturup işletebiliriz. Siyasi partilerin bunlara ihtiyacı yok. Siyasi partiler artık ülkede en büyük örgütlenmeye sahip bir anlamda sivil toplum kuruluşudur. Ama STK'lar bir yandan kendi mecralarında farklı dünya görüşlerinde insanları bir arada barındırabilmeli. Bu düşüncelerimi lütfen bir kesimi eleştiriyor olarak almayın. Genel olarak sizin mesleki olarak bir araya gelmenizden, dayanışmanızdan biz sadece mutluluk duyarız, bunu ifade etmek istiyorum"
Daha sonra ise Bolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Bülent Velioğlu, Köroğlu Gazeteciler Cemiyetine adına Hüseyin Aykan ve Bolu'daki en kıdemli köşe yazarlarından olan Yener Bandakçıoğlu birer konuşma yaparak Vali Ahmet Zahteroğulları'na düzenlemiş oldukları organizasyondan dolayı teşekkür ettiler.