Dörtdivan Haberi yayımlarken Dörtdivan'a özgü yaşanmış olayları, hikayeleri, masalları, gelenek ve görenekleri, kültürel değerleri, şiveleri, anı ve hatıraları, derlemeleri yayımlamıştık. O dönem yazılara ara sıra yer vereceğiz. İşte o yazılarlardan biri. Fatih Tiryakioğlu'nun kaleme aldığı "Keşkek Çorbasında Benim de Bi Tuzum bulunsun" yazısı..
Keşkek Çorbasında Benimde Bi Tuzum Bulunsun..
Eskiden keşkek çorbası derlermiş, buğdaydan yapılan bir çorba varmış. (şimdi hâlâ var ama hazırı) Gün boyu ocakta kaynatılır, ancak akşama hazır olurmuş. Yine bir gün ocakta keşkek çorbası pişerken, ocak başında da evin dedesi minderin üstünde sırtını duvara dayayıp, oturaktan uyukluyormuş. Gelinler ev işlerini görüyor, arada sırada odaya giriyorlar, dede de bazen gözlerini açıp göz ucuyla olanları takip ediyormuş.
Bir ara gelinlerden biri gelmiş, ocağın yanına gidip, tadına bakmadan çorbaya bir avuç tuz atmış, sonra işlerine devam etmiş. Dede, gelinin çorbaya tuz attığını görmüş. Bir zaman geçmiş, bu sefer öbür gelin gelmiş ocağın başına. O da çorbanın tadına bakmadan bir avuç tuz atmış. Dede bunu da görmüş gözünün ucuyla ama bir şey dememiş (içinden bir la havle çekmiş olabilir), uyuklamaya devam etmiş.
Akşam olmuş, gelinler sofrayı kurup, ocaktaki çorbayı sofranın ortasına koymuşlar. Dedeyle gelinleri sofraya oturup, çorbayı kaşıklamaya başlamışlar. Yalnız, çorbadan bir kaşık alan diğerinin yüzüne bakıyormuş. Dede biraz asabi,
- Sen geldin, çorbanın tadına bakmadan bir kısım tuzu attın, gittin. Sonra sen geldin, bir kısım tuz da sen attın, gittin. Baktım herkes çorbaya tuz atıyor Kalktım, bir kısım tuz da ben attım, çorbada benimde bi tuzum bulunsun demiş.
