22.11.2024 07:08:16
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21
Yasin ŞEN
11 Aralık 2020 Cuma

DÖRTDİVAN'DA HALK İNANIŞLARI

DÖRTDİVAN’DA HALK İNANIŞLARI
Dörtdivan halk inanışları bakımından oldukça zengin bir yerdir. Fakat bunların derlenip toparlanması oldukça uzun bir zamanı beraberinde getirmektedir. Biz araştırmalarımız esnasında bu konuda derlediklerimizi ve bazı kaynaklarda tesadüf ettiklerimizi buraya kaydettik. Buna göre Dörtdivan’da karşılaştığımız bazı halk inanışları şöyledir:
- Bir kişi konuşurken kekelerse misafir geleceğine inanılır.
- Göz seyirmesi yakınlarda bir şey olacak diye kabul edilir. Hayırlara vesile olsun, denir.
- Kulak çınlaması, kişinin anıldığına veya hakkında kötü söylendiğine işaret sayılır.
-Çakır gözlü biri çocuğa baktığı zaman “Onun nazarı değdi!” denir ve kurşun dökülür. Bu işlem şöyle yapılır: Bir tencereye su; içine yüzük, iğne, soğan kabuğu, süpürge çalısı konur. Normal kepçe ile kurşun ocakta eritilir. Hazırlanmış suyun içine, çocuğun üzerinde dökülür. Çocuğun üzerinde örtü vardır. Kepçeden üç kere su dökülür. Döken kişi dua eder.
-Dörtdivan ve çevresinde çocuk düşüren kadınlar Tekkeköy’e gider, bazıları adak adar, dua eder.
-Gece dışarıya yiyecek, içecek, kül vb. şeyleri atmak hoş görülmez. Dökenlerin başına bir şey gelirse bundan bilinir.
-Dörtdivan’da nazarla ilgili inanışlar da bulunmaktadır. Bunun için “Nazar, hayvanı pazara, insanı mezara kadar götürür!” derler. Ayrıca evlere büyük nazar boncukları asılır.
-Gece tırnak kesilmesi hoş görülmez.
-Gece sakız çiğneyenler için “Ölü eti çiğniyor!” denir.
-Sobanın külüne gece basmak hoş görülmez. Basanın çarpılacağına inanılır.
-Fırınların önünden geçerken “Destur, bismillah!” denir.
-Göz seğirmesi ve kulak çınlaması uğursuz sayılmaktadır.
-Birinin elinden makas veya bıçak almak hoş görülmez. Kavgaya sebep olacağına inanılır.
-Akşam saatlerinde çarşaf kaplamak ve ıslık çalmak da hoş görülmez.
-Salı gününün uğursuz olduğuna inanılır ve bugünlerde tavuklar kuluçkaya yatırılmaz.
-Sofranın üzerine oturma, denir.
-Evde ıslık çalarsan fareler gelir, denir.
-Evde şemsiye açmak hoş görülmez.
-Güneş tutulduğunda şeytanın bir perdeyle güneşin önünü kapattığına inanılır.
-Gece yatakta ekmek veya başka bir şey yenmesi hoş görülmez.
-İnanışa gör merdiven altından geçmek uğursuzluk getirir.
- Ev sahibi çok kekelediği zaman eve misafir geleceğine inanılır.
-Ev sahibi bir şeyi atıp da dik gelirse eve misafir geleceğine inanılır.
-Birinin üzerinden atlanırsa o kişinin boyunun kısa olacağına inanılır.
-Ekmek hamuru yaparken, hamur daha çok kabarsın diye üzerine erkek kocuğu örtülür.
-Konuşmayan bebek sık sık aynaya bakıtıldığında geç konuşur.
-Gece rüyada kısmetini görmek için gençler yastığın altına elma kabuğu koyarlar. Güzel bir rüyanın devamını görmek için yastık ters çevrilir.
-Kurban kanının parmakla alna sürülmesi ağrıyan ve ağrıyacak başın ağrısını giderir.
-Çingenelerin değneğini, sopasını çalan kişinin o yıl kazlarının çok olacağına inanılır.
-Sabahleyin evin kapısını özellikle sağ elle açmamak evdeki bereketi giderir.
-Yağışlı ve puslu bir günde bulutların Gerede istikametine gitmesi ertesi gün havanın açacağına işaret sayılır.
-Öküz arabasının önünden bayan geçmesi arabanın bir yerinin kırılacağına işarettir.
-Kapı eşiğinde oturan kişinin iftiraya uğrayacağına inanılır.
-Yürüyen çocuk emeklerse misafir geleceğine inanılır.
-Ekmek hamuru yoğrulurken hamurun etrafa saçılması misafirin geleceğine işaret sayılır.
-Elbisedeki sökük, yırtık veya düğme insan üzerinde dikilmez. Bu hoş görülmez. Hatta bununla o kişinin aklının dikildiğinde inanılır. Fakat zaruret varsa o kişi ağzına bir şey alır ve onu dişleriyle sımsıkı kavrar. Bu da o kişinin aklının dikilmesini önler.
-Gelin alma günü dağıtılan madeni paraları alıp cüzdanda saklamanın insana uğur getireceğine inanılır.
-Satılacak hayvanın ahırdan çıkarken pislemesi o hayvanın o gün satılacağına işaret sayılır.
-Dörtdivan’da kurdun koku ve iz sürme yeteneğinin olmadığına ve onların bütün gücünün boyunlarında olduğuna inanılır. Anlatıldığına göre kurt, köpekten koku duyusuna karşılık boynunun gücünü ona vermek ister. Köpek insana sadık bir hayvan olduğu için insanlığa ve diğer hayvanlara zarar vereceği için bunu kabul etmez.
