RAMAZAN DAVULCUSU
Uzaklardan duyulur, geceye ses salınır,
Sokaklarda yankılanır, gönüllere çalınır.
Tek tek lambalar yanar, uykular dağılır,
Ramazan davulcusu, sahura çağırır.
Saatler kurulu olsa, alarmlar çalsa bile,
Davulun sesi bambaşka, işler yüreklere.
Bir ezan gibi yankı, bir davet gibi nefes,
Ramazan davulcusu, sahurlara bir heves.
Her gece sokaklarda, neşeyle nağme döker,
Davul sesi bir şifa, gönüllerde iz söker.
Helaldir üç beş kuruş, hakkıdır o emekler,
Kalpten ne gelirse ver, davulcuya yürekler.
Ramazan biter bir gün, susar tüm sokaklar,
Geceler sessiz kalır, aranır o tokmaklar.
Ne davul kalır geriye, ne içli bir türkü,
Bayram gelir, ama özlenir o eski dünkü.
Ah keşke mehter gibi, çalsa bir davul sesi,
Ama acemi ellerde, kaybolur o neşesi.
Usta olan davulcu, ruha vurur bir ahenk,
Davul düzgün çalınırsa, olur gönülde şenlik.
Yüzyılların geleneği, Osmanlı’dan yadigâr,
Bir kültürdür, bir sanat, Ramazan’da bir karar.
Şiirle, türküyle çalar, davet eder sahura,
Ramazan davulcusu, gönül açar huzura.
Modern zaman gelse de, hoparlör çalsa bile,
Davulun o eski sesi, kalır hep kalplerde.
Bir tokmak sesi yeter, kalpleri uyandırır,
Ramazan davulcusu, ruhlara dokunur.
Geceler onun sesiyle, bayramı müjdeleriz,
Ramazan gelince hep, davulcuyu bekleriz.
Bir gelenektir bu ses, yüzyıllardır taşınır,
Ramazan davulcusu hep gönüllere yazılır.
Ömer ÇAĞLIN
Geredeli Şair-Yazar