DÖRTDİVAN DÜĞÜNLERİ - II Kına Gecesi ve Düğün (Gelin Alma, Güvey Koyma, Duvak Töreni)
Kına gecesinden önce kız evinden birkaç kadın, oğlan evine giderek gelinin ve damadın odasını hazırlar. Bu odada gelinin çeyizinde yer alan işlemeler ve nakışlar uygun yerlere serilir. Çeyiz serme işleminden sonra -eğer halledilmemişse- eski zamanlarda damadın babası kız evine giderek başlık parası konusunda son görüşmeyi yaparmış. Daha öncelerde köylerde bulunan delikanlılar kendi aralarında bir “delikanlı başı” seçerlermiş ve bu başlık parasından pay alırlarmış. Kına gecesinden önce dualar eşliğinde gelinin beline beyaz bir bez bağlanır. Gelin, kızların arasına oturtulur. Dındın yani tef eşliğinde eğlence başlar. Burada söylenen yöresel ezgiler dikkat çeker. Burada “sürütme” denen ve ayak hareketlerinin ön planda olduğu bir oyun oynanır. Daha sonra oğlan tarafından “nagılcılar” gelir. Bu nagıl süslü bir sopanın veya ağacın ucunda teneke içerisinde gazyağının tutuşturulmasıyla oluşur. Bir tür meşaledir. Nagılcıların yanında hediyeler bulunur. Bu hediyeleri geline vermek isterler. Gelin bu hediyeleri bahşiş almadan kabul etmez.
Nagılla ilgili bir başka uygulama şöyledir: Kına gecesinde oğlan tarafından kız tarafına gelen hediyeye nagıl denir. Bunun için bir çam ağacı süslenir. Ağacın en ucuna meşale yakılır. Küçük bir kap içine konan ispirto veya gaz, ağacın tepesinde yanıp durur. Nagıl kıza verilir. Gelin kız nagılı getirene çorap, mendil veya para verir. Oğlan tarafından dört delikanlı da kızın önünde oynarlar. Onlara da omuzlarını oynatıyor diye mendil takılır. Mendili gelin kız takar. Delikanlılar gider, sonra kızlar oynar. Ondan sonra kına yakılır. Kına yakılırken kızın annesi kızın avucuna altın koyar. Merasim başlar. Oyun oynanır, türkü söylenir. Oyunlar tefle oynanır. Mani söylenir.
Nagılcılar kız evinde bir süre kalırlar. Onlara hediye olarak mendil verilir. Bu hediyeleri aldıktan sonra nagılcılar oğlan evine dönerler. Sonra gelinin belinde beyaz çarşaf başından aşırılır. Başına da kırmızı bir çember örtülür. Nagılcıların getirdiği çerezler gelinin başı üzerinde kızlar tarafından döndürülür. Burada maksat gelinin ağlamasıdır. (Hıdır Boz, “Dörtdivan’da Evlenme Olayı ve Aşamaları-III”, DİVANDER Bülteni, Y. 3, S. 4, Haziran 1999, s. 17-18.).
Bu söylenen maniler, kutlama sözleri ve türküler eşliğinde hem gelin hem de annesi ağlatılır. Gelin kaldırılır ve diğer kızlarla beraber oynatılır. Gecenin ilerleyen saatlerine doğru misafirlerin bir kısmı dağılır. Geriye gelinin yakın arkadaşları kalır. Onlara kına yemeği verilir. yemekten sonra sıra geline kına yakma işlemine gelir. Evliliği huzurlu olsun diye evli bir bayanın kına yakmasına dikkat edilir. Bu işlem sırasında gelin elini açmak istemez. Hediye ister. Hediye sözü verildikten sonra gelin ellerini açar.
Kına gecesinden sonra sabah erkenden kalkılır. Gelin ve yanındakiler çeşmeye giderler. Eskiden gelin, çeşmeye gidilirken yanına bir ekmek alırmış. Ellerini yıkadıktan sonra ekmeği çeşme başında bırakırmış. Gelinin yanındakiler dışında biri gelir de ekmeği yerse evliliğin çok huzurlu olacağına inanılırmış. Eğer ekmeği bir hayvan yerse bu evliliğin bahtsız olacağına inanılırmış. (Hıdır Boz, “Dörtdivan’da Evlenme Olayı ve Aşamaları-III”, DİVANDER Bülteni, Y. 3, S. 4, Haziran 1999, s. 18.). Gelin, sağdıcı ve arkadaşlarıyla birlikte eve gelir. Evde renkli kadifeden bir fistan giyer. İmam gelir, gelinin huzuru için dua eder.
Düğünlerde oynanan oyunlarda kaynana kılığına bürünmüş bir kadın vardır. Bu kadın gelin için “Ağa karısı olsun / Paşa karısı olsun / İki oğlu bir kızı olsun” diye dua eder. Düğünlerde geline birçok nasihat da verilir. Bunlardan bazıları şöyledir: “Benim gelinim allı olsun. Süpürgeni pattak atma gayınanı goyup yerine yatma. Ocak başında dolma anan gibi olma!” Bu arada bazı küçük oyunlar da sergilenir. Mesela kaynanayı temsil eden bir kadın içeri girer ve bir eşyayı alıp saklar. Bu arada kına iki yerde yapılır. Kız evinde kız kınası yapılırken erkek evinde, bir meydanda erkek kınası yapılır. Havanın kararmasıyla beraber gırnata (klarnet) çalan kişi erkek evine gelir. Onun gelmesiyle düğün başlamış olur. Davul ve köçeklerde düğünlerde bulunurdu. Önce yakınlar oyun sergiler, sonra misafirlerle devam eder. Bu arada en fazla altı kişi oynardı. Oyunlar genelde dört kişi oynanırdı. Kınanın ilerleyen saatlerinde damadın arkadaşları oyun sırasında, atak topuklarıyla döşeme veya sofaları kırarlardı. Damat erkenden yatırılırdı.
Dörtdivan’da yapılan düğünlerde geleneksel motifler hâlâ büyük ölçüde korunmaktadır. Bunlarda genelde kadınların daha etkili olduğu görülmektedir. Ancak erkeklerin de düğünlerdeki oyun, âdet ve eğlencelerde önemli rol oynadıkları görülmektedir. Mesela damat, yere dökülen samanın üzerinde oyun oynar. Bir halı üzerinde karpuz kesilir. Yine damat halının üzerindeki karpuz döküntüleri üzerinde oynatılır. Gelin Alma
Oğlan evinde hazırlıklar bittikten sonra arabalar saat 9-10 sıralarında gelin almaya gelir. Bayanlar gelinin evine girerler. Erkeklerden dört kişi gelinin evinin önünde oynar. Gelinin yakınlarından biri oynayanlara bahşiş olarak mendil takar. Bu arada başlık parası halledilmemişse kızın babası gelini çıkarmaz. Gelin damadın babasıyla beraber dışarı çıkar ve arabaya biner. Kız evi ile damadın evi arasında müsait mahalde gelin arabası durur. Damadın babası gelin almaya katılan araç sahiplerinin hepsine zarf bahşiş dağıtır. Bu esnada yine iki erkek yolun ortasında oyun oynar. Gelin, damat evine geldiğinde arabadan inmek istemez. Yenge aracılık eder ve kaynatadan altın, büyükbaş hayvan artık ne gelirse bir şeyin sözü alınır. Damat ve annesi ise bu esnada gelini evin kapısında bekler. Gelin arabadan inerken bolluk olsun diye damat tarafından gelinin üzerine buğday saçılır. Bu an, şerbetten beri gelin ve damadın ilk defa karşı karşıya geldiği andır. Düğünlerde gelinin arkasından gitme âdeti vardır. Gelin almadan geldikten sonra bazı kimseler yol keserler. Bu yol kesme işlemi bazen “avla” ile yapılır. Avla, tarlalarda çit görevi gören uzun sırıklardır. Geline arabadan inmesi için “indemelük” verilir. Bu buzağı, inek veya bir tarla olabilir. Eve gelen gelin hemen kaynananın elini öper. Bu arada gelin eve geldikten sonra kaynana ve kaynata kız evine teselli için gider. Buna “teselliye gitmek” denir. Eve giren gelinin eline bir ibrik su verilir. Evlilikleri su gibi olsun diye gelin bunu kapı girişinden içeri kadar döker. Gelin damat evine geldiğinde evde bulunan bir minder alt üst edilir. Bu, kızın huyunun evde kalması, koca evine gitmemesi için yapılır. Kızın evin bacasına yağ sürülür. Bunu gelin kız kendisi yapar. Bacanın iki tarafına yağ çalar. Bu arada dini nikâh kıyılır. Yemekler yenir. Güvey Girme
Damat erkeklerle beraber camideki mevlit törenine gider. Kadınlar evde eğlenirler. Yatsı namazı topluca kılınır. Damat ilahiler okunarak eve getirilir. Kadınlar camiden dönenleri kapıda karşılar. Damat kadınların ellerinden öper. Sırtına erkekler vurmaya başlayınca koşarak gerdek odasının önünde bekleyen gelinin yanına gider. Buna “güvey girme” veya “güvey guyma” denir.
Güvey gecesi daha eskilerde güveyi girerken damadın sırtında yumurta da kırarlarmış. Sonra damat yerde bir tas suyu ayağıyla devirir. İki kişinin tuttuğu bir kurdeleyi keserek içeri girer. Gelin ve damat birlikte namaz kılar. Bu kılınacak namaza yörede çok kıymet verilir. Sonra damat gelinle sohbet etmeye çalışır. Fakat gelin konuşmak istemez. Bunun üzerine damat geline konuşması için kıymetli bir şey verir. Buna yüz görümlüğü, görümlük, söyletmelik gibi isimler verilir. Ertesi gün düğün bir süre daha devam eder. Bazen kızını veren kişi damadı kendi evine koyar. Yani damat iç güveysi girer. Buna “damat kuymak” denir. Duvak Töreni
Duvak sabahı damat erkeden eline bir tabak baklava alarak bütün köyü hane hane gezerek baklava dağıtır. Arkasından bir bayan eşliğinde aynı şekilde gelin de el öpmek için evleri tek tek gezer. Yine bu sabah duvak töreni yapılır. Sabah gelinin yüzü kırmızı bir peçe ile örtülür. Yanında eltisi ve görümcesi olan gelin komşuların elini öpmeye gider. Sonra kahvaltı edilir. Geline beyaz elbisesi giydirilir. Bu arada yüzü yazılır. Duvak töreni yapılır. Bu törene kız tarafından kadınlar da katılır. Çeşitli oyunlar oynanır. Gelin bir aralık orta yere çıkarılır. Damat içeri davet edilir. Gelin tarafından gelenler duvakçıların üzerine buğday, bozuk para ve şeker serper. Bunlar bolluk ve bereketin sembolüdür. Gelin sonra damadın her iki elini de öper. Yaşlı bir kadın duvağı gelinin üzerine örter. Bu arada “Ağa karısı olsun, paşa karısı olsun, iki oğlu bir kızı olsun” ve “Süpürgeyi pattak atma, kaynanandan önce yatma!” der.
Bunun Doğancılar’da söylenen bir şekli de şöyledir: “Paşa karısı olsun / Memur karısı olsun / Bir oğlu, bir kızı olsun / Doğancılar’dan bir heybe ayran getirdik / Anadan babadan ayıran getirdik / Süpürgeyi pattak atma / Kaynana kayınnan yatmadan yatma / Kibirli kibirli gözlerini süzme / Darılıp tasarıp ağzını büzme / Evinizde tartışma olursa evin derdini dökme / Yüzün ak duvak mutlu etsin” (Ahmet Koçak, Ramazan Atlıkan, Mustafa Canalp, Bin Güzellik Bin İsim Doğancılar Köyü, Ankara 1998, s. 30.)
Duvak gelinin başında yuvarlandıktan sonra koltuğunun altına bir ekmek verilir. Gelin orada bulunan kadınların hepsiyle teker teker oynar. En son olarak sağdıç kadınla oynar. Oyunlar oynandıktan sonra damat tekrar içeri alınır ve gelinin başındaki duvağı kızlara doğru fırlatır. Yemekler yendikten sonra gelinin çeyizlerine bakılmaya gidilir. Duvak töreni böylece sona erer. Duvakçılar da yavaş yavaş dönerler. Bundan sonraki süreç içerisinde düğünü izleyen zamanlarda damat söyletme ve ana baba daveti yapılır. Damat söyletmeye güveyi daveti de denir. Kız evine gidilir. Gidilir ama damat kimseyle konuşmaz. İlle de hediyesini alır. Hediyeyi aldıktan sonra konuşur, yemek yenir. Düğünün en son uygulaması ise ana-baba davetidir. Bu sefer kız tarafı damat tarafına gelir. (Hıdır Boz, “Dörtdivan’da Evlenme Olayı ve Aşamaları-IV”, DİVANDER Bülteni, S. 5, , Haziran 2002, s. 17-18.). Dörtdivan’da geçmişte evlilik kurumu herhalde daha kuvvetli idi. Gelin yeni evine al duvak ile girerdi. Ancak bu evden öldüğünde temelli giderdi. Buna “Alıyla girdiği evden salıyla çıkmak.” denirdi. Güvey Gitmek
Düğünden sonra bir hafta on gün içinde gelin ve damat erkekli kadınlı hatırı sayılır birkaç kişiyle kız evine gider. Damada sağdıç da eşlik eder. Damat ve sağdıç, misafirlik esnasında ayakta bekletilir. Damat, giderken yanında bazı hediyeler götürür. Buna güveyi bohçası adı verilmektedir. Kızın babası da damada hediye verir. Bu altın veya büyükbaş hayvan olabilir. Bu arada kız evinden bazı eşyalar aşırılır. Bunlar damat evine bırakılır. Yasin ŞEN
Dörtdivan ÇPAL
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni