“HALEP’İ AÇLIKTAN, İNSANLIĞI UTANÇTAN KURTAR”
Cenaze namazına, sendika üyeleri, İHH üyelerinin yanı sıra vatandaşlar da katıldı. Gıyabi cenaze namazından önce bir basın açıklaması yapan Memur Sen Bolu Şube Başkanı Ahmet Koçak, konuşmasında şu ifadeleri kullandı; “Halep bizim tarihimiz, Halep bizim parçamız, Halep bizim yürek yangınımız. Bugün Srebrenitsa’nın kaderini Halep yaşıyor. Halep’te insanlık ölüyor, batı her zaman olduğu gibi yine üç maymunu oynuyor. Bugün insanların, insanlığın ve bütün insani değerlerin katledildiği bir yerdir Halep. Terörü, konvansiyonel silaha dönüştüren devletlerin katliam yaptığı Halep’te maalesef bir can pazarı yaşanıyor ve maalesef insanlık bu katliamı kanıksamış durumda. Dünyanın bir çok ülkesinde yaşayan insanlar, bu katliamları bir film izliyormuş gibi seyrediyor.
“Ümmetin sessizliği canımızı yakıyor”
Halep, insanlığın top yekun öldürüldüğü bir yerdir. Kim hangi bahanenin arkasına gizlenirse gizlensin, hakikat budur. Bu yüzden Halep aynı zamanda insanlığın bir intiharıdır. Ama insanlık duyarsız, insanlık kayıtsız, en çok da ümmetin sessizliği canımızı acıtıyor. Surların arkasında sığınmış batılıların kahir ekseriyetin duyarsızlığına, Bosna’da, Çeçenistan’da, Afganistan’da, Irak’ta, Doğu Türkistan’da şahit olmuştuk. Fakat ümmet kendisinden uzak zannettiği olayların bizzat ortasında olduğunu nasıl anlamaz, içindeki yangını nasıl hissetmez, nasıl susma korosuna katılır. Ölen biz, ezilen biziz, yok edilmek istenen biziz. İslam ümmeti adım adım izlenen ve kendisini yok etmek istenen stratejiyi neden görmez. Yoksa bu köhne sistemin bu çarpık düzenin kendisine dokunmayacağını mı sanır?
“Halep bir ahlak meselesidir”
Her gün ölen yüzlerce insanın istatistiki bir veri olmasının ötesine geçemediği bu bozuk dünya düzeninde herkes bilmeli ki, bir gün insanlığın sığınacak yeri kalmayacak. Çünkü bu çarpık ve bozuk düzen propaganda araçları marifetiyle bir avuç kapitalistin, birkaç emperyalistin ve devletin çıkarı için şiddeti meşrulaştırarak devamlılığını sağlamaktadır. Trump’un attığı twit katledilen insanlardan daha çok basında yer alıyorsa, bu düzeni nasıl açıklayabiliriz ki. İnsani yardımın gidebilmesi için geçici ateşkesin bile Birleşmiş Milletlerde veto edildiği bir dünya için ne denebilir ki. Ölen ve açlıktan kıvranan insanları küçük bir ayrıntıya indiren stratejistlere bakınca insan başka ne düşünebilir ki. Bugün insanlık dramının merkezi Halep, aynı zamanda işte bu ve benzeri manzaralardan dolayı bir ahlak imtihanının merkezidir. Halep bir ahlak meselesidir. Tıpkı Arakan, Filistin, Afganistan, Mısır, Doğu Türkistan’da olduğu gibi. Halep geç kalınmış olsa da ahlak isyanının başlangıç noktasıdır.
“Düzen güçlüye göre hükmünü icra ediyor”
Biz biliyoruz ki, terör özellikle İslam dünyasında yıkımın yaşanması için bizzat emperyalist devletler tarafından desteklenmektedir. Suriye’ye bakın ilk günden beri terör örgütleri etkin bir silah olarak kullanılmakta. Bunu hepimiz biliyoruz, ne yazık ki sözün kar etmediği bir zamanda yaşıyoruz. Çünkü düzen öyle kurulmuş. Düzen güçlüye göre hükmünü icra ediyor. Terörü üretenler terörü temizleyeceğim diyen aynı ağız diye haykırmak için Halep için ayağa kalktık.
“Dünyanın her yerinde vicdanlı insanların olduğunu biliyoruz”
Biz biliyoruz ki orada can pazarının yaşandığı mahşer yerinde insanlık direniyor. İşgalci emperyalistler ne derse desin biz o şekilde bakmaya devam edeceğiz. Rusya, İran ve Suriye rejiminin ortaklaşa gerçekleştirdiği katliama karşı da uluslar arası düzeyde insanlık diplomasisi başlattığımızı bir kez daha deklare ediyoruz. Dünyanın her yerinde vicdanlı insanların olduğunu biliyoruz. Biz vicdanlara seslenerek insanlığı harekete geçirebileceğimizi biliyoruz.
“Halep’e vicdan köprüsü oluşturmak zorundayız”
Biz, daha köklü çözümlerin üretilmesi gerektiğini, adil bir dünyanın vicdanların harekete geçtiği zaman gerçek olacağını düşünüyoruz. Yani, tüm dünya üzerindeki rachelleri, malkolmistleri, gandhileri harekete geçirerek Halep’e bir vicdan köprüsü oluşturmak zorundayız. Bunun ilk adımı olarak da Halep’i açlıktan, İnsanlığı utançtan kurtar temalı kampanyamızı başlattık. Halep büyük bir hapisaneye bir açlık bir işkence kampına dönüşmüş durumda. Bir taraftan bombalar yağıyor. Bir taraftan açlık insanları vuruyor. Bir an önce insanların temel ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor. Biz ilk aşamada 81 tır unu Halep’e ulaştırmayı hedefliyoruz. Bu faaliyetlerimiz düzenli bir şekilde devam edecektir. Yine Cumartesi İstanbul Taksim’de bir yürüyüş yapacağız. Enkazın altında çıkarılmış bir canın, Ümran bebeğin, insanlığımızı sorgulatan fotoğrafları ile yürüyeceğiz. Bugün Halep Ümran bebek kadar yalnız, Ümran bebek kadar çaresizdir. Bu yürüyüşümüzle o bölgedeki katliamı daha geniş kitlelere duyurmayı amaçlıyoruz.
Memur Sen olarak bugün saat 10.30’da diğer yardım kuruluşları ile birlikte genel merkezimizde bir basın açıklaması düzenledik ve bütün dünyaya yardım çağrısında bulunduk. İHH, Kızılay, Cansuyu ve Deniz Feneri’ne 81 tırın çeklerini teslim ettik ve bu hareketi genel merkezimizden başlattık.
İkinci olarak şu saatte Türkiye’de eş zamanlı olarak basın açıklamaları, gıyabi cenaze namazları ve illerde yardım kampanyaları başlatacağız.
Üçüncü olarak, 10 Aralık İnsan Hakları Gününde saat 11.00’de İstanbul’da büyük yürüyüşümüz gerçekleşecek.
Dördüncü olarak uluslar arası kuruluşlara ve irtibatta olduğumuz tüm emek örgütlerini duyarlılığa çağrı mektubu göndereceğiz.
Beşinci olarak yardım tırlarımızla, yardım araçlarımızla Halep’e yol açın konvoyuna katılıp inşallah insanlığın öldüğü Halep’e doğru yola çıkacağız.”
Haber: Mehmet Fatih Yalınız / koroglugazetesi.com
