Irk dediğimiz, etnik köken dediğimiz nedir?.. İnsanı daha bir farklı kılan, insanı daha bir yükselten ya da daha bir alçaltan bir fiziksel veya ruhsal gerçeklik midir? Alman, Rus, Kızılderili, Arap, Zenci, Türk, Kürt... Hepsi sonunda insan değil midir? Hepsi aynı beden, aynı ruh özelliklerine sahip değil midir? Alman’ın elleri yerine, başka organları mı vardır? Rus’un ayakları yoktur da, vücudunda teker mi takılıdır? Arap’ın beyni üçgen, Zenci’nin beyni dörtgen midir? Türk’ün yüreği prizma, Kürt’ün yüreği silindir midir? Hepsi birbirinin aynı değil midir? Alman ağlarken, gözünden yaş yerine, taş mı döker? Türk, diğerlerinden farklı organlarıyla mı güler? Zenci, sırf sıvıyla mı beslenir? Kürt suda mı yaşar? Alman’ın kanatları vardır da, havada mı uçar? Daha nice diğerleri ve hepsi birbirinin aynı değil midir?
Rus’un, az Güneşli soğuk Doğa koşullarının etkisinde beyazlaşmasından; Arap’ın, sürekli çöl Güneşi altında, Zenci’nin Ekvatoral sıcaklıkta yanıp kararmasından; Türk’ün, ılıman bölgede kumrallaşıp buğdaylaşmasından; Kürt’ün, dağ koşullarının yanık tenliliğine sahip olmasından öte, aralarında ne fark vardır? Bölgesel, toplumsal ve tarihsel değişik gelenek, görenek, yaklaşım, hal ve tavır özellikleri taşımalarından öte, ne fark vardır? Hepsi Allah’ın bir takdiri değil midir?
İlk oluşum, Âdem ile Havva ise; maya bir, tohum bir, hamur bir ise; ırk da birdir. Âdem baba ırkı, badem baba ırkı, madem baba ırkı mı vardır? Vücutlarımızı dilim dilim açsalar, hücrelerimizi milim milim kesseler, ruhlarımızı bölüm bölüm ayırsalar; nerede, ne fark bulacaklardır? Irk dediğimiz, ne bedensel, ne ruhsal bir ayrıcalıktır. Kan birdir. Can birdir. Var olan farklılıklar, Tanrının, dolayısıyla Doğanın insana verdiği; insanları diğer insanlardan, toplumları diğer toplumlardan ayırt etmeye yarayan, tip ve renk çeşitliliğimiz; göze ve gönüle hoş gelen, sıcaklık veren, insanı cezbeden, insanı insana yaklaştıran görünüm güzelliklerimizdir.
Doğa, çeşitli şekiller ve renklerle cazibe kazanır. Her yer ve herşey, tek bir şekil, o da tek bir renk olsaydı; güzellik, cazibe ve ilgi olur muydu?.. İnsan da böyle. O halde ırklar, kavga sebebi değil, sevgi nedenidir, ilgi nedenidir.
Irkçılık anlamında ırk ayırımcılığı yapanlar, ırkları öldürenler, insan varlığının katilleridir. Dağların, bağların, kırların çiçekleri gibi; şehirlerin, kasabaların, köylerin çiçekleridir insanlar. Şekil şekil, renk renk… Kendi kendinin farkına varabilen çiçekler. Kendi kendini algılayabilen çiçekler. Kendi kendini sulamak, beslemek, bakıp daha da güzelleştirmek yerine, nasıl yolup atabilir insan?
Her şeyden önce, bir tek gerçeğimiz var: İnsanız biz! İnsanız hepimiz!.. Irklardan önce insanlığımız vardı. Irklar varken de insanlığımız var. Irklardan sonra da insanlığımız var olacaktır. İnsan, bedeniyle ve ruhuyla hep insan kalacaktır. Keza tipiyle ve rengiyle de.