Bolu İli ve İlçeleri Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Turgut Gülen, bundan yaklaşık bir ay önce, "İzzet Babamızı İstanbul Esenler'de 2. defa anacağız. Aramızdan olman çok iyi olur" dediğinde "geleceğim" dedim.
Almanya'daki yoğun gündemime rağmen yüreğim 24 Nisan akşamı İstanbul Esenler Dr. Kadir Topbaş gösteri merkezinde olmam gerektiğini bana söylüyordu.
İstanbul'a ayak basar basmaz beni karşılayan Mengenli Ali Bozkan ağabeyimle Cumartesi akşamı ve gecesinde geçirdiğim dakikalar İstanbul'daki Bolulular arasında "çok güzel anlar yaşayacağımın" işaretlerini vermişti.
Bu sene ikincisi düzenlenen İzzet Babamıza Vefa Akşamı'na iki saat kala geldiğim Esenler'deki salonun bekleme salonunda Ahmet Baysal büyüğümüzü ve saygıdeğer eşini görmek Baysal ailesine özel bir Allah vergisi olan disiplinin bir göstergesiydi.
Almanya'daki Bolulular Günleri'ne misafir olan özel ve güzel adam Ramazan Çelik ile program öncesi sohbet bana yol yorgunluğumu unutturdu.
İzzet Baysal'ın İstanbul'daki Evlatları'nın imzasını taşıyan ve her dakikası Bolumuzdan doyumsuz tadlar taşıyan gece önemli mesajlar verdi.
Bunlardan birincisi, Bolu Belediyesi Türk Halk Müziği Korosu'nun İzzet Babamızla ilgili türkülerinin güzelliğiydi. Koro hayırsever büyüğümüzle ilgili Boluluların hislerine türküleriyle tercüman oldu.
Bu muhteşem müzik ziyafetini sunan güzel insanların şefi Tahsin Arslan beyefendiyi kutluyoruz. Bolu'da müzisyenler var.
Henüz her konuda tam anlamıyla kaynaşamadıklarının sinyalleri alınsa da 24 ayrı Bolulu sivil toplum örgütü, dernek ve sosyal amaçlı kurumun İzzet Baba sevdasında birleşebilmesi de önemli bir gelişmeydi.
Gecenin en önemli yıldızlarından biri Orhan Uçar oldu. "Hayırda Yarışanlar" adıyla ilk defa düzenlenen yarışmanın sonunda ödüle layık görülen bu genç ve karizma adam gönülleri feth etti. İzzet Baysal Babamızın bizlere emaneti Ahmet Baysal büyüğümüzün elinden ödülünü alıştaki saygısı "halk adamı olmuş" yorumuna neden oldu.
Bolunun son zamanlardaki yükselen markası Ramazan Çelik, müthiş fiziği, harika giyimi ve Bolu sevdası kokan yüreği ve sesiyle bir defa daha büyüledi. Ramazan Çelik'in okuduğu türkü aralarındaki konuşmalarını bugün toplum karşısında konuşmakta zorlananlar mutlaka "okul dersi" olarak çalışıp, hitabeti öğrenmeli.
Gecenin Bolulu arıları, ellerinde fotoğraf makineleriyle koşturanlar, Kıbrıscıklı hemşerim, Emin Dayımın torunu Aytekin Bayri ile Bolunun İstanbul'daki gururu Göynüklü Mesut Işıkay idi. Bolu Postası gibi bir markayı tek başına kuran TeknoSA'nın İstanbul'daki Bolulu beyinlerinden Aytekin, kendi kuşağına örnek bir duruş ve çalışma sergiledi.
Bolu'da yaşayan Göynüklü gazeteci ve ressam Fatma Marmara hanımefendi ve eşi Yüksel Marmara'nın anlatımlarından daha önce ününü duyduğum Mesut Işıkay, modern çağda bir Akşemsettin Torunu olmanın çalışkanlığı ve sevecenliğindeydi.
Gecenin uzaktan bakanlarda "saygı" uyandıran Bolulu ablaları Habibe Güner ve Bolu Belediye Başkan Yardımcımız Emine Davarcıoğlu hanımefendilerdi.
Emine Davarcıoğlu gecede yaptığı müthiş konuşma ile bulunduğu makama tesadüfen gelmediğini göstermiş oldu.
Habibe Güner de Boluluların İstanbul'daki çok önemli marka isimlerinden biri olduğunu hissettirdi.
Her ikisiyle ilk defa Esenler'de yüz yüze görüşme fırsatı buldum ve Bolunun böyle evlatlar yetiştirdiği için şanslı olduğunu yakından gördüm.
Bolu Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdiresi Güler Mert hanımefendi de makamına yakışan olgunluk ve zerafetteydi.
Gecenin en önemli anı, Bedia Akartürk'ün sahneye çıkmasından kısa süre önce sahnedeki ödül töreninden inen Ahmet Baysal büyüğümüzün neşesiydi. Sanatçının ilk türküsüne başlaması sırasında sahneden inip koltuğuna oturmak için yürüyen Ahmet Baysal büyüğümüz Bedia Akarkürt'e "Bir Bolulu gibi" ellerini de şıklatarak oyunuyla kısa süre eşlik etti.
Bu görüntü bana, "Bolunun İstanbul'daki evlatları İzzet Babamızın bize emaneti ve vakfın banisi Ahmet Baysal'ı çok mutlu ettiler. Bu durum İzzet Babamızın ruhunu da şad etti" dedirtti. Ve geceyi özetleyen görüntü de buydu.
Yazımın başından buyana sürdüğüm, "İstanbul'da farklı ve çok özel Bolu" gecesinin neşe ve tatlarını yazmayı sürdürsem bu satırlar yetmez.
Bolu Bağışçılar Vakfı Başkanı Şerafettin Erbayram büyüğümüz programın başından sonuna örnek alınacak bir ağır başlılık ve sevecenlikle sevenlerinin arasındaydı.
Seben Belediye Başkanı Süleyman Özbağ'ı Esenler'de görmek güzeldi.
Dörtdivan Belediye Başkanı Hasan Uzunoğlu'nun elinden şahsıma da bir hediye verilmesi ve sahneye çağrılırken, "Bolunun Almanya'daki Kültür Elçisi" diye anons edilmem bugüne kadarki en güzel ünvanlarımdan biriydi.
Bu hediye için Bolu Belediye Başkanımız, Çeltikdere Köyü'nün yani köyümün eski öğretmeni Alaaddin Yılmaz ağabeyime de yeniden teşekkür ediyorum.
Geceyle ilgili bir iki mini uyarı da yaparak satırlarımı bitireyim.
Gecede hemen düzeltilmesi gereken hatalardan biri İzzet Baysal Babamızın yaşamının özetlendiği sinevizyon gösteri sırasında müzik ayarının olmayışıydı. İzzet Babamız ve Ahmet Baysal büyüğümüzün tarihi konuşmalarını salonu dolduran Bolulular "kontrolsüz müzik"ten dolayı duyamadı. İlk sırada oturmama rağmen ben kendimi zorlasam da konuşmaları anlayamadım. İlgilisi bu hatayı hemen düzeltmeli.
Turgut Gülen başkanın adının bir kere bile olsun anılmaması da gecenin önemli eksiklerinden biriydi. Bu gecenin düzenlenmesinde Turgut başkanın emeklerinin "en azından ismini bir defa anarak" geceye yansıması gerekiyordu. Gecenin düzenlenme hazırlıklarını bilenler bu büyük eksiklikten kaynaklanan üzüntüyü derinden yüreklerinde yaşadı.
Gecenin sunucusu Derya Kaya'nın ismi adeta Bolu ile özdeşleşen Ramazan Çelik'i sahneye "Ramazan Şeker" diye anons etmesi, şok edici bir hataydı.
Sözlerimi Bolu milletvekillerine bir uyarı ile bitiriyorum;
Sayın Ali Ercoşkun, Sayın Tanju Özcan ve Sayın Fehmi Küpçü...
Milletin bulunduğu yerde onun vekili olarak mutlaka bulunun.
Bu konuda Bolu Belediye Başkanımız Alaaddin Yılmaz, Emine Davarcıoğlu farkıyla yine ve yeniden bir adım önünüze geçti.
Seyfi ALP / boluolay.com
