Okul Müdürleri Kursda!
Bolu da Okul Müdürlerine yönelik gerçekleşecek olan Yöneticilik Formasyonu Kazandırma Kurslarının ilk kademesi başladı. Bolu Valisi Ahmet Zahteroğulları, Sorun çıkmadan çözüm üreten ve sorun çıkmasını önleyen kişiler olalım dedi.
Editör : Dörtdivan DünyasıKategori : KÜLTÜR-SANAT27 Ocak 2015 Salı - 13:35
Zahteroğulları "Çözüm Üreten ve Sorun Çıkmasını Önleyen Kişiler Olalım"
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen ve üç kademe halinde gerçekleşecek olan Okul Müdürlerine yönelik gerçekleşecek olan “Yöneticilik Formasyonu Kazandırma” Kurslarının ilk kademesi Bolu Valisi Ahmet Zahteroğulları'nın katılımları ile başladı. Toplantıda Vali Zahteroğulları, "Sorun çıkmadan çözüm üreten ve sorun çıkmasını önleyen kişiler olalım" dedi.
İzzet Baysal Abant Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Toplantı Salonu'nda düzenlenen Yöneticilik Formasyonu Kazandırma kursunun açılış törenine Bolu Valisi Ahmet Zahteroğulları, Vali Yardımcısı Ömer Eru, İl Milli Eğitim Müdürü İbrahim Çavuşoğlu ile İl Merkezinde bulunan okul müdürleri katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan Yöneticilik Formasyonu Kazandırma Kursu Vali Zahteroğulları'nın Okul Müdürlerine seslenen konuşması ile devam etti.
"Sorun Çıkmadan Çözüm Üreten ve Çıkmasını Önleyen Kişiler Olalım"
Vali Zahteroğulları konuşmasında, "Öncelikle sizleri yeni görevinizden dolayı kutluyor başarılar diliyorum. Çok önemli ve sorumluluğu yüksek bir görev üstlendiniz. Yöneticilik sorumluluğu omuzlarda yükü fazla olan bir görevdir. Yöneticinin iyisi sorunları iyi analiz edip çözen kişidir. Daha iyisi pratik olan sorunları süratle çözümleyen kişidir. Ama en iyisi sorun çıkartmayan, sorun çıkmadan soruna çözüm üreten ve sorun çıkmasını önleyen kişidir. Dolayısıyla biz yöneticilerden devletin ve toplumun beklediği mümkünse sorunları önleyen, değilse sorunları süratle çözümleyen, ama en kötü ihtimalle sorunları çözen kişi olmalıyız. Eğer sorun çözemiyorsanız sorunun bir parçasınız demektir. Kendiniz bizzat sorun olmuşsunuz demektir. İnsan yaşamının olduğu yerde, toplum yaşamının olduğu yerde sorunun olmamasından zaten söz edilemez. Hiç sorun yoksa bir sorun var demektir. Sorun vardır ama gündeme gelmiyordur" ifadelerine yer verdi.
"Devletin Temeli Adalettir"
Vali Zahteroğulları konuşmasına şöyle devam etti; "Toplum sizlere en kıymetli varlığını, bir gözünden öbür gözüne sakındığı varlıklarını, evlatlarını emanet ediyor. Dolayısıyla sizlerin sorumluluklarınız kat kat daha fazla. Her şeyimiz insan yaşamıyla ilgili, insanın geleceğiyle ilgili, ailenin geleceğiyle ilgili, şehrin geleceğiyle ilgili, toplumun ve ülkenin geleceğiyle ilgilidir. Bir kişinin kaybı, zayiatı ya da kötü yetiştirilmesi ülkenin başına bela olabilir, ya da iyi yetiştirilmesi ülkenin geleceğini tayin edebilir. Çünkü elimizdeki malzeme insan. Biz hepimiz, yöneticiler Şeyh Edebali'nin Osman Bey'e öğütlerini sık sık okumalıyız. Yöneticiden beklenen ilk şey hatta tek şey adalettir. Adaletin olmadığı yerde kalkınma ve refah olmaz. Devletin temeli adalettir. Adalet için insanlar kendi özgürlüklerinin bir kısmını daha üstün bir otoritenin eline teslim ederler. Ona yönetim denir, idare denir, hükümet denir, iktidar denir. Yani siz birilerini sizi yönetsin diye seçersiniz ve sizin adınıza sizi sıralayacak kararlar verir. Bu tarih boyunca böyle olmuştur. Toplum o yöneticiden adaletli olmasını ister. İnsanlar açlıktan, yokluktan isyan etmez. Adaletsizlikten isyan eder. Açlıkta da yoklukta da insanlar eşit olacak. Varsa da eşit dağıtacaksınız. Şüphesiz eşitlik her zaman adalet değildir. Adil olacaksınız"
"Bütün Kimliklerinizden Sıyrılın"
"Bizlerden istenen, beklenen de budur. Lütfen birlikte çalıştığınız öğretmen arkadaşlarınız arasında adil olun. Bütün kimliklerinizden sıyrılın. Her birinizin farklı dünya görüşü, her birinizin farklı mensubiyetleri, farklı sendikaları, farklı arkadaş çevreleri olabilir. Ama hatta mümkünse göreceli olarak size en uzak olduğunu düşündüğünüze siz yakın olun. O zaman göreceksiniz ki her şey çok daha kolay olacak. Bunlar olursa başarı olur. Bunların olmadığı yerde huzur olmaz, huzurun olmadığı yerde de asla başarı olmaz. İnsanlar işine severek gitmeli ve evine mutlu dönmeli. "
"İnsanlar Sizin Adil Olduğunuza, Eşit Davranacağınıza İnanmalı"
"Bir insanın işinde huzursuz olması, işini iyi yapamaması anlamına gelir. Sizin alanınızda çocukları iyi eğitim verememesi, motive olamaması anlamına gelir. O çocukları geleceğini etkiler bütün çocukların hakkına hukukuna girer. Evine gelir huzursuz bir şekilde evde huzursuzluk çıkarır. Evlerimiz bizim yuvamız, cennetimiz ve her şeyi bir şekilde oraya taşıyoruz. İnsanoğlu bir taraftan çok grift bir varlık ama çok basit te bir varlık. İnsanı mutlu etmek de çok kolay, kalbini kırmak da çok kolay. Bir sözle bir gülümsemeyle, bir günaydınla, bir çay kahve söylemeyle, koluna girmeyle gönlünü alamayacağınız insan yoktur. Yapmacık olmamamız lazım. İnsanlar sizin adil olduğunuza, samimi olduğunuza, eşit davranacağınıza inanması lazım ki sizinle derdini sizinle paylaşsın. "
"Her İnsanın Yükselme Arzusu Olmalı. Ama Hırs Olmamalı"
"Toplantılarda da sık sık tekrarlarım. Varlığımız bir şey ifade etmiyorsa, bir farklılık ifade etmiyorsa orda durmayın diyorum ve buna ben de dahilim. Yani ben olmasam da çok farklı bir şey olamayacaksa o göreve haksızlık ediyorum. Yönetici için iki tane kötü yol ve yöntem var. Bir tanesi bulunduğu görevi başka bir görevin basamağı olarak görmek. Elbette her insanın yükselme arzusu olmalı. Hırs ayrı bir şey. Hırs insanı öldürür bitirir. Hırs ayrı bir şey ama iddialı olmak ayrı bir şey. Zaten bir takım hedefleriniz yoksa ilerleyemezsiniz de. Ama ben illa şunu olacağım diye her yolu denemek tasvip edilen bir şey değil. Bir süre bir şey olacağım diye hayatınızı kendinize zehir edersiniz, yaptığınız işin tadını çıkaramazsınız. Bir üst mevki sahibi olacağım diye senelerce bulunduğunuz görevi ne doğru dürüst yapar, ne onun farkına varırsınız, ne de onun zevkini tadını alırsınız. Sonra olursunuz ve o mevkiyi kaybetmemek için uykularınız kaçar. Kaybettikten sonra da ben bunu niye kaybettim diye mutsuz olursunuz. İnsanın kendine de bulunduğu göreve de makama da yapabileceği en büyük kötülük orayı bir başka makamın basamağı olarak görmek"
"Belli Bir Kısmın Değil Herkesin Valisi, Müdürü Olmalıyız"
"İkincisi de benim için herkesin Valisi olmak varken, Milli Eğitim Müdürü için herkesin müdürü olmak varken, Sizler için de herkesin okul müdürü olmak varken bir kısmının müdürü olmak kendinize ve o göreve yapacağınız en büyük haksızlıktır. Biz herkesi kucaklamak zorundayız. Böyle bir hakkımız hukukumuz yok: Devletimiz bize bu görevi verirken, bu maaşı verirken biz herkesin müdürü herkesin Valisi, herkesiz öğretmeni olalım diye veriliyor. Kul hakkı denilen şey insanların hak olarak gördükleri, hukuklarına müdahil olarak gördükleri ne varsa hepsi onun içindedir. Asla sadece para pul değildir"
"İlimizin Başarısı Hepimizin Başarısıdır"
"Bunlar gelirse başarı gelir dedim. Ben ilimizi geçen sene ile mukayese ettiğimde TEOG sonuçlarından çok memnun mutlu oldum. İnşallah artarak devam eder. Aynı başarının üniversite sınavlarında da tekrarlanmasını arzu ediyorum. Bu bir senenin emeği değil, senelerin emeği ama iyiye gidişin bizlerin de katkımız olduysa mutluluk duyarım. Aynı şekilde mevcut başarı geriye gitmişsek bizim başarısızlığımızdır. İleriye giderse hepimizin başarısıdır. İyi bir yola girmişiz, devam ettirmeliyiz. Okullardaki bu yeni yönetimin yeni bir heyecan oluşturduğunu da gözlemliyorum ve böyle olması gerekir. Bakanlıkta bu yüzden görevlendirmeleri yeniledi.
"Hiçbir Görev Sembolik Değil Ama, Yöneticiliğin Okulu Yoktur"
"Bir şeyin daha altını çizmek istiyorum. İnisiyatif vermek konusu. Yararlandığınız müdür yardımcıları veya öğretmenleriniz var. Danışmak bilmemek anlamına gelmez. Bilmeniz gerekenleri şüphesiz öğrenmeye çalışın. Danışmaktan, sormaktan çekinmeyin. Müdür bir şey bilmiyor desinler. Siz bir süre sonra öğrendiğiniz şeyi yorumlamakla onu çok daha iyi bildiğinizi zaten göstereceksiniz. Ama inisiyatif vermekte, sorunluluk vermekte iyi ama asla şunu söylettirmeyin. O Müdür değil, Müdürlüğü falanca kişi yapıyor. Bunu dedirttiğiniz anda müdürlük işiniz bitmiştir. Seni nasıl anlıyorlarsa, nasıl tanımlıyorlarsa sen osun. Eğer müdür değil diyorlarsa müdür değilsindir. Birilerine danışın ama sizi yönlendirmesine izin vermeyin. Sonra biz de bu arkadaş daha iyi müdürlük yapar deriz. Toplum da böyle görür, bir süre sonra öğrenciler de veliler de ona gider. Her şeyi siz yapın, her şey sizde bitsin demek istemiyorum. Hiçbir görev sembolik değil ama yöneticiliğin okulu yoktur. Benim mesleğim yöneticilik. Yöneticilik yaparak öğrenilir ama söylenenlerden iyi örneklerden, gözlem yaparak ve uygulayarak hepsinden yararlanırsınız. Hepsinden önemlisi önce sizin niyetiniz. Kafanızda, yüreğinizde ne varsa onu uygularsınız. Ben tekrar sizlere başarılar diliyorum"
Vali Zahtaroğulları'nın konuşmasının ardından İl Milli Eğitim Müdürü İbrahim Çavuşoğlu okul müdürlerine Öğretim Liderliği konusunda bilgiler verdi.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen Yöneticilik Formasyonu Kazandırma Kursları 26-30 Ocak 2015, 02-06 Şubat 2015 ve 26-30 Mart 2015 tarihlerinde olmak üzere üç kademe şeklinde İlimiz Merkez tüm okul müdürlerine verilecek.