Bir toplumun tüm bireylerine katkı sunan (dokunan) tek meslek öğretmenliktir. Başka hiçbir meslekte bu kadar geniş iletişim yoktur.
Kreşten, doktora eğitimine kadar nice öğretmenlerden ders alırız. Okulumuz biter, veli oluruz. Evladımızın daha iyi noktalara taşınması için yapılan toplantılara katılır çocuk yetiştirmenin püf noktaları hakkında yeni bilgiler ediniriz.
Kitaplar, gazeteler, dergiler de birer öğretmendir. Her gün yeni bilgiler üretiliyor. Bunları takip etmediğimiz zaman yaşantımızı daha üst noktalara taşıyamayız.
Mühendislerin, hekimlerin, hukukçuların, öğretmenlerin vb. sürekli olarak okuması, öğrenmesi, bilgilerini güncellemesi bir zorunluluktur.
Kimi öğretmenler hayatları boyunca yeni bilgilerin peşinde koşarlar. Bu yapıdaki eğitimcilerin yetiştirdiği insanlarda topluma en yüksek faydayı sağlayıcı nitelikte olur.
Okumayı, öğrenmeyi angarya olarak görenler sadece sıradan bir memur olabilirler.
Yazıyla, patentle, inovasyonla, toplam kaliteyle işi olmayan toplumlar da fakirlik içinde yaşamaya devam ederler.
Issız kütüphaneleri, sessiz kitapçıları olan toplumlar asla ilerleyemez.
Dünya üzerindeki tüm ülkelere baktığımızda yazı ile haşır neşir olanların uygarlık yarışında hep en önde olduğunu görürüz.
İslam dini her zaman öğrenmeyi, gelişmeyi, ilerlemeyi, ilimi aramayı emreder. Buna rağmen İslam dininin yaygın olduğu toplumlar son 1000 yıldır hep geride kalmıştır.
20. ve 21. yüzyılda yapılan buluşlara, patentlere, Nobel ödüllerine kimlerin dahil olduğunu incelediğimizde Müslümanların adını pek göremiyoruz.
Toplumun en zeki, çalışkan bireylerinin öğretmenliğe yönlendirilmesi için teşvik edici adımlar mutlaka atılmalıdır.
Haftada 20-30 saat eski usul ders anlatarak yapılan eğitimcilik ile bir yere varılamaz.
Her öğretmen sürekli olarak eğitim yarışının içinde olmalıdır. Eğitimcilerin kendini yenilemesi için 3-5 yılda bir sınavlara tabi tutulması, psikolojik testlerden geçirilmesi gereklidir.
Hiç kimse her şeyi tam anlamıyla bilemez. İnsanın bilmediği konuları farkında olması için sürekli okuması gerekir.
Bilim insanları durmadan yeni icatların peşinde koşmaktadır. Son 100 yılda ortaya konan bilgi tüm insanlık tarihi boyunca üretilen bilgiden daha çoktur.
Ülkemizin ihraç ettiği malların kilogram fiyatının 1.2 dolar seviyesinden 4 dolara yükselmesi için de nitelikli eğitim yapısına sahip olmamız icap etmektedir.
Daha kaliteli bir hayat sürmek için dolu kütüphanelere, nitelikli öğretmenlere çok ihtiyacımız vardır.
Dünya üzerinde bulunan 220 kadar ülke içinde Türkiye ekonomik büyüklük olarak 17. sıradadır. İlk 10 gelişmiş ülke arasına girebilecek potansiyelimiz vardır. Ancak iyi eğitim örgüsüne sahip olmadan bu mümkün görünmemektedir.
Ali ÖZDEMİR
www.aliozdemir.net
0505 220 83 85