İniltilerini duyuyorum, ey ulu çınar.
Ama ben de hür müyüm ki?
Baltalar keskinse, kalpler de katı.
Ben de dal budağım, gür müyüm ki?
Bu can denen İlâhi bağışı,
Acımadan öldürüyoruz.
Bir de medeniyetimizle,
Güya kalkıp övünüyoruz.
Rahatsın yine sen, ey ulu çınar.
Düşmanın hep aynı, baltalar.
Oysa ceylan gözlü masum yavruya,
Şimdi ölümün binbir çeşidi var.
Ana cansız, babayı ne yaptı vahşet?
Öte yanda, çığlık atmada kahkahalar!
Savaş denen o acımasız dehşet,
Kusmada, ateş, kan ve bombalar!
Hayat bulamadık Ay’da.
Çünkü sen yoksun, ben yoğum.
Ne yaptık ki şu Dünya’da?
Seni bilmem, ben seviniyorum.
İniltilerini duyuyorum, ey ulu çınar.
Elimden bir şey gelmiyorki…
Sonum, ya bir kurşun ya bir bomba.
İnsan insana, huzur, güven vermiyorki.
Mavi Gök, yeşil dağlar arasında,
Kızıl bir alev, kara bir duman,
Can arar, can yakar da,
Nasıl parçalanmaz vicdan?
Yanıp yıkılmış neyim yokki benim?
O da benim gibi insan, ben de öyle.
İnsan, insanın canavarı mı olmalı?
Adı, yurdu, milleti, dini değişmekle.
Ah dirilse canları, boğazlanan yüzbinlerin.
Dirilip haykırsa lânetini, utanmaz suratlara.
Beyninde patlasa bu haykırış, her hainin.
Yeni bir Dünya doğsa, insanları mutlu, emin.
Mazidir insanoğlu, geleceği yok bu gidişin.
İstersen Mars’ı tut, Halley’i de Yere indir.
Delicesine Nükleer Silâh imali oldukça işin,
Sonun, ya Hiroşima’dır ya Nagazaki’dir!..
Ancak, ne zaman insanı sayar ve tanırsan,
Tüm medeniyetler sonsuza dek senin olur.
O zaman, yanar haldeki Güneş’e de ulaşsan,
O bile karşısında, yanmaz bir varlık bulur.
Namertçe döküldükçe insan kanı,
O kanla kara toprak oldukça al,
İlmin de, icadın da, medeniyetin de,
Hatta varlığın bile, sadece hayal!.. (*)
Halil İbrahim YAMAN
Bizim Sevgi Bağları (Şiirler)
(*) Bu şiirin başlık ve dörtlüklerinin, ilk mısrasının ilk kelimesinin, ilk harflerini alt alta okudunuz mu?