YAŞLILIK
Zamanın birinde, ah ben de gençtim!
Geçtiğin yollardan, kaç defa geçtim
Bu yaşlı halimi, sanma ben seçtim
Yaşlılık kapıya, geldi anladım
Romatizma şeker, elinde esir
Onca ilaç artık, etmez hiç tesir
Nerden bilirdim ki gençlikmiş iksir
Yaşlılık kapıya, geldi anladım
Tekleyen bir kalp, tükenmiş böbrek
Ayaklarım tutmaz, ellerim titrek
Yapayalnız evde, kalınca bir tek
Yaşlılık kapıya, geldi anladım
Dünyan kararınca, gider göz feri
Ayak duruverir, gider hep geri
Kırışan buruşan, soluk bir deri
Yaşlılık kapıya, geldi anladım
Bilgiler kayboldu, hep zahir oldu
Yaşıtlar bir iki, tüm ahir oldu
Dünya başıma dar, bak zehir oldu
Yaşlılık kapıya, geldi anladım
Büyük küçük herkes, bir afra tafra
Öğünler atlanır, kurulmaz sofra
Mide fesatından, yırtılır safra
Yaşlılık kapıya, geldi anladım
Dumanı tütmeyen, baca diyorlar
O fazla işitmez, goca diyorlar
Geç bile kalmışsın, anca diyorlar
Yaşlılık kapıya, geldi anladım
Düzen böyle gelmiş, böyle de gider
Gençliğin kaybolup, olmasın heder
Sana kalan baston, yırtık bir minder
Yaşlılık kapıya, geldi anladım
Bakıp düşün hele, gördüğün İbret
Bu dünya geçici, sonra ahiret
Doğum, yaşam, ölüm, hepsi işaret
Yaşlılık kapıya, geldi anladım Ramazan YILDIZ
Dörtdivanlı Eğitimci Şair-Yazar