23.11.2024 15:35:01
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21
Yasin ŞEN
25 Kasım 2020 Çarşamba

DÖRTDİVANLI HİLMÎ'NİN HAYATI

DÖRTDİVANLI HİLMÎ’NİN HAYATI
Dörtdivan’ın yetiştirdiği önemli değerlerden biri de Hilmî’dir. Dörtdivanlı Hilmî’yle ilgili elimizdeki tek genel geçer kaynak Cevdet Canbulat’ın yayına hazırladığı kitaptır. Hilmî, 19. Yüzyıl’da ve nispeten yakın bir dönemde yaşamış olmasına rağmen onun hakkında farklı bilgiler verebilecek bir kaynak elimizde yok gibidir. Belki bu hususta ikinci bir kaynak olarak Ali Rıza Ünlü’nün Gerede Tarihi adlı eseri zikredilebilir. Hilmî’yle ilgili yazılan ansiklopedi maddeleri ve yazılar Cevdet Canbulat’ın kitabında verdiği bilgilerin tekrarı mahiyetindedir. Bunlar da şairin hayatına dair bilgilere elbette bazı yeni yorumlar katmaktadır. Biz de bu kısımda şairi tanıtmanın yanı sıra onun yeni birkaç şiirini paylaşacağız ve hayatı hakkındaki bazı tartışmalara değineceğiz. Böylece Hilmî’nin biyografisine ve şiirlerine katkıda bulunmak amaçlanmıştır. Bolu’da yetişen değerli şair ve âşıklardan biri de Dörtdivanlı Hilmî’dir. Hilmi’nin gerçek adı Abdullah Halil Efendi’dir. Bolu’nun Dörtdivan ilçesinin Doğancılar köyünde Ali Rıza Ünlü’ya göre 1827 senesinde doğmuş ve 1903 senesinde yine burada vefat etmiştir. Cevdet Canbulat, onun torunundan aldığı bilgiye göre 1826 senesinde doğduğunu kaydetmektedir. Bu karışıklık Hicrî tarihlerin Milâdî tarihlere çevrilmesinden kaynaklanıyor olabilir.
Babası Hacı Abdullah, annesi ise Sâre Hanım’dır. Dedesi, Hacı Müderris nâmıyla tanınan Molla Yusuf oğullarından Hafız Muhammed’dir. Hilmî’nin Hafız Muhammed’in oğlu olduğunu söyleyenler de vardır. Fakat bu yanlış olsa gerektir. İlk tahsilini köyünde sıbyan mektebinde yaptıktan sonra Bolu merkezde Müftü M. Sadeddin Efendi’nin ders halkasına dâhil olmuştur. Tahsilini tamamladıktan sonra icazet almıştır. Köyüne gelmiş, burada müderrislik ve hatiplik hizmetinde bulunmuştur. Bu yüzden Canbulat, kendisinin çevresinde “Hoca Hacı Hatip” diye tanındığından söz eder. Babasının vefatından sonra Dörtdivan’da Cumayeri’nde bulunan Babahazır (Alaca Mescid) Camii’nin imamhatipliği Hilmî’ye verilmiştir. Mezarı da bu caminin içinde yer alındığı şeklindeki bir kaydın son zamanlarda yapılan araştırmalarla yanlış olduğu tespit edilmiştir. Şairin mezarı köyündeki Ulu Mezarlık’ta bulunmaktadır. Kendisinin âlim ve şair bir şahsiyet olduğu hayatından ve şiirlerinden anlaşılmaktadır. Mutasavvıf olduğu söylense de hangi tasavvuf mektebinde yetiştiği şimdilik tespit edilememiştir. Cevdet Canbulat, yaptığı araştırmalar neticesinde kendisinin Kocaeli Sancağı sınırları içerisinde imam-hatiplik yaptığını tespit etmiştir. Ancak burasının tam olarak neresi olduğu belli değildir. Hilmî’nin âlim, şair, fâzıl ve ayrıca mutasavvıf olduğu bildirilir. Ramazan Dede ve hocası Sadeddin Efendi övgüsünde şiirler yazmıştır. Şiirlerinde Hilmî mahlasının yanı sıra Sevdâyî mahlasını da kullanmıştır.
Halk arasında anlatıldığına göre Dörtdivanlı Hilmi’nin ölümü şöyle olmuştur: Şair bir caminin inşatı sırasında orada bulunuyormuş. Bir ara düşmüş ve bir daha kalkamamış. Onu vefat ettiği yere defnetmişler. Çavuşlar Camii’nin restarosyanu sırasında bir başka mezarla şairin olduğu söylenen bir mezar birleştirilmiş. Bu anlatı Hilmî’yle ilgili bir yakıştırma olsa gerek. Çünkü son zamanlarda Hilmî’nin kabrinin Çavuşlar Camii’nde yer almadığı anlaşılmıştır. Fakat bu durum Hilmî’nin Dörtdivan’da sevildiğinin bir işareti olarak yorumlanabilir.
Hilmî’nin mezarı bugün Dörtdivan’a bağlı Doğancılar Köyü’nde Ulu Mezarlık’ta bulunmaktadır. Cevdet Canbulat, Hilmî’nin şiirlerinin şairin köyünde ve Dörtdivan’da derleme yaptığı yıllarda dilden dile dolaştığını ifade eder. Bu oldukça önemli bir tespittir. Hilmî’nin manzumeleri Dörtdivan’da oldukça sevilmiş ve halk bunları sahiplenmiştir.
Hilmî’nin ailesiyle ilgili tek genel geçer kaynak şimdilik şiirleridir. Oğullar Destanı’nda yer alan bir dörtlükten Hilmî’nin en azından beş çocuğunun dünyaya geldiği anlaşılıyor. Genç yaşlarda vefat eden oğullarından bu manzumesinde duygulu bir biçimde söz eden şairin mısralarından hareketle üç çocuğunun isimlerinin Abdullah, Mehmed ve Eşref olduğu anlaşılıyor:

Hüda’nın vergisi beş kardeş idi
Birbirlerine hem mûti eş idi
Daima işleri hem cümbüş idi
Gülerek muhabbet eden oğullar
(Cevdet Canbulat, Dörtdivanlı Hilmî Hayatı ve Şiirleri, Ankara 2010, s. 21.)

Bu destandan, Dörtdivanlı Hilmî’nin oğullarının medrese tahsili gördükleri sırada askere alındıkları, şehit olan oğullarının yedi gün içinde vefat ettiği ve şairin bu çocuklarından altı torunu olduğu anlaşılmaktadır. Hilmî’nin vefat eden diğer oğlu da kardeşleriyle aynı hafta içinde vefat etmiştir. Bunu Hilmî, Oğullar Destanı’nda şöyle söyler:

Böylesini kul başına vermesün
Üçü bir haftada kabre girmesün
Ufak kuzuları öksüz kalmasun
Kuzuların boynun buran oğullar. (Cevdet Canbulat, a. g. e., s. 23.)

Şairin aşağıdaki dörtlüklerinden oğullarının vefat edeceklerini sezdikleri de anlaşılmaktadır:

Sağken gördüler kendi düşlerini
Yedi gün içinde göçtüler göçlerini
Mevlâm ihsan etsün hemen işlerini
Mülk evine göç eyliyen oğullar.

Levh-i mahfuzda yazılmış yazılar
Öksüz kaldı ufak altı kuzular,
Yüzlerin görünce yürek sızılar
Kuzuların koyup giden oğullar.

Yavrularım öleceğni bildiler
Tövbe alıp vasiyyetin kıldılar
Yedi gün içinde teslim oldular
Fânî dünyayı terk eden oğullar. (Cevdet Canbulat, a. g. e., s. 22.)

Dörtdivanlı Hilmî, 1903 senesinde Doğancılar Köyü’nde vefat etmiştir. Canbulat, kendisinin Doğancılar Köyü’ne defnedildiğini söylemektedir. Mezarının baş ve ayakuçlarına iki taşın dikildiğini ve böylece unutulmaktan kurtarıldığını da sözlerine eklemektedir.
----------------------------------------
1 Cevdet Canbulat, Dörtdivanlı Hilmî Hayatı ve Şiirleri, Ankara 2010.
Yasin ŞEN
Dörtdivan ÇPAL
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni





Tüm yazarlar için tıklayın

YAZARLAR

Tamamı