5.05.2024 17:18:06
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21
Zekeriyya ULUDAĞ
5 Mayıs 2023 Cuma

DÜNYANIN MERKEZİ

DÜNYANIN MERKEZİ

Prof. Dr. Zekeriyya ULUDAĞ
Nasreddin hoca, bilindiği üzere Türk mizah dünyasının en önde gelen kahramanlarından birisidir. XIII. Yüzyılda Sivrihisar’da doğan ve Akşehir’de yaşadığı düşünülen Hoca, hazır cevaplılığı ve nüktedanlığı ile hafızalarımızda yer etmiştir. Hocadan günümüze kalan nükteli ve oldukça ibretli bir fıkra ile başlamak istiyorum.

Hocanın hazır cevaplılığını duyan üç bilge hocayı denemek isterler ve uzun bir yolculuktan sonra hocayı bulurlar. Kendisine soruları olduğunu söylerler. Hoca her birinin tek soru sorabileceğini söyler. Birinci şahıs hocaya,

Dünyanın merkezi neresidir? diye sorar.

Hoca hiç düşünmeden eşeğimin sağ ön ayağının bastığı yer diye cevap verir.

Bilge nereden biliyorsun diye itiraz eder.

Hoca inanmıyorsan ölçebilirsin der… Devamını sizler zaten biliyorsunuz. Burada üzerinde durmak istediğim “dünyanın merkezi” meselesi.

Bu bilimsel anlamda egosantrik yani ben merkezli bir düşüncedir. Veya en hafif ifade ile bulunduğu bölgenin, mahallin önemli olduğunu, değerli olduğunu anlatır. Elbette yeryüzünde yaşayan her fert bulunduğu yerin, ülkenin, üzerinde yaşadığı toprak parçasının önemli, değerli ve vazgeçilmez bir mekân olduğunu kabul eder. Bu duygu ve düşünce vatan duygusu gelişmiş ya da öğretilmiş olan kişilerde daha güçlü olarak ortaya çıkarken, bu duygunun gerekli ölçülerde verilmediği fertlerde ise daha zayıf bir his olarak görülür. Tabii afetler veya savaş zamanlarında birinciler bulundukları yeri asla terk etmedikleri halde diğerleri daha konformist bir anlayışla hareket edebilirler.

Osman Turan Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi isimli kitabına şu cümleler ile başlar: “Tarih şuuru din duygusu kadar eski olup insanların manevi vasıfları ve medeniyet seviyeleri nisbetinde derinleşir. Cemiyetlerin iptidai devirlerinde atalarının ta’zim ve takdis edilmesi veya bu münasebetle ecdad kültlerinin doğması tarih ve vatan şuurunun başlangıcını, insani ve milli hislerin de bir belirtisini, teşkil eder.”

Müslüman Türk Milletinin cihan hakimiyeti yolunda ve İla-yı Kelimet’u-llah’ı yayma noktasında orta Asya’dan Anadolu’ya ve buradan Avrupa’nın ortalarına kadar yaptığı seferler hep böyle bir duygunun ve idealin sonucunda gerçekleşmiştir. Bu ideal uğruna bu topraklarda nice canları şehit veren atalarımız sayesinde “Ölülerinizi hayırla yad ediniz” diyen bir Peygamberin tavsiyesi de dikkate alındığında Anadolu, Müslüman Türk’ün ebedi vatanı olmuştur.

Bizim için bu topraklar Nasreddin Hocanın fıkrasındaki gibi dünyanın merkezidir ve bizimdir. Çünkü tarih şuurumuz ve din duygumuz bu topraklarda gelişmiş ve olgunlaşmıştır.

İkincisi ekonomik ve dini bakımdan dünyanın bütün ülkeleri ve milletleri açısından Anadolu ve orta doğu dünyanın merkezidir. Hatta “orta doğuya sahip olan dünyaya sahip olur” sözü herkes tarafından bilinen ve söylenilen bir slogan gibidir. Yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin çokluğu ekonomik açıdan bu bölgenin değerli olmasını; ilahi dinler için kutsal kabul edilen beldelerin Kudüs ve Mekke gibi burada olması bölgenin ehemmiyetini bir kat daha artırmaktadır. Tarihte meydana gelen Haçlı seferleri her iki sebebi de gerçekleştirmek ve buralara sahip olmak için Hristiyanlarca yapılmıştır. Bugün de değişen pek fazla bir şey yoktur. Mücadele ve savaşlar ehli sünnet ile ehli salib arasında bu bölgede cereyan etmektedir. Bir başka ifade ile Batı’nın bir “şark meselesi”, İsrailin bir “arz- mev’ud”u varlığını sürdürmektedir. Bu bölgenin ele geçirilmesi için zaman zaman sıcak savaşlar, çoğunlukla da kurulan terör çeteleri vasıtasıyla vesayet savaşları halinde sürdürülmektedir.

Üç yüz yıldır adeta fetret devri yaşayan Türk milletinin sindirilmiş ruhunun “Ey Türk titre ve kendine dön” diyen Bilge Kağanın sözü doğrultusunda ve bir imamın Alp Arslan’a “… sen ki İslamiyet uğrunda cihad yapıyorsun. Bu sebeple ben Tanrının zaferi senin adına yazdığına inanıyorum” müjdesini verdiği gibi bu millet bu topraklarda yine aynı yolda Hakk’ın teyidine mazhar olacaktır.

2023 yılının en önemli olayı olarak Ülkemizde yapılacak seçimleri gösteren ABD basını ve iktidarları değiştirmek isteyen emperyalist güçler, yegâne emellerinin kendine yetemeyen bir Türkiye istedikleri için ortalığı karıştırma düşünceleri ile karşı karşıyayız. Bütün dertleri tarihten gelen “şark meselesi”ni kendileri lehine çözme arzularıdır.

Kısacası Anadolu bizim için dünyanın merkezidir. Bu merkez Kut’un Türk milletine nasip olduğu topraklardır. Bu toprakların tapusu binlerce şehidin kanları ile alınmıştır. Tarih şuuru ve din duygusunun oluşturduğu Anadolu devlet-i ebed müddet Türk vatanı olacaktır. “Üstte mavi gök altta yağız yer delinmedikçe” ve Müslüman Türk evladı şuurunu yitirmedikçe, tercihini Hakk’tan ve hakikatten yana yaptıkça ilini, yurdunu ve töresini kimse bozamayacaktır.



 


Tüm yazarlar için tıklayın

YAZARLAR

Tamamı