DÖRTDİVAN’DAN DERLENEN ATASÖZLERİ - II
Önceki yazımızda Dörtdivan’da duyduğumuz ve kayıtlara geçirdiğimiz alfabetik sıramada “K” harfine kadar olan atasözlerini kaydetmiştik. Bu yazımızda da kalan atasözlerini değerlendirmek istiyoruz. Aşağıda yine Dörtdivan’dan derlenen atasözlerinden zengin bir demet bulacaksınız:
Karpuz kestim yiyen yok, benim derdimi soran yok.
Kart öküz saptan çıkmaz.
Kasım karadan, zemheri aradan.
Kasım’da sayılur koyun sürüsü!
Katıra sormuşlar “Baban kim?”, “Dayım Abant’ta fayton çekiyor.” demiş.
Katıntı savak savar!
Katır atasını beğenmezmiş.
Kedinin yivriği samanlığa kadardır!
Keçinin çıktığı yere olağı da çıkar.
Kendi başını bağlayamayan, gelin başı bağlar. (“Kendi başını öremeyen gelin başı örer.” şekli de vardır.)
Kırk yıl gıranlık gelmiş de vadesi yeten gitmiş. (“Kırk gün kıran olmuş, gene de eceli gelen ölmüş.” şekli de vardır).
Kız büyüttüm, komşu ettim; oğlumu everdim elti ettim.
Kızın elde yatmasın, oğlun elin ekmeğine bakmasın.
Koca elde, oğul belde; ana-baba-kardeş nerde?
Kocanın iki kaşığı varsa birini kır.
Koç kuzuya ne kadar meler!
Koçtan olur kuzu.
Kork Allah’tan korkmayandan!
Koyun güden kurdu görür.
Koyunun kuyruğu ne kadar büyük olursa olsun kendi arkasını kapatır.
Koyver deliyi, boylasın Bolu'yu.
Köpeğe dalanana kadar çalıya dolanmak hayırlıdır.
Köpek bir yalağa (yal yediği kaba) işemez!
Köpek köpeğin etini yemez. (“İt itin etini yemez.” şeklinde de söylenir.)
Köpek padişah tanımaz!
Köpek pislerken dövülür!
Köroğlu’ndan taş yuvarlansa gelir beni bulur. (“Köroğlu’ndan yuvarlanan taş beni bulur.” şekli de vardır.)
Köroğlu’nda ağaç devrilse dalı bana çarpar.
Köy damında saman, yayla damında duman yenir.
Kul kula bir şey yapamaz, ne yaparsa ölüm yapar!
Kurdun tüyü değişir, huyu değişmez.
Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur.
Kuş gördüğü yuvayı yapar.
Mart kapıdan bakturu kazma kürek sapı yakturu. (“Mart kapıdan bakturu ot saman toplatduru.” şekli de vardır.)
Malı olanın halı olur.
Nazar hayvanı pazara, insanı mezara kadar götürür, derler.
Odanın tadını odun, evin tadını kadın getirir.
Oğlu olan evermiş, kızı olan çıkarmış.
Ortak atın belinde yara eksik olmaz.
Öküz eşiynen goşulmaz.
Öküzün damdan, çobanın elden olacak.
Öküzün yalakası gider kasabın bıçağını yalarmış.
Ölecek karga kırılacak dala konar!
Ölecek sıçan kedinin ayaklarını gıdıklarmış!
Ölmek de bir nimet!
Ölmekten değil, ölememekten kork!
Ölünün yüzü soğuktur.
Rahmet gökten, asalet kökten gelir.
Rast giderse işin mermere geçer dişin, ters giderse işin kadayıf yerken kırılır dişin.
Rüzgârsız harman olmaz.
Sadık bir dostum var deme başına bir hal gelmeyince. Vefakar karım var deme yok günü görmeyince. Tarlada ekinim var deme ambara girmeyince.
Sahibinin hatırına köpeği taşlanmaz.
Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün kokmamış.
Saruğu beyaz takar, sabunu veresiye alırlar.
Sen ala koyunu soruyorsun, koyun sürüsüyle gidiyor!
Sen bilirsin bir iki; ben bilirim on iki.
Serçeden korkan darı ekmez.
Sofrada elini, mecliste dilini kısa tut.
Sokak köpeğinden davar köpeği olmaz.
Söz ölüm getirmez!
Susmayan it sürüye kurt getirir.
Tabakanda tütün değil, akıl başta bütün değil.
Tarlada izin olsun, yemeye yüzün olsun. (“Tarlada izi olmayanın yemeye yüzü olur mu!” şekli de vardır.)
Terzinin düğmesi, ustanın merdiveni olmaz.
Tilki pazara inmez.
Tilkiye sormuşlar “Tavuk sever misin?” diye. Güleceğini tutamamış.
Ucuz etin yahnisi tencere dibi dutarmış!
Ustayı çalıştırırlar, deliyi konuştururlar.
Uzun kurağın uzun yağışı olur.
Üç elli, yaz belli.
Üç gün yatak, dördüncü gün toprak!
Yalan dünyanın işi bitmez, elinin yüzünün garası gitmez.
Yalcı köpekten kurtçu yavru doğmaz!
Yarım esmezler, bütünü kesmezler.
Yatan değil, vadesi gelen ölür.
Yayla yayman, kimseyi sayman!
Yayladaki kız süt gönderene kadar evdeki gelin çorbayı pişirir.
Yaz vermesi, güz vermesi, sonra inkar gelesi. (“Yaz gelesi güz gelesi sonra inkar gelesi!” şekli de vardır.)
Yerdeki yüz çiğnenmez.
Yılan yılan iken toprağı gıdı ile yer.
Yi eti iç suyu ağzın bala dönsün, yi tatlıyı iç suyu ağzın yala dönsün!
Yivrik at yemini kendi artırır.
Yokuşun dibinde öküz beslenmez.
Yüzler düzler. (Kasım yüz için söylenen bir sözdür. Bu günde aşırı kar yağar ve her yer kar beyazından ötürü bembeyaz gözükür.)
Zahranın iyisini marda go, marda gomassan ala dananın derisini avlaya arda go.
Zengin dağı aşırır, züğürt düz ovada şaşırır. Yasin ŞEN
Dörtdivan ÇPAL
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni