23.11.2024 23:04:52
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21

VALİ ZAHTEROĞULLARI...

Bolu Valisi Ahmet Zahteroğulları, Köroğlu Televizyonu'nda her hafta Pazartesi günleri canlı olarak yayınlanan Basın Toplantısı programına katıldı. Vali Zahteroğulları programda Bolu'nun turizminden yeni yapılacak sanayi sitesine kadar bir çok konuda açıklamalarda bulundu.

Editör : Dörtdivan DünyasıKategori : GENEL04 Şubat  2015 Çarşamba - 11:32
VALİ ZAHTEROĞULLARI AÇIKLAMALARDA BULUNDU
Bolu Valisi Ahmet Zahteroğulları Köroğlu Televizyonu'nda her hafta Pazartesi günleri Mehmet Ali Atalay moderatörlüğünde, Köroğlu Televizyonu Haber Müdürü Rasim Özdemir ile birlikte yaptığı Basın toplantısı programına katıldı. Mehmet Ali Atalay ile Rasim Özdemir’in sorularını cevaplayan Vali Zahteroğulları programda Bolu'nun turizminden yeni yapılacak sanayi sitesine kadar bir çok konuda açıklamalarda bulundu. Programda yer alan satır başları ise şu şekildeydi:
BOLU'YA GELDİĞİNİZDE NELER DEĞİŞMİŞTİ
Bolu'ya yeniden geldiğimde depremin izlerinin tamamen silindiğini görmekle büyük mutluluk duydum. Gelinen bu noktada o yıllardan da istifade ettiğimiz bir şey var. Bolu deprem konutları yapılırken bunu çok iyi bir yere kullandı. Hem konutların mimarisi hem aralarındaki mesafeler çok düzgün ayarlanmıştı ve iyi bir mahalle oldu. Bölgedeki diğer illere göre en fazla oturulabilirliği olan ve çevresindeki yapılaşmayla yeni bir yerleşim yeri olan yer Bolu'da seçildi. Yani hem şehirleşmeyi bağladı hem de şehirleşme konusunda da ferahlık sağladı. Bolu o zamanda potansiyeli olan bir şehirdi şimdi de öyle ama hala kabuğunu kıramadı. Kırma yolunda adımlar var. Bolu Türkiye'de artık ses getirecek bir şehir olur, işte o zaman bizler Bolu hak ettiği yere geldi deriz. Bizim, termal alanımız Türkiye'nin en kapasitesi yüksek en büyük termal alanlarından biri olur. Spor turizminde yine iyi olacağız. Biz ne zaman Kartalkaya'nın yanına bir kaç tane daha aynı yer buluruz o zaman Bolu hak ettiği yerdeyiz deriz.
/
TURİZM KONUSU
Her yerin kendine biçtiği bir rol olmalı. Bolu coğrafyası çok gelişmiş bir il değil. Tarım sanayi vb. alanları çıktığında geri kalan araziyi çok iyi kullanmalıyız. Bir takım avantajlarımız var. Turizmle anılan hiçbir ilin bu kadar güzel bir coğrafyası yok. Hem coğrafi imkanlar hem ulaşım avantajları ve bunların yanında jeotermal bakımından böyle güzel coğrafya içinde yeterli ısıda bulunan başka bir il yok. Bunu sağlıkla, sporla birleştirebiliriz. Kış turizminde yine büyük artılarımız var. Hizmetiniz de iyi olunca en elit kişilere hitap ediyorsunuz. Biz kaliteli hizmet vermeliyiz ki kaliteli insanları çekelim.
TURİZMLE SANAYİ BİRLİKTE YÜRÜR MÜ?
Biz 3 - 5 tane organize sanayi bölgesi kurabiliriz. Gelen her yatırımcıya arazi tahsis edebiliriz. Biz, emeği çok yüksek olan yatırımlara çok sıcak bakmamalıyız. Çünkü bu büyük göç demektir. Biz katma değeri yüksek, teknolojik yatırımlara yönelmeliyiz. Arçelik ve etrafında kurulan sanayi de bu nitelikte. Bizim az ama seçkin bir sanayimiz var. Bu arada ASELSAN'ı davet etmiştik geçtiğimiz günlerde Bolu’ya gelerek incelemelerde bulundular, şimdi de bizi çağırdılar. Bu şehir savunma sanayinin tedarikçisi olabilir. Eğer bunu yaparsak şehirde büyük bir ivme kazanacağız. Yine o nitelikli en katma değer ürün üreten, en nitelikli insanların istihdam edildiği bir şehir olabiliriz. Ben üst falan derken yanlış anlaşılmak istemem. Ben seçkinci bir tavır takınmak istemiyorum, öyle üst tabakalardan da gelmiyorum. Dün hafta sonu ailemi ziyaret ettim benim ailem de köyde yaşıyor. Ama bu coğrafyanın hakkını vermek lazım. Ben yarın bu şehirde olmayacağım ama Bolu niteliksiz göç almamalı, metropol olmamalı. Yeterince metropolümüz var. Verilen her hizmet için başka yere gideceğine insanlar Bolu'ya gelmeli. Bu istediğimiz her alanda geçerli. Amatör takımdan çok profesyonel üst takımlar gelmeli. Yapılacak otellerde buranın kaplıca ili olmasını istemiyorum. Yani bir kaplıca anlayışı olmamalı. Biz yüksek kalitede sağlık hizmeti alınmak için tercih edilmeliyiz. Otellerimiz lüks olmalı. Elimizde olan az alana otel yaptıracaksak bu otellerin hepsi beş yıldızlı olmalı. Özel İdaremizin yerine de ihalesi yapıldı inşaat başlayacak. 850 yataklı bütün odaları delüks beş yıldız plas bir otel olacak. İnşallah bu inşaat sezonunda inşaat başlayacak. Mevcut kaplıca alanımız ile ilgili de şimdilik duracak ama iyi bir yatırımcı olursa değerlendiririz.
"FİDANLIK ARAZİSİNE ŞEHİR HASTANESİ YAPILACAK"
Diğer yandan ise ormanın 54 dönüm bir alanı vardı ihaleye çıktı yeniden çıkacak. Şimdi bunun yanında 31 dönüm bir yeri de Fizik Tedavi Hastanesi yeri olarak belirledik ve biz bunu şimdi değiştiriyoruz. Hastaneyi şehir hastanesi olarak belirledik ve yeri fidanlığın olduğu alan olacak. Dolayısı ile Fizik tedavi de burada olduğu için arazi boşa çıkacak. Bununla ilgili Milletvekillerimizle bu hafta ilgili bakanlıklarımıza giderek bu teklifte bulunacağız. Diyeceğiz ki burayı takas edelim bize fidanlığı verin buraya şehir hastanemizi yapalım, diğer 31 dönümle mevcut elde bulunan 54 dönümlük alan da bize iki otelin sığabileceği bir yer oluşturmuş oluyoruz orada. Zaten o alanımız turizm bölgesi olacak.
TURİZM BÖLGESİNİN AVANTAJLARI NELER?
Turizm bölgesi olunca bize 2 avantaj sağlayacak. O bölgedeki yatırımlar 5nci bölge teşvikine giriyor. Yani Bolu'ya hep soruyorlar ya teşvik bölgesine Bolu giriyor mu diye. Zaten en önemli teşvikler 5 ve 6 bölge teşvikleridir. 5nci Bölge teşviklerinde yatırım, sigorta, vergi teşvikleri gibi turizm yatırımlarında büyük avantajımız olacak. İkincisinde ise bizim nitelikli alanımız çok az hemen ormana veya meraya rastlıyoruz ve bu teşvikte orman ve mera alanlarını turizme tahsisi imkanı getiriyor. Ormanları keseceğiz anlamına gelmiyor bunlar. Gördüğünüz boşluklar var, orman alanı vasfını yitirmiş yerler var. Resmiyette orman ama ormanlık bir durumu kalmamış yerlerde çalışma yapıyoruz. Zaten tamamen betonlaşmış bir alan düşünmüyoruz. Ormanın içine serpiştirilmiş bizim Gazelle gibi 15-20 tane otellerimiz olacak. Bu şekilde her birine de bir orman alanı vereceğiz. Gelen insanlarımız sağlık hizmetlerinde yararlanacak, spor takımlarımız yararlanacak gibi komple bir proje düşünüyoruz. Bizim termal suyumuz kağıt üzerinde 6lt/sn idi ama 40'lara falan düşmüştü. Bunlarda zaten mevcut tesislere yetiyor. Benden önce çalışma başlamış ve yeni bulunan sularla birlikte su kapasitemiz aynı bölgede 430 lt/sn'ye çıkmış durumda. Yani biz yapılacak bütün otellere su tahsis edebiliriz ve suyumuz yeter. Bunun uzmanlar bin lt/sn'ye çıkabileceğini söylüyor, jeolojik raporlara göre suyun kalitesi de 41 ile 47 derece arasında.
TURİZM BÖLGESİNDE TURİZM ALANIMIZ DA OLACAK
Diğer taraftan birinci turizm alanı Karacasu termal bölgemiz. İkincisi ise Köroğlu Turizm Bölgesi. Orası 15-20 otelin yer alabileceği bir alan ve 200 metre daha yüksekte ve kar kalitesinin daha iyi olduğu söyleniyor. Diğer taraftan Seben Gölü etrafı, Aladağ gölünün etrafı Amcabey Gölet’inin yanındaki alanlar ve bir kaç tane daha alan destinasyonumuz olacak. Golf alanı belirleyelim istiyoruz. Fiili olarak yaylacılık yapılan yerleri kullanmayacağız. Yani turizmi çeşitlendirmemiz lazım. İnsanlarımız buraya gelince 1 ay burada kalabilmeli. Aradığı her şeyi burada bulabilmeli. Bolu insanı da bu yerlerde faydalanmalı. Bazı firmalarla bir anlaşma yapılıp indirimli oranlarla insanımız bundan yararlanabilmeli.
SAYIN BAŞBAKAN'IN MÜJDESİ VARDI. BU KONU HAKKINDA NE SÖYLEYECEKSİNİZ?
Bu bizim turizm bölgemizin içinde bir paketti ve diğer illerde vardı. Sayın Başbakanımızın talimatları ile bizim dosyamız ayrıldı ve hızlandırıldı. Dosya tekamül ettirildi ve Sayın Bakanımızın imzalamasına müteakip Bakanlar Kurulu'na gidecek ve turizm bölgesi ilanımız olacak. Heyecanımızı asla kaybetmemeliyiz. Bu konu turizmle ilgili büyük firmalarla görüşmeye başlıyoruz. Planlamayı bir yıla bitirmeyi amaçlıyoruz. Lokal olarak bu planlamayı yapabiliriz. Planlamayı bölge bölge yapıp bir yıla planlamayı bitirmeyi hedefliyoruz. Geçtiğimiz günlerde Seben Gölü için Beşiktaş Kulübü yöneticileri bizimle görüşmeye geldi. Topuk Yaylası'nda da Fenerbahçe Kulübünün bir tesisi var ve yasal olarak gelir elde etme ile ilgili bir sıkıntıları var. Ben bunu Beşiktaşlı yöneticiler ile de konuştum ve bizde böyle bir durum olmayacağını söyledim. Çünkü biz yatırım yapılacak alanı turizm alanı olarak ilan edeceğimiz için böyle bir sıkıntı olmayacak. Zaten Beşiktaş Kulübüne değil biz yatırımı Beşiktaş Sportif AŞ'ye vereceğiz. Biz turizm yatırımı olarak değerlendireceğiz. Biz Beşiktaş camialarını da olursa Galatasaray Camialarını da buraya çekmek istiyoruz. Ülkemize, ilimize inşallah bir hizmetimiz olur.
KIBRISCIK VE KARTALKAYA YOLU
Bu sene Kıbrısçık Seben yol ayırımına kadar projelendirilen kısmının tamamlanmasını bekliyoruz. Aynı şekilde Mudurnu yolunun, Göynük yolunun bitirilmesini ümit ediyorum ve takip ediyorum. Projelendirme safhasında olan Karacasu'dan Gölcük taraflarına kadar güzergah değişikliğini de içeren çalışmalar devam ediyor.
KARTALKAYA YOLU YAPILACAK MI?
Bu yol ne Karayollarının ne de Özel İdare'nin yol kapsamında değil ama çalışmaları yürütüyoruz. Bu bir turizm yolu ama zamanında Özel İdare tarafından asfaltlandı. Orası otellerin yolu gibi görünmemeli ama öyle görülmüş ne yazık ki. Oranın hem o taraftan hem de Dörtdivan'dan gelen yolun statüsünü sağlıklı bir şekilde sonuca erdirmemiz lazım. Diğer taraftan o yoldaki zincircileri, Abant'ta ki faytoncuları, yol kenarı satıcıları ile ilgili de bir düzen getirmeyi planlıyoruz.
YENİ SANAYİ SİTESİ
Sanayi konusu benim gündeme getirdiğim bir konu değil. Benim geldiğimde kamuoyunun en tartışmalı konusuydu. Sanayicimizin aleyhine olan bir şey söylemek istemem. Bir yola çıkılmış, yerler alınmış, bir proje yapılmış, belli bir noktaya gelmiş. Benden önce başlamış bir süreç vardı ve daha sonra buna ben de müdahil oldum. Birlikte bir kaç toplantı da yaptık ve hep kamuoyu ile paylaştık. En son yaptığımız toplantıda daha önce konuşulanlar, yapılanlar tahmini şeylerdi ve artık şimdi biraz daha gerçeğe yakın rakamlar ortaya çıktı. Bununla ilgili esnafımıza bir duyuruda bulunduk ve esnaflarımızın isteklerini, varsa da şikayetlerini dinledik. Bununla ilgili de bu işi sahiplenen Valilik olarak biz, Belediyemiz, Ticaret Odamız ve Esnaf Odamızla, proje müelliflerimizle konuştuk, yeniden değerlendirme yaptık. Bu noktada artık belirli bir sürece girilmiş ve geri dönülmesi bu işin artık olmaması anlamına gelir ki artık geri dönülmesini arzu etmiyoruz.
Biz bu konuda, bu süreçte esnafımıza bu projeyi daha ekonomik ve daha ucuza nasıl getirebiliriz bunu değerlendirdik. En çok dile getirilen 3 konu vardı. Bir tanesi maliyetlerin yüksek olmasıydı. Bu konuyla ilgili sosyal donatıları Cami hariç hepsini dışarıda bıraktık. TOKİ ile yaptığımız görüşmelerde, onların aldığı bazı maliyetlerde ciddi indirimler sağladık ve ihale sonucunda oluşacak olası bir yüksek kırımla da maliyetlerde indirim olacağını tahmin ediyoruz. Bir başka konu ise projelerin bazı esnaflarımızın taleplerini karşılamadığı şeklindeydi. Ama bu konu ile 30'a yakın toplantı yapılmış, anketler yapılmış ama buna rağmen bazı istekler var. Bunları yeniden gözden geçirdik. Mesela oto sanayicilerin dükkanları arasındaki boşluklar 27 metre yeterli değil talepleri vardı ve arkadaşlarımız bununla ilgili anket yapmışlar. Bu aradan TIR'lar dönemez demişler ve bu talepler doğrultusunda, maliyetler göz önüne alınarak projede değişiklik yapılacak. Diğer taraftan demirci esnafımız biz vinç kullanıyoruz, asma kata ihtiyaç yok dediler ve onlar için de projede tadilat yapılacak. Diğer taraftan ise bazı esnaflar biz ucuz diye çok geniş yerler istedik aslında bizim bu kadar geniş yerlere ihtiyacımız yok, daha küçük işyeri istiyoruz diyenlere de biz yeni bir ada yapacağız. Ama büyük çoğunluğu zaten anketlerle ve ihtiyaç analizi yapılara, esnaflarımızın talebi doğrultusunda hazırlandığı için mevcut projeye devam kararı aldık. Tabi ki az önce saydığım özel durumlar için de değişiklik yapılacak.
"BÜTÜN DERDİMİZ ŞEHRİMİZE HİZMET"
Biz bu şekli ile bugün itibari ile TOKİ'ye talep toplama için bildirimde bulunuyoruz. TOKİ talep toplayacak ve bu toplanana talepler doğrultusunda kaç kişi peşinatını yatırırsa, hangi tür iş yerlerine talep olacaksa proje buna göre şekillenecek ve projeyi hızlandıracağız. İhale sonucunda eğer biz yapılacak kırım sonucunda bizi tatmin edecek bir rakam çıkmamışsa bizim o teklifi kabul etmeme yetkimiz var. Bizim kararımız sonrasında TOKİ ihaleyi onaylayacak. Bunun da altını çizmek istiyorum. Bizim derdimiz şehrimizin şehirleşmesi bakımından nitelikli yapıya kavuşması, esnafımızın bu sorununun çözülmesidir. Yoksa benim de diğer arkadaşlarımın da kişisel olarak hiçbirimizin bir kazancı yok, kaybı da yok. Biz sadece şehre hizmet etmek istiyoruz. Diğer taraftan bazı arkadaşlarımızın mahkemeye başvurarak, projeden vazgeçtiklerini ve paralarını talep ettiklerini öğrendik. Böyle şeylere hiç gerek yok, biz zaten isteyene parasını geri ödüyoruz. Bu şekilde dava açarak ve dava masraflarını da Esnaf odasının üzerine yükleyerek, diğer esnaflardan alınan paralardan ödenerek alan arkadaşlar da kusura bakmasınlar bu projeye geri dönüşlerine sıcak bakmayacağız. Böyle davalara gerek yoktu. Biz isteyenlere belirlenen koşullar ölçüsünde paralarını iade etmeye hazırız. Çağrıda peşinatı yatırmayanlar da zaten projeden çıkabilecekler. Ama dava açarak ayrılan arkadaşların paralarını alıp yeniden projeye gireceğiz diyenlerin projeye yeniden katılmalarına sıcak bakmıyoruz.
Belediye taahhüt ettiği yaklaşık maliyeti 20-25 milyon lira tutan temel alt yapılarını da yapmaya devam edecek. O taahhüdünden Belediye vazgeçmiş değil. Ana hatları tamamen alt yapısını Belediye yapacak. Ama ada içi alt yapılar bu projenin içinde. Sanayicimizin daha ucuza daha kaliteli dükkan sahibi olması için gayret gösteriyorum. İyi niyetin olduğu yerde çözülmeyecek bir sorun yoktur. Oturup konuşabilmeliyiz. Bu konu benim birinci derecede bir vazifem değil. Ben şuan da tepkileri üzerime almış durumdayım. Bir yerde kavga var, siz aralamaya, sulh etmeye girmişsiniz ama bütün oklar size yönelmiş. Ortada bir proje var. Bu projeyi ben başlatmadım. Bir sorun yumağı haline gelmiş. Onu çözmek için gayret gösteriyorum. TOKİ'ye taleplerini topla diyoruz. Kaç kişi ayrılmak istiyor, kaç kişi devam etmek istiyor. Bir senedir tartışmaktan, kavga etmekten yol kat edemedik. Bir yerden başlayalım da görelim. Olacak mı olmayacak mı? Olmayacaksa zaten vazgeçelim. Kimseyi zorlayacak halimiz yok. Talep olmazsa projeyi yürütemeyiz. Biz sadece arada koordineyi sağlayan kişileriz. Muhatap TOKİ ile esnafımız. TOKİ esnafımıza senet imzalattırıp borçlandıracak. Ben sadece vatandaşımızın lehine güzel bir şey olursa diye onun gayretindeyim.
HAVAALANI ÇALIŞAMLARI NE DURUMDA?
İlimize Ankara ve İstanbul'dan gelecek insanlar için Bolu'ya havaalanı şart değil. Ama biz söylediğimiz anlamda bir turizm bölgesi olacaksak, büyük yatırımlardan bahsediyorsak havaalanı şart. Kayak merkezlerimize, termal alanlarımıza, spor takımlarını getirmeyi planlıyoruz. Soruyorlar havaalanı var mı? Var ama İstanbul'da, Ankara'da şu kadar mesafede var diyoruz. Gelecek kişilere bizim bir havaalanımız var dememiz lazım. Bununla ilgili Bolu'da turizm yatırımları olan bir yatırımcı havaalanını yapıp işletmeye hazır olduğunu söyledi. Bununla ilgili Ulaştırma Bakanlığı'na müracaatımızı yaptık. Ulaştırma Bakanlığı yolcu garantisi istemiyorsa veririm dedi. 2'nci Komando Tugayı'nın oradaki pistle ilgili Genel Kurmayın çekinceleri var. Bunlarla ilgili konular aşılırsa yatırımcıya tahsis yapılacak ve yatırımcı yapacak.
KAMU ÇALIŞANLARININ İŞE GİRİŞ SAATLERİ
Biz mesaiden çıkışta gösterdiğimiz hassasiyeti mesaiye gelişte de göstermeliyiz. Ben mesai saatlerini memurlarla anket yaparak düzenliyorum. En uygun saat hangisiyse onu yapıyoruz. İlk geldiğimde 8:30-12:30, 13:30-17:30 yaptım. Daha sonra talepler doğrultusunda mesai başlangıcını tekrar 8:00 yaptım. Hem mesai 8'de olsun, hem biz mesaiye 8:30'da gelelim gibi bir şey yok. Memurlara bunu anlattım. Mesaiden en son ben çıkıyorum. Kimseye de 5'ten sonra illa kalacaksınız demiyorum. Benimle birlikte görevli arkadaşlarda kalıyorlar. O zaman herkes saatinde gelecek.
"ÇOCUKLARLA KURDUĞUMUZ DİYALOGDAN BEN DE AYRI BİR MUTLU OLDUM"
Teknolojinin her yeniliğini iyiye kullanırsanız insana hizmet eder, kötüye kullanırsanız insanın yaşamını zorlaştırır, engeller. Ben geldiğim günlerde sosyal medyayı çok aktif kullanmayacağımı duyurmuştum. Ama gördüm ki eğlence amaçlı değil hizmet amaçlı kullanılabiliniyor. Çocuklarla kurduğumuz diyalogdan ben de ayrı bir mutlu oldum. Yoğun kar yağışı olduğunda kar yağışından dolayı hiç yol kapanmadı. İş makineleri hiç durmadı hep çalıştı. Yol sürücü hatalarından dolayı kapandı. Kurtarma çalışmaları esnasında konvoyda kalan kişiler sosyal medya aracılığı ile şikayetlerini dile getiriyorlar, ben de elimden geldikçe onlara açıklamalar yapıp yardım veya taleplerini ulaştırmaya gayret gösteriyorum. Zaman zaman kamu hizmetleriyle ilgili bilgiler de aldım. Kar yağışlarında okulların tatil olma nedeni kar yağışı ve buzlanmadan dolayıdır. Yaklaşık 10 bin çocuğumuz köylerden taşımalı eğitim ile geliyor. Servislerle gelenleri de sayarsak öğrencilerin yarısından fazlası ulaşımla geliyor. Allah korusun bir tanesinin kayıp çocuğumuzun bir tanesinin burnunun kanaması, zayiat vermesi bizleri hem vicdan azabından, hem de o sorumluluktan kurtaramazdı. O günlerde de dedim. Biz bir günü veya bir kaç saat dersi telafi edebiliriz ama bir çocuğumuzun hayatını geri getiremeyiz.
YAYLALARDAKİ YAPILAŞMA
Türkiye'de ilk defa kanun yönetmelik bir tarafa, ben sorumluluk alarak, risk alarak Valilik Yönergesi hazırladım. Yasal olarak yaylalara konut yapabilmenin önünü de açmış oldum. Kim yapacak, hangi durumda yapacak, nasıl konut yapacak ve hangi malzemeyi kullanacak onu belirledim ve örnek projeler hazırlattım. İyi niyetli adam gelir onlardan yapar. Yaylalar, kamunun malıdır. Kimsenin babasının malı değildir. Bir kişinin tapulu arazisine bir metre kare bir bina yapmaya kalksanız kıyameti kopartır. Sen geliyorsun kamu malının dönümlerce, metrelerce yerini çeviriyorsun. Biz zaten baraka, ahşap ev yıkmadık. Yaylalara 3-5 katlı binalar yapmışlar. Eğer böyle bir müdahale yapmasaydık ilerde turizm de kalmazdı. Şu anda 13 bin tane yayla evi var. Bütün yaylalar mevcut haliyle resimleyerek görüntüleyerek kayda aldık. Ben durdurduğum günden önce yapıldıysa onunla ilgili hukuki süreç devam ediyor. Ama ben durdurduğum günden sonra bir tane çivi çakmış insanın binasını yıkarım. Herkes binasını izin alarak ve düzenli yapacak. 13 bin konut bir anda yıkacak halimiz yok. Ama düzensizliğe ve yağmaya da dur dememiz lazım. Ben dur dedim, dur dedikten sonra yapanın evini kusura bakmasınlar yıkarım. Öncekileri ıslah etmeye çalışıyorum. İnsanların yaylacılık yapmasına teşvik ediyorum. 3-5 katlı binalarla, villalarla yaylacılık olmaz. Sadece binalar değil. Bina yapmışlar belli bir kısmını çitle çevirmişler. Tespitlerimiz var o çitleri de yıkacağız. Herkesten önce vatandaşımızın buna tepki göstermesi lazım. Herkesin istediği yeri çevirmelerine ve ev yapmalarına ilk olarak vatandaşımızın tepki göstermesi ve itiraz etmesi lazım. Ahşaptan ve belirli metre karede yapılanlara zaten müsaade ediyoruz. Benim derdim demir bağlayıp betonarme binalarla, villalarla.
ASDEP PROJESİ
ASDEP projesi kapsamında tüm sosyal sorunu olan ailelere yardım ve rehberlik ediyoruz. Çeşitli kurumlar ailelere çeşitli konularda yardımlar veriyor. Bu yardımlarda ailelere birinin rehberlik etmesi ve birbirini tamamlayacak şekilde devam ettirmek lazım. Belki sadece yardım vermek yetmiyor, eğitimine de destek olmak lazım, sağlık problemi, ruhsal problemi var onunla ilgilenmek lazım, işsizse iş bulmak lazım, işe giriyor niteliksizse ona iş eğitimi vermek lazım. Arkadaşlarımızla bu zamana kadar bize ulaşamamış veya ulaşmış vatandaşlarımızı tespit ediyoruz. Bunlar son derece insani ve direk insana dokunan projeler. Biz ne kadar insanımızı bu anlamda kurtarabilirsek daha iyidir. Biz hep olay olduktan sonra çözüm yöntemleri geliştirmişiz. Bizim amacımız olay olmadan, ah vah demeden olaylara müdahale edip çözüm üretmemiz lazım.
ÖNCE YAYA PROJESİ
Bizler Bolu’nun medeni bir kent olmasıyla övünüyoruz. Ancak bu sözle olmuyor. Bolu’nun mimarisinden şehirleşmesine, insanların medeniyet seviyesine, ulaşım imkanlarına, şehrin temizliğine, yeşil alanlarına kadar her şeyi bir arada değerlendirerek bunu ifade etmek gerekiyor. Medeni ülkelerin hangisine giderseniz gidin yaya, yaya geçidine adımını attığın andan itibaren otomatik olarak tüm trafik durur. Yayaların geçiş üstünlüğü vardır.
Biz de Bolu da “Trafikte Yaya Güvenliği ve Önceliği Projesi” başlattık. Öncelikle yayalar, yaya geçidinden geçmeyi öğrenecekler. Sonra sürücüler de yaya geçitlerinde durmayı öğrenecek. Bunu yerleştirmek için de sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bolu medeni bir şehirse, Türkiye medeni bir ülke ise medeni ülkelerde olan trafik düzeni burada da olacak.
Önce Yaya Projesi kapsamında mobese görüntülerinden kamu spotu hazırlanıyor. Eğitimler vereceğiz. Projenin sonuçlarından aldığım geri dönüşlerden memnunum. Kamu araçları da yayaya üstünlük vermek zorunda. Ben resmi aracımla duruyorsam vatandaş ta duracak. Oradan geçen yaya herkesin kendi çocukları veya ailesi olabilir.
13 YILDIR DEVAM EDEN PATATES KARANTİNASİ SONA ERDİ
Geldiğim ilk zamanlarda ilk yaptığım iş 13 senedir devam eden patates karantinasını kaldırma yönünde çalışmalar oldu ve bu yönde önemli gelişmeler yaşandı. Tek ürüne bağlı kalamayız. Katma değeri yüksek üründen bahsettim. Ceviz her alana, dağa taşa dikilebilecek bir ürün. Cevizi taban arazilere ekelim demiyoruz. Bu projeden önce Bolu'daki ceviz ağacı sayısı 30 bin. Ama biz bu proje kapsamında 65 bin ceviz diktik. Her sene bunu yaparsak ileride çok önemli bir ceviz şehri olacağız. Saklama problemi olmayan, hasadı ve pazarlaması kolay bir ürün. Salep de katma değeri yüksek bir ürün. Araştırmasını yapıyoruz. Arıcılarla baldan ziyade arı sütü ve polen üretimi konusunda ne yapabiliriz araştırıyoruz. Biz şehir olarak daha kıymetli olan ürünleri üretmeliyiz. Bolu tarımda, turizmde en kalitelisini üreten ve en iyi para kazanan il olmalı.
"PROJELERİMİZDE HER KESİMİN DESTEĞİNİ GÖRÜYORUM"
Her bir insanımızın derdi benim için çok önemlidir. Bizim için küçük olan bir sorun onlar için büyük bir derttir. Onlara karşı duyarlı olmak zorundayım. Biz Hz. Ömer hassasiyetinde olamayız, olamayabiliriz ama bu bizim Hz. Ömer sorumluluğunda olmadığımız anlamında değil. Onun hesabı yetkim ve sorumluluğum dahilinde benden de sorulur, hepimizden sorulur. Allah korkularımızdan emin kılsın, Allah utandırmasın diyorum. Bolu'dan ayrılırken iyi şeyler yapmış, iyi şeylerle anılan bir insan olarak ayrılmak benim için en büyük mutluluktur. Kamuoyunun ve basın mensubu arkadaşlarımın çok önemli desteklerini görüyorum. Herkese çok teşekkür ediyorum.
Kaynak: Bolu Valiliği

YAZARLAR

Tamamı