NAHCİVAN'LA DÖRTDİVAN (BOLU) ARASINDA KÜLTÜR KÖPRÜSÜ
NAHCİVAN’LA DÖRTDİVAN (BOLU) ARASINDA
KÜLTÜR KÖPRÜSÜ
Yasin ŞEN
Türkiye ve Azerbaycan arasındaki gönül köprüsü herkesin malumudur. İki ülkenin arasında kelimelere dökülemeyecek bir bağdan söz edilebilir. Dünyada eşi benzeri bulunmayan bu sevgi Türklüğün bence önemli hasletlerinden birisidir. Bununla birlikte elbette iki ülkenin kültür köprüleri de çok sağlam bir şekilde varlığını korumaktadır. Bütün baskılara rağmen Türkiye ve Azerbaycan’ın ortak kültür mirası gücünü ve varlığını bu yüzyıla taşımayı başarmıştır. İki kardeş ülkenin kültürel değerler konusundaki müşterek yönleri bazen yer isimlerinin benzerliklerine, yeme içme kültürüne kadar uzanır. Bu yazımızda Nahcivan ve Dörtdivan özelinde konu üzerinde biraz durmak istiyoruz.
Azerbaycan’ın Nahcivan Özerk Cumhuriyeti’nde yayın yapan Şark Kapısı Gazetesi’nin şube müdürü Sebuhi Hasanov, Bolu’nun Dörtdivan ilçesine gelerek burada Adaköy’e bağlı Nahcivan Mahallesi ismini araştırmak istemişti. Kıymetli gazeteci buraya kadar gelerek mevzu üzerinde bazı incelemelerde bulundu. Biz de kendisinden iki yerin kültürünün benzerlikleri üzerinden bazı malumatlar aldık. Çok güzel sohbetlerimiz oldu.
Bilindiği üzere Nahcivan, Dörtdivan’da bir mahalle ismi olarak günümüzde yaşıyor. Bu ismin ne zamandan beri kullanıldığı konusunda elimizde bir bilgi yok. Mahallenin isminden buraya tarihte Azerbaycan civarından geldiğini düşündüğümüz Türklerin yerleştiği anlaşılıyor. Uzak bir geçmişte kurulan bu mahallenin ismi aracılığıyla iki kardeş ülke arasındaki kültür ve tarih köprülerinin ne kadar köklü ve sağlam olduğunu görüyoruz.
İsim benzerlikleri bununla kalmıyor. Sebuhi Hasanov, Dörtdivan Setitaliler köyünün ismine benzer şekilde “Seyiteliler” isminde Azerbaycan’da bir köy olduğunu söylemişti. Bolu köylerinde bazen karşımıza çıkan “Bayram” ve “Göynük” isimlerine Azerbaycan’da rastlandığı görülüyor. Burada Gerede’nin Nuhören köyünün ismi de Sebuhi Bey’in dikkatini çekmişti. Bu isim belki Gerede ve civarının Nahcivan’la olan bağlarından birisine işaret ediyordu. Çünkü Nahcivan isminin “Nuh çıkan, Nuh’un çıktığı yer” anlamlarında Nuh peygamberden geldiği söylenir.
Yer isimleri arasındaki bu benzerlikler insanı, göçler esnasında önce Azerbaycan ve Nahcivan civarına yerleşen Türklerin daha sonra buraya gelerek yerleşip yerleşmediği hususu üzerinde elbette uzun uzun düşündürüyor. Bu konunun tarihçiler tarafından etraflı bir şekilde araştırılmasına ihtiyaç var. Sadece yer isimleri üzerinden bile gidilse Nahcivan ile Bolu arasında çok sağlam müştereklikler kurulabileceğini düşünüyorum.
Sebuhi Hasanov’la sohbetlerimizde özellikle halk inanışları bağlamında müşterek kültür unsurlarından da söz edildi. Söz gelimi koyunlara zarar gelmesin diye yapılan kurtağzı bağlama bunlardan birisiydi. Boş beşiğin sallanmayacağına dair inanış da bunlardan birisiydi. Nahcivan’daki halk inanışlarıyla Dörtdivan’daki halk inanışları arasında daha birçok benzerlikler mevcuttur.
Sohbetlerimizde Nahcivan ve Dörtdivan’ın yemek kültürü üzerinde de durduk. Bunlardan özellikle erişte ve kavurmanın benzer yönleri dikkat çekiciydi. Sebuhi Hasanov’un eriştenin Azerbaycan’ın başka hiçbir yerinde görülmeyecek şekilde Nahcivan’da yapıldığını ve bunun aynısına Dörtdivan’da rastladığını söyledi. Kavurmanın eskiden tulumlara basılarak yapılması tarzının Nahcivan’da da olduğunu ifade etti.
Ortak ve yaşayan kültür unsurlarından birisi de Köroğlu’dur. Bilindiği üzere Köroğlu Destanı’nın en geniş varyantı Azerbaycan’da tespit edilmişti. Sebuhi Hasanov, Köroğlu’nu hayatında en az on kere okuduğunu söylemişti. Bu da demek oluyor ki, Azerbaycan Türkleri arasında Köroğlu’nun müstesna bir yeri vardır. Tarihimizde birçok Köroğlu yaşamıştır. Bunlardan birisi ve en meşhurlarından olanı Bolu’nun Dörtdivan ilçesinde yaşamıştır. Sebuhi Bey bu mevzuyu da merak etmiş ve konu üzerinde bir müddet konuşmuştuk. Dolayısıyla Köroğlu, Türkiye ile Azerbaycan hatta Orta Asya Türk Cumhuriyetleri arasındaki sağlam kültür köprülerinden birisidir. Çünkü burada konuştuğumuz Köroğlu mitolojik kahraman, bir diğer deyişle destan kahramanı olan Köroğlu’dur. Tıpkı bir Oğuz Kağan gibi Türk dünyasının ortak değeridir. Dede Korkut’un Türkmenistan’da tespit edilen boylarında Köroğlu, Bayındır Han’ın dört ordusundan birisini komuta eden kahramanlardan birisidir. Dolayısıyla sadece Köroğlu konusu bile, Türklerin ortak geçmişine hâlâ büyük ölçüde ışık tutmaktadır.
Bolu ve ilçelerinin kültür birikimi ve tarihî bağları itibariyle Azerbaycan ve Orta Asya’daki yaşayışı hatırlatan bazı özelliklere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bu da zaman zaman bazı araştırmacıların, tarihçilerin, yazarların dikkatini çekebilmektedir. Bu benzerlikler etrafında zaman zaman yazılar, araştırmalar kaleme alınmaktadır. Nitekim Köroğlu, Ümmî Kemal gibi şahsiyetler burada ilk akla gelenlerdendir. Demek ki, bu bağın oldukça sağlam ve tarihî bir tarafı vardır. Fakat kültür bağlarının ilmî, tarihî usullerle aydınlatılması ve özellikle Türkiye ve Azerbaycan arasındaki kültür köprülerinin güçlü bir şekilde resmi ve akademik olarak kurulması elzemdir. Nahcivan ve Dörtdivan arasında benzerlikten de öte duran bu yakınlık bize bunu göstermektedir.