23.11.2024 14:59:00
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21

BOLU DA İHL AÇILDI

Altındağ Belediyesi tarafından Bolu'ya yaptırılan 24 derslikli ve 5 laboratuvarı bulunan Altındağ Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin açılışı düzenlenen tören ile gerçekleşti. Dörtdivanlı Belediye Başkanı Tiryaki'nin konuşmasında duygulu anlar yaşandı.

Editör : Dörtdivan DünyasıKategori : KÜLTÜR-SANAT18 Ekim  2014 Cumartesi - 16:34
BOLU DA ALTINDAĞ KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ AÇILDI
Ankara Altındağ Belediye Başkanlığı tarafından Encümen kararı ile Bolu'ya kazandırılan Altındağ Anadolu Kız İmam Hatip Lisesi’nin resmi açılış töreni büyük bir coşku ile gerçekleştirildi. Okul bahçesinde düzenlenen tören, yağmur nedeniyle okul salonunda yapıldı.
Düzenlenen açılış törenine Bolu Valisi Ahmet Zahteroğulları, İstanbul Milletvekili ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, Tekirdağ Milletvekili Ziyaeddin Akbulut, Bolu Milletvekilleri Ali Ercoşkun ve Fehmi Küpçü, Din Öğretimi Genel Müdürü Nafiz Yılmaz, Bolu Belediye Başkan Vekili Hüseyin İka, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, Yükseköğretim Denetleme Kurulu Üyesi Prof.Dr.İrfan Aycan, Daire Müdürleri, davetliler ve öğrenciler katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan tören konuşmalarla devam etti. İlk konuşmayı Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki yaptı.
Kendisinin de 30 yıl önce Bolu İmam Hatip Lisesi’nden mezun olduğunu söyleyen Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki konuşmasında, "Bir insan ömründe uzun bir zaman dilimi. Geriye dönüp baktığımızda sanki dün gibi yaşanmış her şey. Bugün burada beraber okuduğumuz arkadaşlarımı görüyorum. Bu okulun yapımında emeği geçen hocalarımı görüyorum. Çarşıda Büyük Caminin yanında bulunan bazı boş dükkanlarda eğitime başlamışlardı. Onun dışında Paşa Köyünde Bolu’nun dışında olan o zamanki koşullarda bir köyde yeni bir yerleşkede her yıl bir kat ve derslik ilave edilerek yapılan okuldan bugüne kadar binlerce öğrenci mezun oldu" dedi.
/
İnsanların İmam Hatipli olduğunu söyleyemediği günler geride kaldı.

Bolulu insanların böyle bir yapının ortaya çıkması için tüm emeklerini ortaya koyduğunu belirten Tiryaki, "İnsanlarımız gayretleriyle orada oldular. Çocukları üşümesin diye evlerinden getirdikleri yorganları üstlerine örttüler. İtilip kakılan bir İmam Hatip Lisesi vardı zamanında. İnsanların İmam Hatipli olduğunu söyleyemediği günlerdi. Belki bunu birçok insanımız bilmiyor. Çok iyi hatırlıyorum. İmam Hatipli olduğumu ben de söyleyememiştim. Oysa bugün Mevla öyle büyük nimetler bahşetti ki insanların okuduğu okulu söyleyemediği bir dönemden, itilip kakıldıkları bir dönemden bugün adeta herkesin teşvik ettiği gururla söylediği devletin en önemli makamlarını işgal eden insanların bu okullardan yoksullukla büyüyüp geldiği bir noktaya geldi" ifadelerini kullandı.
İnsanların bu okulları yaptırmak için çok büyük emek harcadığını anlatan Başkan Tiryaki, "Ambarındaki bir teneke buğdayı bahşeden insanlar, elinde neyi olan varsa veren insanlar vardı. Ama o günlerden bugünlere gelindiğinde o insanların duası ile kendimizden öğrenciliğimizden öte o insanların iyi niyetleriyle bugünlere gelindiğine inanıyorum. Bugünlerimizin kıymetini bilmek zorundayız. Bunun kıymetini bilmezsek yine çok uzun bir zamana ihtiyacımız yok. Yine dönüp bakarız ki eski günlere gelir ve bugünleri ararız" şeklinde konuştu.
"Bugün dünya kaynıyorsa, yanıyorsa oturup kafamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekiyor" diyen Tiryaki, şu şekilde konuştu: "Bugünkü imkanlara baktığımızda gerçekten fedakarlıklarla çıkılan bu davada bugün acaba geçmişimizi unutuyor muyuz diye arkadaşlarımızla tartıştığımız oluyor. Bugün huzurlu bir toplum olsun istiyorsak. Çevremizdeki ateş çemberi bizi sarsın istemiyorsak. Toplumda barış ve erdemli olmak istiyorsak. Bu sıralarda çocuklarımızı hayatı sorgulayan sadece ders notlarıyla değil sanatla, edebiyatla, şiirle, musiki ile sporla iç içe yaşayan bireyler yetiştirmek zorundayız. Biz elimizden geldiği kadar bu gayreti vermeye çalışıyoruz. O yüzden sadece kendi memleketimiz olduğu için değil ama orada bize büyük emek veren insanlar olduğunu ve bu insanların emeklerin karşılığında okuduğumuzu bir nebze sorumluluğumuzun yerine getirmek amacıyla girişime bulunduk" diye ifade etti.
/
Rahmetli dedem 28 yıl önce beni okula kaydettirmişti.
Bolu Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divan Katip Üyesi Fehmi Küpçü yaptığı konuşmasında, “Aslında bugün bu hayırlı günle beraber bu açılışı yapacağımız bu okullardan bir tanesindeyiz. Bundan 21 yıl önce Gerede İmam Hatip Lisesi’nden mezun oldum. Rahmetli dedem 28 yıl önce beni okula kaydettirmişti. Rabbim tüm geçmişlerimize gani gani rahmet eylesin. Rahmetli dedemle okula kaydolmaya gittiğimizde sadece ilk gün gelmiş ve daha sonra emanet olarak bıraktığı o ekip o dedenin evladına sahip çıktı. Burada genç kardeşlerim var. Bizim Çarşamba günü derslerimiz yarım gün olurdu. Ara sıra top oynamaya kaçardık. Bizim sınıf hocamız Mehmet Esen Bey, derdi ki; Küpçü neredeydin? Bizde durumu anlatırdık… Hem döverdi hem de derslerde başarılı notlar verirdi. Allah ondan razı olsun. Aslında bu değer yargıları bu medeniyetin evlatlarını biçimlendirmiştir. Ben başta Altındağ Belediye Başkanımıza ve ekibine yürekten teşekkür ediyorum. İstiklalimiz ve istikbalimize yönelik bu değer yargılarımız inşallah devam eder diyorum” ifadelerine yer verdi.
/
Halis bir niyetle yapılan gayretler çok kısa sürede netice veriyor.
Sevinçlerin paylaşarak çoğaldığının altını çizen Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun yaptığı konuşmasında, “Bugün gerçekten Bolu’nun her kesimini temsil eden simaları, Ankara’daki Boluluları burada hasetten misafir ettiğimiz büyüklerimizi görmüş olmak mutluluğumuzu bir kat daha arttırıyor. Mübarek bir Cuma günü çok kıymetli zamanda Allah’ın rahmeti ve bereketinin de bol olduğu bir anda böylesine bir ilim yuvasının açılışında birlikteyiz. Bu dönemde halis bir niyetle yapılan gayretler çok kısa sürede netice veriyor. Daha dün Veysel Tiryaki Beyi buradaki hocalarımızla, valimizle, milletvekili arkadaşımızla ziyaret ettiğimizde ve böyle bir fikir duyduğumuzda gerçekten bu kadar kısa bir zamanda bu esere kavuşacağımızı düşünmemiştim. Ankara’da da bizim gururumuz olan Veysel Tiryaki beyin oradaki hızı görüp de burada yapılan binanın hızını tahmin etmemiz gerekiyordu. Bugün gerçekten ihtişamı ile kalitesiyle şu pırıl pırıl kızlarımla içimizi açan geleceğimize dair ümidimizi bir kat daha pekiştiren bir ortamda böyle bir tesisin açılışı bundan sonraki süreçte bize daha çok heyecan veriyor. Sayın Belediye Başkanımıza, geçmiş dönem Altındağ Belediye meclis üyeleri ile bu dönem görev yapan meclis üyelerimize de çok teşekkür ediyorum” dedi.
/
İmam Hatip Liseleri sadece imam ve hatip yetiştiren okullar değildir
İstanbul Milletvekili ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, Altındağ Belediyesi tarafından yapılan Kız İmam Hatip Lisesinin açılışında yaptığı konuşmada, kendisinin de bir imam hatipli olduğunu söyleyerek, "Ben de 1986 yılında Tekirdağ İmam Hatip Lisesinden mezun oldum. Daha sonra üniversite hayatımız başladı. Marmara Hukuk Fakültesinde en son profesörlük kadrosuna kadar yükseldik. İmam Hatip liselerinin Türkiye'de eğitim öğretim hayatına çok özel bir yeri var. Sayın Cumhurbaşkanımız atıf yapıyor. Kendisi de imam hatipli ve imam hatiplilerin iftihar ettiği bir isim" diye konuştu. İmam Hatip Liselerinin Türkiye'nin siyasi ve demokrasi tarihi ile çok yakın bir ilişki içinde olduğuna dikkat çeken Şentop, "O yüzden İmam hatip lisesinden bahsetmek imam hatip liseliyi önemsemek başka okullarla ilgili asabiyetlerden önemlidir. Bazı okulların mezunları mensupları birbirini tutarlar ya imam hatip lisesi mezunları ve imam hatiplilik daha farklı bir hadise. İmam hatip liselerinin tarihi Türkiye'de devletle milletin buluşması bütünleşmesi konusundan ve ülkenin demokrasi konusundan son derece önemlidir" ifadesini kullandı.
"İmam hatipli olmak, Türkiye'de ikinci sınıf bir okulda okumak ve ikinci sınıf bir okuldan mezun olmak anlamına geliyordu" diyen Şentop Şöyle konuştu: "Bizim yaşadığımız dönemlerde bu kadar değildi. Ama bu işin ilk başladığı dönemlerde 1949 yılından itibaren çok daha zor şartlarda ve imkansızlıklar içerisinde yaşayan yetişen imam hatipli insanlar var. Devlet ya da o dönemde devleti idare edenlerin İmam hatip liselerini mecburiyetten, mecbur kaldıkları için açtıkları okullar olarak görmüşler. Binasından, fiziki imkanlarına ve gönderdiği öğretmenlerine kadar hep imam hatip liselerine ikinci sınıf muamelesi yapmışlar."
Şentop, o dönemlerde devletin millete ve milletin değerlerine bakışı ile ilgili de bir problem yaşadığına dikkat çekerek, "Bu çok basit bir hadise ile ifade etmek istiyorum. Kadir Mısıroğlu'nun bizzat şahit olduğu ve anlattığı bir hikaye. 1956 yılında bir öğle namazını Sultanahmet camiinde kılıyor çıkıyor. Şadırvanın yanında bir kalabalık var. Bakıyor ki Celal Bayar, cumhurbaşkanı. Etrafında da gazeteciler. O zaman kulaklarımla duydum diyor. Alman Cumhurbaşkanı gelmiş ve müftü Sultanahmet camini gezdiriyor. Gazeteciler soruyor 'Siz neden camiyi gezmiyorsunuz? refakat etmiyorsunuz?' diye. O diyor ki 1956 da 'Ben bir laik devletin Cumhurbaşkanıyım camiye giremem" Bugünün Türkiye'sinde cuma ve bayram namazının yanı sıra 5 vakit namazını kılan ve imam hatip lisesi mezunu bir cumhurbaşkanı var Türkiye'de" şeklinde konuştu.
Aşağı yukarı 50-60 sene içerisinde Türkiye'deki değişimin dönüşümün büyüklüğünü herkesin görmesi adına bu hikayenin önemli olduğuna değinen Şentop, "Bu nedir? Türkiye'de bir dindarlaşma gibi bir takım sosyolojik mülahazalarla ifade edilecek bir konu değil. Bu ülkede yaşayan insanlar yüzde 99 oranda kendi kimliğini ifade ederken Müslüman olarak ifade ediyor. Müslümanlık bu ülkenin birleştirici bir üst değeri ve kimliği" dedi.
Şentop, bir ülkede, devletin o milletle birlikte, milletin değerleri ile bağdaşık bir şekilde o değerlere hürmet ve saygı gösterirse o devletin güçlü bir devlet olacağına vurgu yaparak, "Türkiye'nin 2002'lere kadar temel meselesi devletle millet arasındaki bu ayrışma, ayrıştırma idi. İmam hatip lisesi bu milletin değerlerini üreten ve gelecek kuşaklara taşıyan okullardır. Bu okullar, 20. yüzyılın Türkiye'sinde yaşayan insanların bulmuş olduğu bir formüldür. İmam hatip liseleri sadece imam ve hatip yetiştiren okullar değildir" diye belirtti.
Türkiye'de 1925 yılından 1949'a kadar dini eğitim veren hiçbir kurum olmadığına dikkat çeken Şentop, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "O dönemde milletin dinini öğreneceği bir takım okul ve kurumlar yoktu. Bunlar yasaktı. Kısa bir süre imam hatip okullarına benzeye bir seminer ve kurs mahiyetinde okullar açılmış. Bir yıl kadar ömrü yok kapatılıyor. Türkiye'de 1949'lara kadar dini eğitim veren devletin açtığı, kontrol ettiği ve izin verdiği eğitim kurumu yok. Yaklaşıl 25 yıla yakın bir zaman dini eğitim fiilen ve resmen yasaktı." Devletin dini eğitimi yasakladığı dönemlerde vatandaşların kendi imkanları ile kuranı kerim öğrendiğini anlatan Şentop, "Bunlar çok uzak değil. İçimizde bu dönemleri yaşamış insanlar olabilir. Bu dönemler de milletimizin ürettiği bir formül. Devletin sadece cenaze yıkamak için bazı yerlerde bazı yerlerde imamlık yapan insanlar yetiştirmek için tasarladığı okulları millet teveccühü ile dini eğitim öğretim alacak okullara dönüştürmüştür. Bunları yaygınlaştırarak destek vererek dönüştürmüştü. İmam hatip liselerinin böyle belediyeler ve devlet tarafında yapılması çok yeni bir hadisedir" İmam hatip liselerini 2005 yılına kadar milletin kendi imkanları ile inşa ettiğini sözlerine ekleyen Şentop, bu okulların sahibinin İmam Hatip Liselerini yaptırma ve yaşatma dernekleri olduğunu söyledi.
/
TÜRKİYE’DE HAYIRSEVERLERİN EĞİTİME EN FAZLA KATKIDA BULUNDUĞU ŞEHİRİZ

