21.11.2024 16:27:57
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21
Yasin ŞEN
6 Kasım 2024 Çarşamba

ABANT'TA BİR GÜN

ABANT’TA BİR GÜN
Dr. Yasin ŞEN
Sabah hazırlıkları yaptıktan sonra Dörtdivan’dan yola çıktık. Ahmet Abi ve Tunahan da vardı. Güzel bir yolculuktan sonra Bolu’ya vardık. Bolu’da önce Sarı Müderris hazretlerinin türbesine gelip türbe ziyareti yaptık. Akçakavak köyü harika bir köy. İnsanı hele bu mevsimde ayrı etkiliyor. Burada biraz kaldık. Katmerli güller vardı cami ve türbenin bahçesinde. Bir de beyaz bir kedi. Bizi orada bulunduğumuz müddetçe bırakmadı. Ziyaretten sonra Bolu merkeze hareket ettik. Çocukları aldıktan sonra Abant’ta doğru yolculuğumuz devam etti.

Sonbaharın renk cümbüşü ormanların üzerine düşmüştü. Yağmur da yağıyordu. Fakat nefis ve iç açıcı bir güzellik vardı bu tabiatta doğrusu. Ayrıca yol kalabalık sayılırdı.

Abant’a varınca dağların zirvelerindeki karlar dikkatimizi çekti. Hava serindi. Kendimize bir yer bulduk. Güneşi gören bir yerde kahvaltı yaptık. Çocuklar üşüdükleri için arabada yaptılar kahvaltılarını. Biz bir müddet sohbet ettik. Sonra Gerede’den üniversite öğrencileri gelmişti. Kalabalıklardı. Müzik eşliğinde eğlenmeye başladılar. Ben o vakit biraz yürüdüm doğada. Sapsarı yapraklarıyla beraber yeşilliğini muhafaza eden geniş ormanlar ve gölün nefis güzelliği önünde bir müddet yürüdüm. Sonra hep beraber kalktık ve Abant’ı gören hâkim bir yere geldik. Hava da güneş açmıştı.

Burada uzun müddet kaldık. Gölü seyrettik. Bol bol fotoğraf çekindik. Çocuklar biraz alıç yediler.

Abant Gölü, insanda tefekkürü ve duyguyu zenginleştiren bir güzelliğe sahip. Burada bol bol kendimi dinledim. Bu düşünce vakitleri endişe, hüzün türünden her şeyin içimden akıp gittiği bir arınma zamanıdır ve benim için çok kıymetlidir. Yalnızlığa böylesine alışmamda da bu durum etkilidir.

Burada uzun müddet kaldıktan sonra hava soğumaya ve yağmur atıştırmaya başladı. Biz de yavaş yavaş toparlandık. Gölün etrafını arabayla gezmeye devam ettik. Gölü gören bir başka hâkim noktada durduk. Etrafı ve karlı zirveleri izlemeye, ormanın ve gölün havasını derin derin ciğerlerimize çekmeye devam ettik.

Gölün etrafında tam bir tur attıktan sonra girişte durduk. Çocuklar camiyi gezmek istediler. İçeri girdik. Tamamen ahşaptan yapılan bu cami oldukça güzeldi. Sonra Abant Gölü Tanıtım Merkezi’ne girdik. Burada tahnit edilmiş hayvanlar bizi çok etkiledi. Özellikle bir boz ayı ve kızıl geyiğin tahnit edilmiş hâllerinden çok etkilendik. Çocuklar da burayı çok sevdi. Başka hayvanlar da vardı. Su samuru, tilki, çakal, kurt, gelincik vs. Burası çok önemli bir yerdi doğrusu. Doğada kendi hâllerinde yaşayan hayvanların belki görebileceğimiz en gerçekçi halleri buradaydı. Burada Mudurnu’ya ait el işi ürünlerin sergilendiği bir yer de vardı.

Bu ziyaretten sonra gölün etrafında bir tur daha atalım dedik. İlk durduğumuz yerde yine durduk. Çünkü burası çok güzeldi. Kavun yedik. Ormanların içlerine doğru giden yeşil zemin “Gel de şurada bir yürüyüş yap!” der gibi davetkârdı. Hem bu yeşillikten gölün manzarası da harikaydı. Sonra ilerideki iskelede durup biraz fotoğraf çekindik ve yolumuza devam ettik. Yine yağmur yağmaya başlamıştı. Bugün Abant’ta sonbaharın bütün cümbüşünü seyretmiş ve yaşamış olduk. Rüzgâr, yağmur, karı görmüş olduk. Hava serindi fakat Abant da çok güzeldi.

Dönüş yolculuğunda biraz yavaş geldim. Yağmur yağıyordu. Hem de biraz etrafı seyredelim, dedim. Yolumuzun üzerinde Habib Dede Erenleri Türbesi vardı. Orada durduk. Ormanın içinde, akarsuyun kenarında muhteşem bir türbe… Hava yağmurluydu. Yoksa burada daha uzun kalabilirdik.

Güzel bir günün ve Abant’ta geçirdiğimiz güzel fasılların sonunda Dörtdivan’a doğru yola çıkmıştık.




Tüm yazarlar için tıklayın

YAZARLAR

Tamamı