-Kadınlar bir işe başlarken “El benim elim değil, Fatıma Anamızın eli!” derlermiş.
-Kadınlar uzaklara gönderilseler bile onların yıldızlara bakarak yönlerini tayin ettikleri ve gitmek istedikleri yere bu şekilde vardıklarına inanılır.
-Ormanın çok alandan değil, az alandan korktuğuna inanılır. Çünkü çok fazla odun alan kişi ya yolda kalır ya da bir yerini kırar. Hâlbuki az odun alan kişi bir daha gelir.
-İki bayram arası nikâh kıyılmaz, denir. Aksi hâlde bunu ailedeki huzura zarar vereceğine inanılır.
Dörtdivan’da bazı inanış ve uygulamalar özellikle hayvanlar etrafında gelişme göstermiştir. Çünkü yörenin en doğal geçim kaynağı hayvancılıktır. Ayrıca Dörtdivan ve çevresindeki ormanlarda zengin hayvan çeşitliliği dikkat çekmektedir. Bunlarla ilgili inanışların ve uygulamaların bazısı şöyledir:
- Kargaların gaklaması ve çok uzun ötmesi yakında cenaze olacağına işaret eder.
-Cama veya kapıya kuş kondu mu, akşam eve misafir geleceğine inanılır.
-Bekçi yılanının evleri beklediğine inanılmaktadır.
-Fare çok olursa kışın çok uzun ve sert olacağına inanılır.
-İnekler hastalanırsa kurşun döktürülür.
-Yaylaya göç günü ahırdaki hayvanların boynundaki zincirler eşikliğe serilir. Tüm inekler ahırdan çıkarılır. Onları doğrudan yayla yoluna sürerler. Bunu hayvanlar su gibi gitsin, su gibi gelsin, yaylada kurt, ayı, canavardan korunsun, diye yaparlar.
-İneğin doğurması “buzalamak” olarak adlandırılır. Buzağı oldu mu “İneğin damarı gür olsun, buzağının da bağırsağı uzun olsun!” derler.
-Birinin başkasına ait tavuk, kaz, hindi yavrularını sayması onların nazardan ölmesine sebeptir.
-Komşudan komşuya canlı kanatlı, kuluçkalık yumurta verilirse veren kişinin gelecek yıl kanatlılarının büyük ölçüde azalacağı hatta bu olayın birkaç yıl süreceğine inanılır.
-Dişi köpeğin üç ve üçten az yavrulaması hem köpeğin hem de yavruların çok kaliteli olduğunu gösterir.
-Keçi köyde tek yaylada çift doğurur. (Yaylada semiz otlar ve kokusuz sular bulunduğu için yaylalarda küçükbaş hayvanlardan daha fazla verim elde edilir.)
-Mantarların ve farelerin yazın ve sonbahar aylarında çok olması kışın çetin geçeceğini gösterir.
-Ezan okunurken köpeklerin ulumasından ötürü, yakın çevrede cenaze olacağına inanılır.
-Köpeklerin sadık, kedilerin nankör olduğuna inanılır.
-Dörtdivan ve Gerede civarında evlerin çatılarına asılan geyik boynuzlarına çok sık rastlanırdı. Bunun evlere uğur getireceğine inanılırdı.
-Hayvanlar ahırda telef olma tehlikesiyle karşılaşınca bunun önüne geçmek için ahırın eşikliğine, ahır kapısının altına kurt kafası gömülür. İnek eşikliği atlayınca ilk olarak onun üzerine basar. Böyleye hayvanların telef olmasının önüne geçileceğine inanılmaktadır.
-Yolda, yolculukta kurt görmek kişiye işinde uğur getirir. Tavşan görmek ise uğursuzluk getirir.
-Aç kalan kurtlara kışın gökten ete benzer yiyeceklerin atıldığına inanılır.
-Kaybolan hayvanlar kurtlar tarafında telef edilmesin diye okunarak bir mendile düğüm atılır. Buna “ağız bağlama”, “kurtağzı bağlama” da denir. Kurtlar kaybolan hayvanlara denk gelse bile ağzını açıp zarar veremezler. Eğer insanlar sürüye saldıran kurtların ağızlarını kapalı görürlerse onların süreye zarar veremeyeceklerini düşünürler. Aksi hâlde kurtlar hayvanların bazılarını kapabilecektir. “Ağız bağlama” işlemi yapıldıktan bir süre sonra düğüm çözülür. Çünkü insanlar bu düğüm hep öyle bırakılırsa kurtların aç kalacaklarını ve açlıktan öleceklerini düşünürler.
Dörtdivan’da hamilelerle ilgili olarak da birçok halk inanışı vardır. Bunlardan bizim karşılaştığımız inanışlar şöyledir:
-Hamile kadın belirli bir süre tavşana bakarsa doğacak çocuğun üst dudağının yarık olacağına inanılır.
-Hamilenin saçları kesilirse doğacak çocuğun ömrünün kısa olacağına inanılır.
-Hamile kadın bir ayıyı canlı olarak birkaç kez görürse çocuğun tüylü olacağına inanılır.
-Hamile bir kadın yılan görürse derisi pul pul dökülür.
-Hamile kadın balıklara çok sık bakarsa doğacak çocuğun gözlerinin büyük olacağına inanılır.
Yasin ŞEN
Dörtdivan ÇPAL
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni





Tüm yazarlar için tıklayın

YAZARLAR

Tamamı