Kuran’da, nebi, resul ve peygamber anlamında veya değil; insanlığı toptan düzeltecek bir İsa, Mesih ve Mehdi geleceğini bildiren bir ayet yoktur. Bu, aralarında belirsizlik olduğu, Kuran ve İman açısından kesin delil teşkil etmedikleri, Kuran’a uygun düşmedikçe uyulma zorunluluğu bulunmadığı ifade edildiği halde, bazılarınca tartışılmaz delil olarak ileri sürülen; geçen zaman ve yaşananlar karşısında “öyle olmadıysa, o zaman böyledir” gibi, çağa, ülkeye ve kişiye göre yorumla anlam değiştirebildikleri; konularında Kuran' da açık hüküm de bulunmayan; nakli zayıf veya anlamı müteşabih (üstü kapalı) olarak nitelenen; kimine göre mütevâtir olmayan (yani peygamberimizin söylediğine asla şüphe olmayan ve yalan-yanlış söylemeleri mümkün bulunmayan cemaatlerden cemaatlere nakledile gelmiş hadislerden olmayan); inanılması, Kuran’daki ve Kuran’la uyumlu hadislerdeki İman’ın ve İslâm’ın şartlarından ve temel inanç esaslarından da olmayan; peygamberimizin, “Kuran ile karışmasın diye” yazılı kaynak haline getirmekten çekindikleri, hatta yasakladıkları, yazılmış olduğunu tespit ettiklerini imha ettirdiği; yazanların bir kısmının dahi kendilerinin yaktıkları; sahteliklere ve zındıklıklara konu edilenleri de olmuş; duyuma dayalı; peygamberimizden sonraki bazı hadis nakillerinin ve onların bugün de yapılmakta olan, birbirinden farklı ve zıt pek çok yorum ve tartışmanın konusudur.
Kuran’daki açık dini ve ilmi yükümlülüklerimizi öne alıp, onlara yoğunlaşmak, ihtiyatla insanları Kuran’ın açıkça bildirmediği ve desteklemediği hususlara yoğunlaştırmamak gerekir. Onları, iman problemi haline getirmemek gerekir. Muhakkak Kuran’ın ve peygamberimizin davranışında bir hikmet vardır... Kaldı ki, Mehdi geleceği iddiası Yahudi; tekrar Mesih, İsa geleceği iddiası, Hıristiyan kökenlidir. Oysa aynı Yahudiler, Hz. İsa’ya; aynı Hıristiyanlar, Hz. Muhammed’e bile inanmadılar… Kutsal kitapların asıllarında, bu peygamberlerin gelişi açıkça bildirildiği, kendi iddialarına ise delil olmadığı halde.
İslâm gelecek, Kuran uygulanacak, “kölelik ve cariyelik dahi geri gelecek” umudunda olanlar bile var... Sanki Allah onlara, bunların da ebedi yaşatılmasını emretmiş gibi. Bazılarının din anlayışı!
Nahl (Bal Arısı)
Srs 90. Ayet: “Muhakkakki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder; çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” Ankara 2011
Halil İbrahim YAMAN
Çiçeklerin Tanrısı, Bizim Tanrımız. Sayfa 484
http://hayaman6.blogspot.com