Bolu Valisi Ahmet Zahteroğulları da yaptığı konuşmasında; “Zaman zaman görev itibariyle açılışlar yapıyoruz en hayırlılarından, en güzellerinden, bizleri en çok mutlu edenlerden biri bu olsa gerek. Okul açılışı, eğitim yuvası açılışı. Dolayısıyla ben bugünkü bütün konuşmacılardaki heyecanı bir kez daha anlamaya çalışıyorum. Gerçekten de insana yapılan yatırım en önemli yatırımdır. Çünkü biz ülke olarak nüfusunun dörtte biri daha ilköğretim ve orta öğretim çağında olan bir ülkeyiz. Bizim sermayemiz genç nüfusumuz. Bu genç nüfusu eğitebildiğimiz zaman, istihdam edebildiğimiz zaman bizim için fırsat oluşturacaktır. Bu yatırımlar da bunun için anlam ifade ediyor. Saygıdeğer hocam biz Bolu olarak çok şanslı bir vilayetiz. Gerçekten de Boluda yaşayanlar olarak bununla ne kadar şükretsek az, ne kadar da övünsek az diye düşünüyoruz. Bu topraklarda bir bereket var. Kazancı helal olduğuna inanıyorum. Öyle ki evlatları bu toprakların son derece vefalı. Biz Bolu olarak Türkiye’de zannediyorum hayırseverlerin eğitime en fazla katkıda bulunduğu şehiriz. Sadece bu şehrin yetiştirdiği büyük insan Allah rahmet etsin bugün onu da rahmet ile analım, eğitime yaptığı çok büyük katkılarla İzzet Baysal bu şehre 135 tane eser kazandırdı. 136,137.si devam ediyor. Öldükten sonra da bütün mal varlığını bağışladığı vakfı bu yatırımlara devam ediyor. Anaokulundan ilkokula, ortaokulundan, üniversitesine. Doğum evinden sağlık ocağından tıp fakültesi hastanesine kadar yaklaşık 400 milyon lira, eski rakamla 400 trilyon. Onun akrabaları, yeğenleri aynı şekilde hayır işlerine devam ediyorlar. Onun hemşehrileri, onu örnek alanlar Ali Ericek’ler, Yaşar Çelik’ler, Süreyya Astarcı’lar, adını sayamadığım birçok hayırseverimiz, Bağışçılar Vakfı bu tür yatırımlara devam ediyor” dedi.
/
HAYIRSEVERLERİMİZ SAYESİNDE BOLU EĞİTİM ALTYAPISI EN İYİ İLLERDEN BİRİ

Vali Zahteroğulları yaptığı konuşmasında; “Bu sayededir ki Bolu Türkiye’de eğitim altyapısı itibariyle en iyi illerden bir tanesi. Yine okullaşma oranı itibariyle, başarı itibariyle, derslik başına düşen öğrenci itibariyle Türkiye ortalamasının çok çok üzerinde. Yine biz Bolu’da 2 sene içerisinde planladığımız, yapmakta olduğumuz yatırımlarla birlikte inşallah ilkokul, ortaokul ve liselere her biri kendi müstakil binalarında yapmak üzere ideal, Milli Eğitim Bakanlığımızın hedeflediği, Hükümetimizin hedeflediği hedefe ilk varan il olacağız inşallah. Yine okulöncesinde de 100/100’ü yakalayan ilk il olacağız. Bunların hepsinin neticesinde inşallah ülkemize bu şehir bu zamana kadar olduğu gibi çok güzel insanlar yetiştirecek, önemli hizmetler verecektir.Ülkemiz nasıl bu bölgede bir huzur adası ise bu şehir de Türkiye içerisinde ülkemizde bir huzur şehri. Allah’ıma binlerce şükür. Ama bu, bu şehrin yetiştirdiği evlatların ve insanların sayesinde. Biz bununla şükrediyoruz, bununla övünüyoruz. Veysel Bey benim okul arkadaşım. Aynı fakülteden mezunuz. Meslektaşım Mülki İdareden. Ankara’nın gecekondu bölgesi olan bir ilçesini arkadaşlarıyla ve ekibiyle birlikte tarihi özelliğine de kavuşturmak suretiyle en yaşanabilir ilçelerinden biri haline getirdi. Bununla kalmadı orada yaptığı eğitim ve sosyal hizmet yatırımlarını ben biliyorum. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığındaki görevim sırasında da bize ihtiyaç duyduğumuz iki tane binayı, bir huzurevi bir de şiddet önleme merkezini yapıp bağışlamıştı. Kimin hangi kamu hizmetine, Altındağ’da, Ankara’da daha doğrusu, hangi kurumun ihtiyacı varsa kapısını ilk çaldığı isim Veysel Başkandır. O da hiçbirini geri çevirmemiştir sağ olsun. Ben doğduğu, büyüdüğü, eğitimini aldığı bu topraklara vefasından dolayı da kendisini kutluyorum. Bu binanın yanı sıra kendi ilçesi olan Dörtdivan’a yaptığı hizmetler, eserler de bunun örneği. Sadece kendisine değil, eski ve yeni meclis üyelerine, bütün çalışma arkadaşlarına ve ekibine çok teşekkür ediyorum. Yine bu eserin meydana getirilmesinde katkı veren Bolu Belediyesine, İl Özel İdaremize de katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Çocuklarımıza da üstün başarılar diliyorum. Katıldığınız için de sizlere hepinize hoş geldiniz diyorum, tekrar saygılar sunuyorum” dedi.
/
Düzenlenen açılış töreni konuşmaların ardından Bolu Valisi Ahmet Zahteroğulları, İstanbul Milletvekili ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, Bolu Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divan Katip Üyesi Fehmi Küpçü, Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin kurdele kesmesi ile sona erdi.

 

YAZARLAR

Tamamı