Kar üstünde koşar, top oynardım
Heyecanlanır, çaydanlık gibi kaynardım
Akar'ın içinde bir köyden diğerini boylardım
Buzun üstünde kaya kaya büyüdüm.
Gençliği harcadık hemen, bir içimde
Lakin hiçbir uhte kalmadı içimde
Feleğin çemberinden geçtim üçümde
Çocukluğa, doya doya büyüdüm.
Köyden mektebe hep yaya yürüdüm
Tam on beş yıl yollarda çürüdüm
Buzlu çatıdan metrelerce kar kürüdüm
Kışın yolları yara yara büyüdüm.
Ne yatak gördük ne hastane
Ne börek gördük ne pastane
İlacımız sevgi, muhabbetimiz dostane
Kendi yaramızı kendimiz, sara sara büyüdüm.
Bazen sevdik hayatı bazen candan bezdik
Bu bedeni daha körpeyken ezdik
Bazen Nur, bazen Kaf Dağı'nda gezdik
İnce işlere kafa, yora yora büyüdüm.
Buzları kattım sürüye inekleri sağmadan
Kurtlar kuşlar koyunları boğmadan
Çıktım Yayladan Güneş doğmadan
Kazları köye süre süre büyüdüm.
Ömür azaldı, hayatı kutuya kaydettim
Her zaman şükür, çok az sabrettim
Düşündüm düşündüm, kendimi kaybettim
Kendimi kendime sora sora büyüdüm. Fahri KAYAALP
Dörtdivanlı Şair
20.09.2021