22.11.2024 07:34:40
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21
Yasin ŞEN
17 Aralık 2020 Perşembe

GÖDE GÖDE

GÖDE GÖDE
Dörtdivan’da özellikle çocuklar arasında güneşle ilgili bazı inanışlar ve uygulamalar vardır. Bunda bölgenin soğuk bir iklime sahip olması, kışın uzun sürmesi etkili olmuş olmalıdır. Çocuklar güneşin tekrar görünmesi ve yeryüzünü ısıtması için ona şöyle seslenir:
Güneş, güneş!
Gün güneş!
Sıcak kapını aç da gel
Soğuk kapını ört de gel!
Özellikle bulutlu günlerde çocuklar güneşe böyle seslenir. Bazen de çocuklar kendi aralarında yağmur yağması için bir tören düzenler. Buna “Göde Göde” denir. Çocuklar yağmur töreni için önce bir araya gelirler ve yaklaşık yetmiş, seksen cm uzunluğunda yirmi beş cm eninde bir tahta bulurlar. Bu tahtanın orta kısmına genişçe çamur konur. Ve buna sonra yuvarlak bir şekil verirler. Bu çamurun üzeri çiçeklerle süslenir. Sonra da tam orta yere yakalanan bir kurbağa yerleştirilir. (Mehmet Solmaz, “Güneş ve Yağmur”, DİVANKAV Bülteni, S. 6, Haziran 2003, s. 25.) Daha sonra bu tahtayı alıp başlarının üzerinde taşıyarak köye veya yaylaya doğru yürümeye başlarlar. Bazı köylerde ise baş kısmından bir çubuk geçirilmiş bir kovanın içine koyulan kurbağa ev ev gezdirilir. Çocuklar hep bir ağızdan şunları söyleyerek yürürler:
Göde göde göl ola!
Evlerin önü sel ola!
Teknede hamur,
Arabada çamur
Ver Allahım ver
Gani gani yağmur!
(Dolu dolu yağmur-Sicim gibi yağmur)
Bu tekerlemelerin bir de şu şekilleri vardır:
Göde göde göl olsun
Evlerin önü göl olsun
Arpada buğday bol olsun
*
Göde göde göndere
Gökten yağmur indire
Ekinler sulu sulu
Ambarlar dolu dolu
Acımızdan kırıldık
Allahım bize yağmur
(Hüdayi Coşkun, “Unutulan Değerlerimizden Beddem”, GERKAV Dergisi, Yıl: 18, S. 18, Eylül 2013, s. 17.)
Çocuklar bu şekilde evlerin yanına gelir. Ellerinde kaplar vardır. Evlerden bu kapların içine pirinç, bulgur gibi yiyecekler konur. Soğan, ekmek, yumurta gibi yiyecekler de verilebilir. Bazı evlerden ise çocukların üzerine su serpilir. Bu şekilde muziplik yapılır. Bu hem törenin daha coşkulu olmasına yarar hem de bu sırada törene katılım gerçekleşir. Bu su ayrıca beklenen yağmuru temsil eder. Bu yağmur töreni için köyde veya yaylada bulunan evlerin tamamı gezilir. Sonra uygun bir alana gelinir. Yaşlı kadınlardan birisi çocukların topladığı bulgur ve pirinçlerden onlara pilav pişirir. Pilav yendikten sonra tören sona erer.  (Mehmet Solmaz, “Güneş ve Yağmur”, DİVANKAV Bülteni, S. 6, Haziran 2003, s. 25.) Bu işlem bazen topluca yemek yemeye dönüşür. Yaylada veya köyde bulunan kadınlar burada yemekleri topluca pişirip yerler.
Fahri Kayaalp, çocukluk yıllarında bu uygulamanın şu şekilde yapıldığını söylemektedir: “Yaylada erkeklerin olmadığı, bütün kadın ve çocuklardan oluşan bir toplulukla yine yaylada medfun bulunan bir dedenin mezarına gidilip dua edilirdi. Bir tepsiye çamur konulup bu çamura birkaç tane ‘çomak’ tabir edilen ağaç parçaları dikilirdi. Kadınlar ve çocuklar beraber ev ev dolaşır, yağ ve pirinç toplanırdı. Toplama esnasında yüksek sesle “Göde göde göl olsun / Emmizin önü sel olsun /Arpa buğday bol olsun’ denir, toplananlarla pilav pişirilirdi. Pilav tepsisi kucakta değil bir kız çocuğu onu başının üzerinde taşırdı.”
Yasin ŞEN
Dörtdivan ÇPAL
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni




Tüm yazarlar için tıklayın

YAZARLAR

Tamamı