DÖRTDİVAN’DAN DERLENEN ATASÖZLERİ - I
Dörtdivan, atasözleri bakımından zengin bir birikime sahiptir. Ne yazık ki, bu konuda herhangi bir derleme faaliyeti yapılmamıştır. Biz yaptığımız derlemelerde bu konuda oldukça zengin malzemeyle karşılaştık. Bu yazılarda derlediğimiz atasözlerini değerlendirmek istiyoruz.
Acıtma arsız edersin, acıktırma hırsız edersin! (“Aç bırakma hırsız, çok söyleme arsız edersin!” şeklinde de söylenmektedir.)
Acıyan yer ayrı, acıkan yer ayrı: (Cenazelerde hayatın devam ettiğini ifade etmek için söylenir).
Açın mezarı olmaz.
Açın üstüne dokuz yorgan örtmüşler, uyuyamamış.
Adam alamadığına yanmaz, göremediğine yanarmış!
Ağaç ayakta ölür.
Ağızdan burun yakın, kardaştan karın yakın.
Akan suya güvenme, el oğluna inanma!
Akıllı evlat neylesin ata malını, deli evlat neylesin ata malını!
Akıllı suyun derinliğini ölçene kadar deli karşı yakaya geçer.
Akılsız insanı yol gocatır. (“Akılsız köpeği yol gocatır!” şekli de vardır.)
Al zenginin kızını babaya yetişeyim diye, al fakirin kızını öğlene kadar yatayım diye!
Allah bir kapıyı kaparsa bin kapı açar.
Allah de de atına bin…
Allah dost olduktan sonra kılıcın ağaçtan da olsa keser.
Allah gardaş gardaşı bir yaratmış, kesesini ayrı yaratmış.
Allah verirse el getirir, sel getirir, yel getirir.
Allah yardım ederse kuluna, her iş girer yoluna.
Alma mazlumun âhını çıkar âheste âheste!
Anıza bastın kışa bastın. (“Anız bastı, kış bastı!” şekli de vardır.)
Aşı yok göceden (göce çorbası), husa (gussa, keder, tasa) yok kocadan!
Ateşe yonga ile gidilmez.
Ayağında kör mıh yok, ne ararsın kel kayalıkda!
Ayıya bir gün hizmet edeceğine kurda bir yıl çoban dur!
Bayramlarda dokuz karın vardır. (Bu söz bayram ziyaretlerinde hemen sofra kurulmasıyla ilgilidir. Çalköy’de söylenmektedir.)
Bedava sirke baldan tatlıdır.
Bir gün çobanlığın kırk yıl yararı olur!
Bir gün çobanlık yapana, kırk gün terbiye gerekli! (“Bir gün çobanlık yapana kırk gün eğitim şart!” şekli de vardır.)
Biri ölmese biri onmaz.
Bir kafaya bir tokmak yeter. (Özellikle bir evden ikinci kız istendiğinde söylenir. Bu sözü kız evi oğlan evine söyler.)
Biz istedik bir göz, Allah verdi iki göz…
Bolulunun taşınca ayranı, tanımaz bayramı.
Bu dünya sür git dünyası değil, gör git dünyası.
Bulutlar Gerede’ye, al abanı gir odaya; bulutlar kıblaya, ala dana zıplaya!
Büyüt besle, ite yaranmaz!
Çatal kazık yere geçmez.
Çekmezse koca öküz çekmez.
Çobanın cenneti yayladır.
Çocuğa iş buyur, arkasından kendin git.
Çocuklar uyuya uyuya büyür, ihtiyarlar uyuya uyuya ölür.
Çok endeleyen ya kele, ya köre! (“Çok seçici davranan ka kele düşer, ya köre düşer.” şekli de vardır.
Çubuk benim tel benim, kahyam mıymış el benim!
Çuluna çaputuna, aşşıklık (âşıklık) ne halına!
Dağ tavşansız olmaz.
Dallı ağacın gölgesinde yüz koyun günner (gölgelenir).
Dede ekşi yese doğmamış torununun dişleri kamaşırmış.
Deli arlanmaz, soyu arlanır.
Deli deliyi görünce susar.
Deli deliyi sever, imam ölüyü…
Deli öküzün koşması iyi olur.
Delisiz erilmez.
Deptim keçe, sivrilttim külah, gey başına, git işine…
Dertli misin, öl kurtul; borçlu musun ver kurtul!
Dişi köpek yavrusu için beslenir.
Domuza dolanma çalıya dolan!
Dökülen çanak dolmaz.
Düğüne gelen dağulu gide.
Düvende ezdüğün saman afurda önüne gelür.
Ecel ile nikah, ne ileri ne geri!
Ekmeği kadın etmez, odun eder.
El kadar unun olsa git fırıncıya ver.
Elden galan elli gün galır.
Elinen gelen düğün bayram!
Eller deliye, biz akıllıya hasretiz.
Ellerde deli aramıynan, bizde arabıynan.
Emanet malın canı burnunda olur.
Engelsiz döngel yenmez.
Er kalkan ışıldar, geç kalkan mışıldar!
Erken çıkan darıdan, gocasından sonra galkan garıdan hayır çıkmaz.
Eski dost düşman olmaz.
Eşeğe “Bi oynayıver!” demişler, başlamış çifte atmaya.
Eşek ne anlar hoşaftan! Suyunu içer daneleri kalır.
Eşekte semer olursa binen çok olur.
Eşşeği sattın katır aldın, belayı başına satın aldın!
Etme kulum bigün bulun!
Evin geniş olacağına elin geniş olsun!
Fakiri fakir eden kuru inattır.
Fakirin keyfine zenginin parası yetmez.
Gardaş gardaşı atmış, yar dibinde dutmuş.
Garnında dokuz tane dilki var da guyrukları birbirine değmiya!
Gelimli gidimli dünya, sonu ölümlü dünya.
Gelin ata binmiş, ya nasip demiş.
Gelin halı getirir, üstüne kendi oturur.
Gezen tilki yatan kurttan iyidir.
Gız halaya oğlan dayıya çeker.
Görmeyene bir kere, görene bin kere sorulur.
Güttüğümüz üç davar, ıslığımız Köroğlu’nu aşar.
Hacı hacıyı Mekke’de, deli deliyi dakkada bulur.
Hayırlı evladım var deme el koynuna girmeyince.
Hayvanın aklı varmış da fikri yoğmuş.
Hazıra Hasan Dağı dayanmaz.
Her dağın dumanı kendine göredir.
Her köyden bir deli gelir, huyunu alır da gelir.
Her köyden bir deli, Kurucaköy’den kim gelirse gelsin.
Herkes sakız çiğner, ama yörük kızı bir farklı çiğner.
Her velinin bir delisi olur.
Huy canın altındaymış, can çıkmayınca huy çıkmazmış.
Isıracak köpek dişini göstermez.
İti an çomağı hazırla!
İyilik iyilik olsa goca öküze bıçak çalınmaz!
Jandarmanın arkasından giden gelir de imamın önünden giden gelmez. Yasin ŞEN
Dörtdivan ÇPAL
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni