ZİYA BAŞKAN, BİR GÖNÜL SULTANI
Yenecik’te doğdu, toprakla yoğruldu,
Gerede’de ilimle sabırla duruldu.
İlk mektep günleri umutla doldu,
Yüce bir yol için kalbinde kor oldu.
Mühendis oldu, diploması elinde,
İnşa değil yalnız, dua da dilinde.
Taşlara ruh verdi, binaya can kattı,
Kalpleri ihya etti, yolları aştı.
Yetmiş beşten bugüne nice emek var,
Dürüst ticaretle yoğrulmuş yıllar.
Gentaş’ta bir temel, Mudurnu’da iz,
Her hizmet satırında ondan da bir giz.
Ankara Sitelere, "Kahraman" dedirtti,
Ticaretin yüzünü onunla güldürttü.
Bayilik sorumluluk, dürüstlükle dolu,
İşi bereketli, sözü hep doğru.
Doksan dörtte halkın teveccühüyle,
Altındağ’ı sarıp sarmaladı sevgiyle.
Altındağ’da başkan oldu iki dönem,
Milletin kalbinde hâlâ var hürmet, önem.
Reklamı sevmedi, hizmeti bildi,
Kendini değil, memleketini sevdi.
Başkan yardımcısı Satılmış Hoca’yla,
Gönüllere dokundu duru niyazla.
Önder Vakfı'yla nice gönül buldu,
Mahzun yüreklere umutlar doldu.
Yol arkadaşları seçkin, vefalıydı,
O yüzden işlerde bereket vardı.
Altındağ’a hizmet etti izzetle,
Yol arkadaşları yürüdü gayretle.
Siyasetin üstünde, hakikat eri,
Sükûnetle konuşur, dürüstlüğü yeri.
O siyaset değil, bir sevda neferi,
İcraatla yoğrulmuş hizmet kalemi.
Alçak ses tonuyla, vakur duruşla,
Gönülleri kazandı ağırbaşlılıkla.
Gerkav’la koşar Gerede için,
Vakıfla birleşir her güzel iş için.
Onunla başlar her hayırlı iş,
Gerede’nin markası, gönülde nakış.
Binlerce filiz, on binlerce fidan,
Onun bursuyla aydınlık bulan.
Filiz oldu binlerce gence umut,
Geleceğe dikti o her bir tomurcuk.
Toprağa değil, kalplere dikilen can.
O fidanlar büyür dua ile serpilir,
Köklerinde Ziya Başkan’ın izleri belirir.
Okula yaptırdı spor salonu,
İmam Hatip’in cazip oldu yolu.
Sadaka-i carî bıraktı ardında,
Rahmettir her taş, onun niyazında.
Bir iyilik kapısı, bir merhamet eli,
Gölge olur darda kalanın dili.
Yağmur olur susuz gönül tarlasına,
Pusula olur yolunu şaşırana.
Adı geçsin istemez hiçbir yerde,
Bilinsin istemez, varsın gizli perde.
"Allah bilsin yeter" der geçer yine,
İsmi değil, hizmet yakışır sinesine.
Soyu asildir, özü vakarlı,
Gönlü alçakgönüllü, yüzü baharlı.
Şımarık değildir, görmemiş değil,
Ne gösteriş sever ne sahte bir dil.
Adı geçtiğinde gönüller açar,
Gittiği her kapı sevgiyle açar.
Varlığı huzur, yokluğu keder,
Dualarda adı her daim eder.
Gerede’nin ağabeyi, halkın sesi,
Gönüllerin babası, vakıfın nefesi.
Saygı duyulan bir duruş, bir iz,
Her adımda ahlak, her sözde bir giz.
Fedakârdır, söylemez yaptığı iyiliği,
Hayır yapar, aramaz alkışın dilini.
Önderdir; ön açar, iz bırakır yolda,
Ağabeydir; korur, baba olur zorda.
Ziya Başkanım, bu dua bizden size,
Bereket dolsun her an her nefesine.
Rabbim ömrünü nurla donatsın,
Her gayretini cennetle taçlandırsın.
Biz senden razıyız, gönülden hem de,
Rabbim de razı olsun her zerrede.
Emeklerin zayi olmasın hiçbir zaman,
Gönüller dua eder senin için inan.
Bu şiir bizden, bir teşekkür niyeti,
Satırlarda sevgi, mısralarda hürmeti.
Adına yazılmış kalpten bir armağan,
Ey Ziya Başkan, sen hakikî bir Kahraman! Ömer ÇAĞLIN
Geredeli Şair-Yazar