* LAZ MEHMET AMCANIN HİKÂYESİ
Gerede’ye yerleşmiş Laz Mehmet Amcamız anlatıyor. Trabzon ve havalisi düşman askerlerince işgal edilmiş. Amcamız da o sıralar dört yaşında. O gün annesi rahmetli oluyor. Annesinin yanında o gece öylece uyumuş kalmış Mehmet Amca. Çocuk hâliyle onun vefat ettiğini anlayamamış. Sabah olunca annesine defalarca çağırıyor fakat ses yok. Sonra az bir mısır ekmeğini koltuğuna kıstırıp yola düşüyor. Güya dayılarına gidecek, sonra geri gelecek. Yolda birkaç tane düşman askeriyle karşılaşıyor. Askerler bunu öldürmeyi düşünüyor. Bir tanesi Türkçe biliyormuş. “Öldürmeyelim, yazıktır.” gibi şeyler söyleyip diğerlerinin bunu öldürmesinin önüne geçiyor. O asker Mehmet Amcaya bir çikolata veriyor. Amca “Yediğim o çikolatanın tadını unutamıyom!” diyor başından geçen bu hadiseyi naklederken (Kaynak kişi: Kenan Öztürk, Gerede-Çoğullu Köyü’nden, TDE Öğretmeni.) * YEDİCÜK BİR ŞEY VAR...
Gerede’nin Çoğullu Köyü’nde Üftade Teyze adında bir teyze yaşamış. Üftade Teyze bir durum ortaya çıktığında maniler söyleyebilen halk kültürü açısından dolu ve kaynak bir kişidir. Ayrıca sokak hayvanlarına büyük bir ilgisi vardır. Teyze, bulduğu sokak hayvanlarını besler, onlara çok iyi bakarmış. Bu şekilde yedi tane köpeği olmuş. Komşuların biri de evi, avluyu, bostanı korusun diye bir tanesini istemiş. Üftade Teyze “Yedicük bir şey var. Hangi birini vereyim!” demiş. Bu söz, Gerede’nin köylerinde deyim olarak kullanılan bir ifade hâline gelmiştir. (Kaynak kişi: Kenan Öztürk, Gerede-Çoğullu Köyü’nden, TDE Öğretmeni.) * GEREDE’DEKİ HANDA YAŞANAN BİR OLAY
Gerede ticaret yolları üzerinde bulunması sebebiyle tarih boyunca ticaretin geliştiği bir merkez olmuş. Bir gün buradaki hana bir seyyah gelmiş. Handa vazife yapan gençlerden biri bu seyyahla çok yakından ilgilenmiş. Bu seyyah yola çıkmak üzereyken “Oğlum sen bana çok hizmet ettin. Hizmetin çok hoşuma gitti!” demiş. Parmağını eline vurunca bir kızıl lira düşmüş. İki kere daha vurunca iki kızıl lira daha düşmüş. Bunları o gence vermiş. Genç de ondan sonra “Bu yetmez aslında bana. Biraz daha vermeniz mümkün mü?” diye rica etmiş. “Bize müsaade, ancak bu kadar oluyor!” demiş seyyah. O hizmetçiye bazı nasihatlerde bulunmuş ve yoluna devam etmiş. * HİMMET DEDE’NİN HİMMETİ
Bolu-Dörtdivan’a bağlı Sayık Köyü’nde Himmet Dede’nin türbesi vardır. Bir yayla göçü zamanı. Aksi bir ihtiyarın bir gelini var. Adam “Sivri İsmıyıl” diye tanınıyor. Ev ahalisi bu adamdan çok korkmaktadır. Millet yaylaya göçmüş. Evde bu gelin kalmış. Evde de bir at var. Herkes “Bu beygir sana emanet!” deyip çekip gitmiş. Ahır kapısı da açık kalmış bir gün. Mayıs ayı... Dışarıda mis gibi bahar havası var. Taze çayırların kokusu ve yayladaki diğer atların evde olmayışı atı çılgına çeviriyor ve at ahırdan kaçıyor. Zavallı kadın bunu geç fark ediyor. At Himmet Dede’nin türbesine doğru deli dolu gidiyor. Tutabilene aşk olsun. Kadın atı o hâlde görünce “Himmet Dede, Himmet Dede Allah’ını seversen ne yap yap, şu beygiri çeviriver!” diye bağırıyor. At, Himmet Dede türbesine gelince orada aniden duruyor ve gerisin geri kadının yanına dönüyor. Kadın da atı ahıra götürüyor. Bu hadiseyi bizzat yaşayan kadın bir amcamıza naklediyor. * UZUN DEDELER
Bolu’nun Dörtdivan ilçesinde yer alan Himmet Dede Türbesi’nin hemen yakınlarında Uzun Dedeler diye anılan iki mezar var. Bu mezarlara Söbü Dedeler de denir. Onlar hakkında hemen hiçbir bilgi yoktur. Dörtdivan’ın Sorkun Köyü’nden bir amca burada hayvanlarını otlatırken taş yığınları arasında bir kadının küçük bir kızın saçlarını taradığını görür. Bu olay köylerde hâlen nakledilir. * SAYIK KÖYÜ’DEKİ YATIR
Bolu’nun Dörtdivan ilçesine bağlı Sayık Köyü’nde caminin yakınlarında bir yatır vardır. Bu yatırın kime ait olduğu bilinmez. Fakat “dede” diye anılır. Sayık Köyü ahalisi ikindi namazlarından çıkınca imamla beraber yatırın yanına gider, dua eder, Kuran okurlarmış. Zamanla bu mezarı koruyan taşlar kaybolur ve mezarın bir kısmı insanların yürüdükleri yola katılır. Bir gün, bu hadiseyi bize nakleden ağabeyin hanımı bir rüya görür. Rüyada bir gelin insanların kendi üzerlerinden geçtiğini, ayaklarına bastığını söyler. Rüyayı gören kişi bu mezarın genç bir geline ait olduğunu beyan edince babası da zaten bu mezarın bir kadına it olduğunu söyler. Yasin ŞEN
Dörtdivan ÇPAL
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni