HAYAT, NE ZAMAN NORMALE DÖNECEK?
Tüm dünyada cevabı en çok merak edilen soru şu;
"Hayat ne zaman normale dönecek.?"
Cevabı keşke, "bir kaç gün içinde" olsaydı.
Ama karantina günleri daha uzun sürecek gibi.
Aslında umut verici haberler de gelmiyor değil dünyadan.
"Corona virüsü kontrol altına aldık.
Aşamalı da olsa normal hayata geçmeyi planlıyoruz."
Hangi ülkeler mi bunlar?
Avusturya, Danimarka, Norveç, Çekya ve Çin.
Bu ülkelerin neredeyse tamamı, kâbusu ilk yaşayan ülkeler.
Her türlü katı önlem alındı bu ülkelerde.
Şehirler karantinaya alındı.
Olağanüstü hal ilan edildi.
İş yerleri kapatıldı.
Kurallara uyuldu.
En az ölümle halk, virüsten izole edildi.
Corona virüsün ortaya çıktığı Çin'in Vuhan kentinde hayat, tamamen normale döndü.
Avusturya özellikle, Avrupa'ya umut oldu.
14 Nisan'da ilk olarak, küçük dükkanlar açılacak.
1 Mayıs'ta ise tüm dükkanlar.
6 milyon nüfuslu Danimarka'da, 15 Nisan, ilk okullarda ders zilinin çaldığı tarih olacak.
Norveç ve Çekya'dan da 'salgın kontrol altına alındı', açıklamaları geldi.
Belarus'ta zaten hayat normal akışında.
Spor karşılaşmaları bile yapılıyor ülkede.
Öte yandan salgın, dünyanın bir çok ülkesinde henüz zirve bile yapmadı.
ABD, Rusya, İngiltere, İtalya, İspanya, Fransa ve Türkiye gibi ülkelerde, salgınla amansız mücadele var.
Bu yüzden bırakın normal hayata dönüş planı yapmayı, salgını kontrol tarihi bile veremiyor ülkeler.
Türkiye'de kurullara uyulması durumunda salgın, 2 ila 3 ay içinde kontrol altına alınacak.
Sonra kademeli olarak hayat normale dönecek.
Yani en az 3 ay daha evde kalacak gibi Türkiye.
Bu uzman görüşleri, sadece ülkemiz için değil, dünya için de geçerli.
Bilim adamları, tüm dünyada arı gibi çalışıyor, salgına derman olmak için.
İnsanlık büyük bir bilimsel, ekonomik ve toplumsal sınavla karşı karşıya.
Uzmanlara göre krizden çıkışın üç yolu var;
1- Aşı
2-Salgına karşı mevcut önlemlerin devamı.
3-Virüse karşı, nüfusun bir bölümünün bağışıklık kazanması.
-lk iki şıkkı, kısa dönemde uygulanabilir görmüyor uzmanlar.
Zira aşı için, en az bir yıl beklemek gerek.
Karantina ve kısıtlamalar ise oldukça maliyetli.
Bu önlemlerin uzun sürmesi, en güçlü ekonomiler bile zora sokacak.
Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler belki de iflas edecek.
Ayrıca salgın kontrol edilse bile yeni salgın riskleri de söz konusu.
-Geriye kalan seçenek ise virüse karşı, nüfusun yüzde 60'ının bağışıklık kazanması.
Yani sürü bağışıklığı.
Bu durumda da ölüm oranları artacak.
Dünya bu virüs karşısında aciz kaldı.
Liderler ise çaresiz...
Asıl soru şu;
Devletler, salgından kurtulmak için hangi yöntemi uygulayacak?
Karar vermek oldukça zor.
Tam bir bıçak sırtı.
Bir yanda milyonlarca insanın kaybı.
Öte yanda devletlerin iflas etmesi.
Bu kararın muhatabı ise ülke liderleri.
Yani tam anlamıyla, bir ölüm kalım kararı.
Peki lider olsaydınız, sizin kararınız ne olurdu?
Yüksel DEĞERCAN
Dörtdivanlı Gazeteci-Yazar