5.05.2024 20:56:58
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21
Zekeriyya ULUDAĞ
6 Nisan 2023 Perşembe

ALLAH (c.c) TASAVVURU

ALLAH (c.c) TASAVVURU

Dr. Zekeriyya ULUDAĞ

XXI. yüzyıl düşüncelerin karmaşıklaştığı, insanların neye inanıp neye inanmadıklarının birbirine girdiği, Mutlak Yaratıcı fikrinin, insan özgürlüğü karşısında zedelendiği ve insanlarda “ben” duygusunun gittikçe ağır basan şeklini yaşıyoruz.

Kapitalizm veya dünyevileşen seküler hayat biçimleri kalplerde olan Allah mefhumunu, bizi dünyadan uzaklaştırıyor ya da yaşama arzumuzu engelliyor anlayışı dolayısıyla hafife alan yorumlar artıyor. Allah fikri uzun zamandır vicdanlara sıkıştırılarak insan ve toplum hayatıyla olan irtibatının kesilmeye çalışıldığına şahit oluyoruz. Hatta bilişim çağı diye nitelendirilen içinde yaşadığımız dönem düşünceyi ve bilimi unutturan, sosyal platformlar vasıtasıyla dijitalleşen bir çağ olarak kendini hissettiriyor.

İşte böylesi bir dönemde ilahi dinlerin Allah tasavvuru Deizm diye ifade edilen sadece var olan fakat hiçbir şeye karışmayan tek bir tanrı kavramına sıkıştırılmaya başlanmıştır. Okumak, düşünmek ve sorgulamaktan uzaklaştırılan iletişim araçları vasıtasıyla ben bilirim diyen yeni nesiller, özgürlük alanlarını daraltan her düşünceye karşı çıkarken Mutlak Yaratıcı ve her şeyin mutlak faili olan Allah fikrini de tasavvur etmekten uzaklaşmakta veya uzaklaştırılmaktadırlar.

İşte böylesi birbirine girmiş tefekkür dünyasına ışık tutabilmek ve sadece gönülleri değil düşünceleri de bir nebze aydınlatabilmek için 1864-1914 yılları arasında yaşamış Türk düşünce hayatı içinde önemli bir yere sahip olan Şehbender-zade Filibeli Ahmed Hilmi’nin, Allah(c.c) hakkındaki tavsifini siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum. Şiir gibi kulağa hoş gelen cümle ve kelimelerin güzelliğini bozmamak için hiçbir sadeleşmeye gitmiyorum. İçinde yaşadığımız Mübarek Ramazan ayı dolayısıyla inandığımız ve her gün ona yöneldiğimiz, ibadet ettiğimiz ve sıkıntılarımızda ve coşkularımızda ona dua ettiğimiz Allah (c.c) kavramını ve anlamını bir kere daha düşünmek temennisiyle.

Allah (c.c.) vardır ve birdir. Olaylar ve tasavvurlardan hiçbir şeye benzemez. Hiçbir fikir O'nun hakikatini ihata ve ifade edemez. Mutlak ve na-mütenahidir. Vacibü'l-Vücud ve menba-i vücud'dur. Mevcudiyet-i Zatiyesi meşrût ve hiçbir fikirle mahdud değildir. Kayyumdur, bütün mümkün ve mevcut olan hadiselerin imkân ve sebebi, bu kayyumiyet sayesindedir. Sebeplerin sebebi, gaî sebep ve en son illettir. Zatî varlığı, zorunlu ve zaruridir. Varlığının yokluğu imkansızdır. Daim ve bâkidir. Zaman ve mekân gibi olayları tasavvur için idrakin şartlarından olan şeylerin altına düşmez. O'nun zatî hüviyetine akıl, duyum ve tecrübe erişemez. Kâinat emr ve şuunu, kudretler kudretinin tecellileri ve zebunudur. Her yerde hazır ve mevcud, her hadisenin mevcudiyetinde zatî kayyumiyeti görülür. Zatî kemâli, kemâlin tam manasında olduğu insan idrakinin tasavvur edebileceği kemâl tasavvurlarına benzemez. Vahid'dir, fakat bu birlik benzerlerinden ayırt etme anlamına gelmez. Fert’tir, lakin ferdiyeti sayılar birliğindeki çifte mukabil düşen ferdiyet değildir. Ahed'dir, çünkü birliği kesin basitlik demek olup cüzlerin bir araya gelmesinden meydana gelmiş birlik değildir. Hissedilenler ve akledilenler, mümkünler ve mevcutlar hülasa, kâinat Zatının küllî ihatasında kaybolmuş ve helak olmuş ve O'nun kayyumiyetinin delili, kahhariyetinin şahitleridir. Alemler ayetleri, güneşler işaretleri, düşünceler beyanâtıdır. Mutlaktır, iptal ve ispat ile nefy ve inkârla kayıt ve şarta bağlanamaz. Na-mütenahî'dir, varlığına şekil başlangıç ve son düşünülemez. Beşer idrakinin O'na atfetme cesaretinde bulunduğu nitelikler, ancak şekil ve sınırlamadan, kemiyet ve kayıtlamadan uzak olmak şartıyla bir bilgi sembolü, isimleri bir hakikat rumuzudur. Maruftur, malum değildir. Zarfa ve zamana sığmaz lâkin idrakin şahikalarında anka, sevgi bağında cilve-nüma, düşüncede zevk, duyguda aşk, âlemde kudrettir.







Tüm yazarlar için tıklayın

YAZARLAR

Tamamı