SERSERİ !
Bu garibin sevdası gonca güller dermekti,
Bana neler ettin ey nefis denen serseri..!
Bir dostun eşiğinde bulmalıyım kendimi,
Gönlüme düşüverdi bir sonuzluk seferi..
Ümitlerim nur gibi, korkularım dağ olmuş,
Sendelediğim zaman bir ses duysam‚ gel beri’…
Açtığın yaralardan bin pişmanlık sızıyor,
Hangi iklimde yaşar kırık kalblerin piri…
Bu yük öyle ağır ki, her zerremde figan var,
Aklım çekemez oldu içimdeki mahşeri…
Ağlar mısın, pervane ateşlere düşende,
Bildin mi, anladın mı bu bendeki kederi?
Gözlerim ufuklarda, yollarıma çıkarma,
Hüznün rüzgarlarında solup giden dilberi…
Vesvesen hiç bitmiyor, ben can telaşındayım,
Sana güven olmazmış, hep aldattın fakiri…
İyilikte adın yok, Kafdağı’ndan inmezsin,
Mizanda belli olur her ademin değeri…
Bana neler ettin ey sen iflah olmaz mısın ?
Hece taşları’ndan al toprak kokan haberi.
Servet YÜKSEL