ATEŞ, YHT İÇİN VATANDAŞLARA BİRLİK ÇAĞRISI YAPTI
Bolu İlimiz kamuoyunun yakından takip ettiği ve sonucu merakla beklediği yüksek hızlı tren projesi hakkında dergiye yaptığı açıklamalarda BTSO başkanı Ateş, “ Bolu’nun coğrafi konumuna bakıldığında karayolu dışında açılan bir kapımız, bir başka yolumuz yok. Bir tek askeri havaalanımız var. Askeri havaalanımızda sivil kullanıma açık değil. Dolayısıyla Bolu’nun alternatif yollara ihtiyacı var.
“1925 YILINDA ALMAN BİLİM ADAMLARI TARAFINDAN KEŞİF ÇALIŞMASI YAPILMIŞ”
Cumhuriyetin ilanından itibaren Bolu’da bu konuda çeşitli çalışmalar gerçekleştirilmiş. 1924 yılındaki rakamlara göre ülkemizin ihracat kaleminin büyük oranını üzüm ve incir ihracatı oluşturuyormuş. Bu ürünlerin ihracatını yapabilmek için ahşap kasalar gerekli olmuş. Ahşap kasalar ilk olarak çam ağacından yapılmış ancak verimli sonuç alınamamış. Çam reçinesi dolayısıyla ürünleri geri iadesi söz konusu olmuş. Yaşanan bu sorunun ardından reçinesi olmayan başka tür ağaçlardan bu kasaların üretimine karar verilmiş. Bolu’nun bu günlerde içme suyu ihtiyacını karşılamak üzere konuşulan Karadere Mevkiinde köknar ağaçlarının yoğun olduğu ve bu ihtiyacın buradan karşılanabileceği tespit edilmiş. Bu ihtiyacın giderilmesi ve bu ağacın sevkiyatı ile ilgili durum değerlendirmesi yapıldığında karayolunun çok masraflı olduğu görülmüş ve o tarihte sevkiyatın demiryolu üzerinden yapımı planlanmış. Demiryolu ile limanlara sevkiyat düşünülmüş. Hem ürünün hızlı sevkiyatı hem de maliyetinin düşürülmesi ile ilgili planlama yapılmış. Demiryolunun yapımı ile ilgili 1925 yılında Alman bilim adamları tarafından bir keşif çalışması yapılmış ve hazırlanan raporda Bolu’nun demiryolu için şartlarının uygun olduğu görülmüş.
İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI PROJENİN RAFA KALMASINA SEBEP OLMUŞ
1935 yılında Bayındırlık Müdür Yardımcısı gelerek bu konuda yeniden bir inceleme yapılmış. Adapazarı Düzce-Abant-Bolu-Gerede olarak bir güzergâh tespiti yapılmış. Abant’ın güneyinden gidecek bir güzergâha olumlu bakılmış ve tekrar bir inceleme yapılarak projelendirilmiş. Bu projede maalesef hayata geçirilememiş. 1939 yılında İstanbul-Ankara arasında ikinci demiryolu hattı tekrar gündeme gelmiş. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisinden 5 milletvekili bunu hakkında görevlendirilmiş. Bayındırlık Bakanı Ali Fuat Cebesoy bu konuda etütler yaptırmış ve bu proje için gerekli olan kaynak aktarımı yapılmak ve projeye başlanmak üzere iken İkinci Dünya Savaşı’nın çıkmış olması dengeleri değiştirmiş ve maalesef yine bu proje geride kalmış ve tekrar iptal olmuş.
“YÜKSEL BEY’İN DÖNEMİNDE HIZLI TREN KONUSU KAMUOYU GÜNDEMİNE GELDİ”
Bu gün içinde bulunduğumuz takvim itibariyle günümüz şartlarında konuya bakıldığında bu konu ile ilgili yapılan görüşmeleri analiz etmek gerekir. Ben yaklaşık 15 yıldır ticaret odasında çeşitli görevlerde bulunuyorum. Odamızın yakın geçmişte bu konu ile ilgili yaptığımız görüş ve değerlendirmeleri ve çalışmaları yakından takip etme olanağım oldu. AK Parti’de Yüksek Coşkunyürek’in il başkanlığı yaptığı Ali Ercoşkun’un milletvekilliği yaptığı dönemde 20 Nisan 2015 tarihinde bir toplantı gerçekleştirmiştik. O toplantıda Ali Bey demiryolu için Düzce-Bolu-Gerede hattı üzerinde bu projenin hayata geçmesinin uygun olacağını ifade etmiş ve bize bir sunum yapmıştı. O dönemde il başkanlığı yapan Yüksel Bey daha sonra Ulaştırma Bakanlığı’nda bildiğiniz gibi bakan yardımcısı oldu. Yüksel Bey’in döneminde hızlı tren konusu kamuoyu gündemine geldi. Hızlı trenin uçakla yarışabileceği konusu konuşuldu. O dönemde hızlı trenin tam işlerlik kazanabilmesi için durak sayısının az olması gerektiği konuşuldu.
“POTANSİYEL MÜŞTERİ VAR”
Yurtdışında hızlı trenlerin çalışma sistemine bakıldığında 10 dakikalık aralıklara devam eden seferlerin olduğunu görüyoruz. İlimizden saat başına tren geçtiğini düşünürsek 24 saatte 24 tane tren demektir. Yap-İşlet-Devret modeline en uygun olan güzergâh Bolu güzergâhı çünkü bu güzergâh nüfusun en yoğun olduğu güzergah olarak görülüyor. Biz oda olarak3-4 yıldır üniversiteli öğrencilerimizin nereli olduklarını nerede ikamet ettiklerinin çalışma ve istatistiklerini yapıyoruz. İlde ne kadar konakladıkları gibi bilgileri alıyoruz. Bizim aldığımız istatistik rakamlara göre Bolu’da öğrenim gören öğrencilerin yüzde 51-52’si yani yarıdan fazlası İstanbul ve Ankara’da ikamet ediyor. Yani bu demek oluyor ki potansiyel olarak bu işin bir müşterisi var şuanda. Belki bu işin gerçekleşmesiyle şehir merkezindeki oteller ve öğrencilerin barındığı özel ya da devlet yurtlarında belki eksilmeler olacaktır ama projenin oluşturacağı potansiyelle bu makas kapanacak ve konaklama sayılarında ciddi artışlar olacaktır.
“BU PROJEYİ HAYATA GEÇİREBİLECEK KİŞİ SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ”
Bu projeye hayır diyecek Bolulu yok. Bizim il olarak bu proje için birlik olmamız lazım ve projenin devamını gerçekleştirmemiz lazım. Bu projeyi hayata geçirebilecek kişi Sayın Cumhurbaşkanımız ve bakanlıklarımızdır. Biz Sayın Cumhurbaşkanımızdan bu projenin Düzce-Bolu-Gerede olarak gerçekleşmesini istiyoruz. Yap-İşlet-Devret modeli ile devletin bütçesine dokunmadan ve karlı sürdürülebilir hat olarak gerçekleşmesi çok önemli. Biz Sayın Cumhurbaşkanımızdan, bakanlarımızdan ve milletvekillerimizden bu projenin hayata geçmesi en büyük dileklerimizden bir tanesi.
“BOLUMUZUN POTANSİYELLERİNİ İLETTİK”
Forum Dergisi Odalar ve Borsalar Birliği tarafından her ay çıkan bir dergi. Biz bu derginin Aralık sayısında yine Yüksek Hızlı Tren konusuyla yer aldık. Yüksek hızlı trenin Bolu’dan geçmesiyle ilgili bilgimizi tecrübelimizi paylaşmaya gayret ettik. Türkiye’de 365 odaya giden bir yayın aynı zamanda bankalık ve resmi kurumların tamamına bu dergi ulaşıyor. Bize ayrılan bölümde hem yüksek hızlı tren konusunu hem de Bolumuzun potansiyellerini ilettik. Sayın Başkanımız Rıfat Hisarcıklıoğlu bizim Bolu’yu anlatmamızda sağ olsun öncelik verdi kendilerine de bu konuda teşekkür ediyoruz” açıklamasında bulundu.