DÖRTDİVAN’DA KÖROĞLU’NUN İZLERİ - 2
Köroğlu’yla ilgili Dörtdivan’da yaptığımız küçük derlemeler vardır. Bu derlemeler Çavuşlar Camii imamı İsmail Tezel’den alınmıştır. Bu derlemelerden birisi şöyledir: Köroğlu davarını önüne katmış ve bunları pazara götürmektedir. Ayvaz ve babası da onun yanındadır. Yol boyunca Ayvaz’ın hareketlerini, iş bilirliğini seyreden Köroğlu çocuğa hayran olur ve onu yanına almak ister. Babasına “Sen bu çocuğu bana ver, ben davar filan istemiyorum!” der. Çocuğu alır ve gider. Bu hadise Köroğlu ile Ayvaz’ın yakın yol arkadaşlığının nasıl başladığını göstermektedir. Ayrıca Ayvaz’ın Köroğlu tarafından yetiştirildiğini anlatmaktadır. (Bu hikâye Dörtdivan Çavuşlar Camii İmamı ve kendisi Doğancılar Köyü’nden olan İsmail Tezel’den derlenmiştir. Kendisi bu hikâyeyi 1991 yıllarda seksen bir yaşlarında vefat eden dedesinden dinlemiştir. Bu hikâye İsmail Tezel’den 25/08/2020 tarihinde Dörtdivan merkezde derlenmiştir.)
Yine İsmail Tezel’in dedesinden naklettiğine göre Köroğlu çok zeki ve uyanık biriymiş. O görüldüğünü, gözetlendiğini hissederse yanındaki yoğurdu kayalıklardan aşağı dökermiş. Bunu gören kayalıklarda kartalların olduğunu ve onların pislediğini düşünür ve oradan hemen kaçıp gidermiş.
Yine yaşlı bir teyze ile Köroğlu arasında geçen şöyle bir kıssa vardır. O da şöyledir: “Yaşlı bir nine yolda giderken ‘Köroğlu gözün kör olsun. Köroğlu gözün kör olsun!” diye kendi kendine söylenip gidermiş. Köroğlu da ihtiyar ninenin arkasından gelirmiş. Ninenin ‘Köroğlu gözün kör olsun!’ sözünü duyunca, nineye yaklaşarak ‘Nine sen Köroğlu’nu tanıyor musun?” diye sormuş. Nine ‘Yok evladım, tanımıyorum.” demiş. Köroğlu da ‘Peki nine sen, Köroğlu’nu tanımıyorsun da niçin ‘Köroğlu gözün kör olsun.’ diyorsun?’ deyince, nine ‘Evladım, herkes öyle diyor da ben de deyiveriyorum.’ diye cevap vermiş.” (Yunus Baki Koçak, Gerede’de Dinlediğim İbret Verici Hikâyeler, Ankara 2012, s. 181.)
Bunların yanı sıra Dörtdivan’da yaptığımız derlemeler sırasında onunla ve Köroğlu Zirvesi’yle ilgili bir hikâyeye rastladık. Onlardan “Köse Kadıoğlu” adını taşıyan bir hikâye şöyledir: Dörtdivan’a ilk yerleşenlerden birisi Köse Kadıoğullarıdır. Bugün bu sülaleye mensup olanlar Kadılar Mahallesi’ni oluşturmaktadır. Rivâyete göre Köse Kadı, Dörtdivan ovasına gelince yerleşmek için bir yer aramış. O sıralar Köroğlu Kayası’na çıkmış ve “Hey gidi Dörtdivan! Bir kişiye çok, iki kişiye az geliyon!” demiş. Herhalde bu söz, Türklerin konar göçebe yaşadıkları dönemin hatırasını taşımakta ve hayvanlarına otlatacak yer arayan kimselerin endişesini taşımaktadır. (Dörtdivan Kadılar Mahallesi’nde ikamet eden Kemal Köse’den derlenmiştir.)
Dörtdivan’da yaptığımız derlemelerde biz Köroğlu’yla ilgili bazı sözlere rastladık. Bunların bazıları atasözü gibi söyleniyordu. Dörtdivan’da Köroğlu’nun etrafında genişleyen kültürün izlerinden birisi de budur. Sözlerden bazıları şöyledir: “Güttüğümüz üç davar, ıslığımız Köroğlu’nu aşar.”, “Köroğlu’ndan taş yuvarlansa gelir beni bulur.” (“Köroğlu’ndan yuvarlanan taş beni bulur.” şekli de vardır.), “Köroğlu’nda ağaç devrilse dalı bana çarpar.”
Dörtdivan’da Köroğlu’nun izleriyle ilgili tespitlerimizden birisi de onun yakın dostu ve arkadaşı Ayvaz’la ilgilidir. Dörtdivan’da soyadı Eyvaz, Ayvaz, Eyvazoğlu soyadlarını taşıyan aileler vardır. Bu aileler bu soyadlarını bir hamasetle almadıklarına göre Ayvaz’ın soyundan gelenlerin bu adı benimsediğini ifade edebiliriz. Aynı zamanda Dörtdivan’ın Doğancılar Köyü’nde karşımıza çıkan Koçak soyadının da bu Köroğlu geleneğiyle bir ilgisi olabilir. Dolayısıyla aile soyadlarında bu Köroğlu izleri Dörtdivan’da görülebilmektedir.
Köroğlu’nun yaşadığı yerlerle ilgili bazı yer isimlerinden hareketle yorumlarda bulunabiliyoruz. Bolu’da bulunan Köroğlu Zirvesi, onun burada yaşadığına dair bir işaret kabul edilebilir. Fakat Köroğlu şiirlerinde onun karlı dağlarda yaşadığını, burada hem sert hava şartlarıyla hem düşmanlarıyla mücadele etmiştir. Onun bir koçaklamasından alınan aşağıdaki dörtlükler bir bakıma bunu anlatmaktadır:
Yüce dağlar başında
Kar bir yana kış bir yana
Depreşir ağzım içinde
Dil bir yana diş bir yana
Bahar olur sular coşar
Yüce dağlardan yol aşar
Bir gün olur ayrı düşer
Leş bir yana baş bir yana
(Hüseyin Seçmen, Köroğlu Yaşamı Sanatı Şiirleri, Deniz Yayınları, İstanbul 1983, s. 145.)
Köroğlu’nun Dörtdivan’daki izlerine dâir bence en önemli işaretlerinden birisi onun şiirleridir. Köroğlu’nun şiirlerinde anlattığı coşkun tabiat Dörtdivan’ın doğasına çok uygundur. Her nedense bu durum Köroğlu çalışmalarında pek de söz konusu edilmemiştir. Biz Dörtdivan’da ikametimiz sırasında onun adına izafe edilen yerlerin yanı sıra bu doğal ortamı ve onun şiirlerine ilham olan yerlerin üzerinde durulması gerektiğini düşündük. Şüphesiz bu yerlerin en başında Dörtdivan gelmektedir. Yasin ŞEN
Dörtdivan ÇPAL
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni