DÖRTDİVAN’DA YAYLACILIK
Dörtdivan ve Gerede bölgesinde yaylacılık faaliyetleri oldukça yaygındır. Bir araştırmada bu durum % 83 gibi yüksek bir oranla tespit edilmiştir. (Tülay Uğuzman Er, Dörtdivan Kasabasının Sosyal ve Kültürel Araştırması, Ankara 2000, s. 37.). Bu güçlü gelenek kendi içinde bazı uygulamaları ve kültürel zenginlikleri beraberinde getirmektedir. Bu kısımda bunlar üzerinde durulacaktır.
Dörtdivan’ın en önemli yaylaları Aladağ Yaylaları, Çalköy, Çetikören, Karaçayır, Kapaklı, Kirazlı, Seyricek, Bayramlar, Çavuşlar ve Kadılar Yaylalarıdır. Bu yaylalar neredeyse yılın yarısında Dörtdivanlıları ağırlamaktadır. Yaylalar çeşitli bölümlere ayrılmıştır. Bunlardan birisi Yongalı bölümüdür. Yongalı Bölümü’nde yer alan yaylalar: Kurucaköy Yaylası, Deller (Bayramlar) Yaylası, Gücükler Yaylası, Doğancılar (Karaçayır) Yaylası, Adakınık (Seyricek) Yaylası. Çampınar Bölümünde yer alan yaylalar: Aşağı Yaylaları ve Yukarı Yaylaları diye ikiye ayrılır. Toplu olarak yayla isimleri şöyledir: Ölüyenler (Deveciler) Yaylası, Çitler Yaylası, Adakınık (Söğütlü) Yaylası, Göbüler Yaylası, Çampınar Yaylası (Yalacık, Sülleler, Seyidaliler Köyleri gelir), Kurucaköy Yaylası, Çardak Yaylası. Yapraklı Bölümünde yer alan yaylalar: Kadılar Yaylası…
Dörtdivan genelinde yaylaya Nisan-Mayıs aylarında göç edilir. Genelde en erken Nisanın ortalarında, en geç Mayısın sonlarında ilçeden, yüksek yaylalara doğru yola çıkılır. Ekim veya Kasım aylarına kadar devam eden bir yayla dönemi başlamış olur.
Dağların karları erimeye başladığı zaman Dörtdivan’da da yayla göçleri için hazırlık yapılmaya başlanır. Köroğlu Dağları ve Aladağlar bundan böyle Dörtdivanlılara yurt olacaktır. Nisanın sonu, Mayıs ayının başlarında buraya göç eden halk, her sene Kasım ayına kadar burada kalır.
Yayla göçleri çok daha önceden Dörtdivanlıları meşgul eder. Yaylaya gidecek kap kaçak düzenlenir ve lüzumlu olabilecek şeyler bir kenarda durur. Hayvanlara bakım yapılır, arabalar tamir edilirdi. Eşya ve insanlar göç zamanı arabaya itina ile yerleşirdi. Dörtdivan halkı göç esnasında yemek için bir gün önceden akşamleyin kömeç pişirirdi. Göç zamanı köylerde hareketlilik olurdu. Bu mevsimde yolda giderken öküz arabalarının çıkardığı sesler dinlemeye değerdi.
Dörtdivan’da yayla göçleri bazı köylerde bir şenlik havası içinde yapılır. Yaylaya gidecek kap-kacak, yiyecek, giyecek önceden hazırlanır. Hayvanların bakımı yapılır. Arabalar onarılır. Eşya dikkatle arabalara yerleştirilir. Fırından, daha önce sipariş verilen ekmekler alınır. Sabah vakti erkenden yola çıkılır. Köyde kalanlarla vedalaşılır. Öğleye doğru fırında pişirilen ekmekler (veya kömeçler) bir çayırlıkta yenirdi. Tabii bu göçler daha önceden öküz arabalarıyla yapılırdı.
Artık yaylalara göç edilmiştir. Hayvanlar ve insanlar yaylaya taşınır. Her evin aşağı yukarı yaylalarda bir evi vardır. Gidenler aylarca yaylada kalırlar. Ayrıca kış mevsimi bazen kışlamaya da çıkılır. Yaylada çok kar yağarsa dönülür. Saman, ot bitince dönüldüğü de olur. Köyde saman, ot bittiği için zaruri olarak kışlama yapılır.
Yayla evleri, yaylaların havasına, iklimine göre inşa edilir. Yaylalardaki mesken mimarisi genel olarak karakteristik ve diğer yayla evleriyle benzer özellikler göstermektedir. Hava serin olduğu için yayla evlerinin altı ahır olarak kullanılmıştır. Bu şekilde hem evlerin üst kısmı ısınmakta hem de hayvanlar sıcak tutulmaktadır.
Yayla göçleri bazı inanış ve uygulamaları geliştirmiş ve ortaya çıkarmıştır. Yaylaya giderken inekler için ahır eşiğinin önüne zincir konulur. Daha buna benzer inanışların varlığı muhtemeldir.
Yayla göçlerinde Dörtdivan mutfağının yiyeceklerinden kömeçin önemli bir yeri vardır. Yaylaya göç ederken kömeç edilir. Bu işlem yaylaya göçün olacağı günün öncesindeki akşam yapılır. Bunlar yolda yenir ve diğer insanlara ikram edilir. Köydekilere, yaylakilere dağıtılır. Bu bir nevi “Göçüyoruz” anlamında insanlara ikramda bulunmayı ifade eder. Buna “Göç güççeği” de denir. Bu arada yaylaya göç ederken ekmek de pişirilir. Yaylada börek yapılır. Yaylada en çok höşmerim basılır. Bunun yanında basmaç, ekmek ve börek yapılır. Yayık döğülür.
Yaylaya ilk gelindiğinde evler tamir edilir. Ağıllar onarılır. Yaklaşık olarak bir hafta yerleşim işiyle meşgul olunur. İlk göç zamanı yayla soğuk olduğu için yayla evlerinin bacası daima tüter. Hayvanlar bu süre içinde yaylaya alışmaları için bir süre güdülür. Sonraki zamanlarda hayvanlar kendi hâline bırakılır. Günler geçer ve işler yerine oturur. Bu arada insanlar da günlerinin büyük kısmını keş yaparak geçirir.
Yaylada sabah çok erkenden kalkılır. İnekler ve koyunlar sağılır. Sütler birkaç günde bir olmak üzere yayıklarda döğülür. (Ahmet Koçak, “Yaylalarımız ve Biz”, DİVANDER Bülteni, Y. 3, S. 4, Haziran 1999, s. 15-16.).
Bazen eğlenceler düzenlenir. Yayla şenlikleri yapılır. Erkekler yöre oyunlarından met, kızlar ise horak oynar.
Bu arada mantar toplanır. Bu mantar çeşitleri yörede kanlıca, akkayışkan, sırtıkara, tellice, ayıca, göğinek, kabamantar, erişte gibi isimlerle bilinir. Eğer hayvan kaybolursa yayladakiler topluca hayvanı aramaya çıkar. Bu işlem “yitik arama” diye bilinir. Bu hayvanların bazıları bulunur. Bazısını ise ya ayılar ya da kurtlar yer. Yasin ŞEN
Dörtdivan ÇPAL
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni