GEREDE BİLMECELERİ Gerede yöresinde bilmece sorma geleneği “mesel satmak” veya “mesel atmak” olarak adlandırılır. Bilmeceyi bilemeyen kişiden, soru soran “Bana hangi köyü vereceksin?” diye cevabı söyleme karşılığında bir yer ister. Bu köy veya yer muhitten bir yer olabileceği gibi İstanbul, Ankara gibi büyük şehirler de olabilir.
Buradaki “mesel atmak” ifadelerinin çok dikkat çekici olduğunu belirtmek isteriz. Türk Halk Edebiyatı verimlerinin Türk insanının düşünce biçimine işaret eden tarafları kanaatimizce burada gizlidir. Mesel, misal, masal, meselâ, timsal, emsal gibi Türkçenin zenginliklerinden olan bu kelimeler, düşünce dünyamızın mertebelerinin teşekkülünde etkili olmuşlardır. Bu durum, tecrübe edilen bir hakikati meseller, masallar, örnekler üzerinden anlatmak için çok önemli bir imkândır.
Bilmeceyi çözümlemek isteyen kişi, her kelimenin üzerinde durmalı ve tefekkür etmelidir. Çünkü bilmecelerde kullanılan kelimelerin neredeyse hepsi bir maksada binaen söylenmiştir. Zaten hacim itibariyle küçük olan bilmecelerde doldurma veya uydurma ifadelere yer vermek pek mümkün değildir. Tekerlemelere benzer bilmeceler dahi bu durumu pek fazla değiştirmez.
Bilmeceyi soran ve cevap veren adeta aynı kişidir. Bilmeceyi soran ve cevap veren değişebilmektedir. Böylece söyleyen ve cevap veren bir bütün hâlinde karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca sokak ortasında veya yolda geçerken bilmece sorulmaz. Onun bir ortamı ve zamanı vardır.
Bilmece sorma geleneği bugün Gerede ve çevresinde yok olmaya, unutulmaya yüz tutmuş durumdadır. Bilmeceler, gelişen teknolojiye ve insanın hızla yalnızlaşmasına yenik düşen edebî türlerdendir. Geçmişte insanların hep birlikte eğlenmesine imkân tanıyan bu sözler günümüzde özellikle şehir kültüründe kendisine bir yer bulamamıştır. Bilmecelerin son örnekleri bugün özellikle köylerde yaşayan kırk yaş üstü insanlarda bulunabilmektedir. Aşağıda Gerede’den derlenen bazı bilmecelere yer verilmiştir:
Akşam kardım çamur, sabah kalktım kömür Cevap: Kına
*
Gıcırlının bıcırlısı
Bıcırlının gıcırlısı
Yarısı canlı
Yarısı cansız
Yarısı yenir
Yarısı yenmez
Üç başlı
Altı gözlü
On ayaklı Cevap: Öküz Arabası
*
Sarıdır sarman gibi
Okunur Kuran gibi
Ya bunu bileceksin
Ya bu gece öleceksin Cevap: Altın
*
Anası oturdu kalkmaz
Babası uzun boylu
Oğlu da gitti gelmez. Cevaplar: Soba-Boru-Duman
*
Dağdan gelir hüre hüre,
Domuzları süre süre Cevap: Tarak.
*
Ekin ektim evlek evlek, geldi yedi kara leylek. Cevap: Tırpan.
*
Bir kuşum var, budunu kaşır, budunu bana taşır. Cevap: Kaşık.
*
Geldi Leyla, gitti Leyla, tek ayak üstünde, durdu Leyla Cevap: Kapı
*
Üç gelinim var. İkisi birbirine bakar. Biri bana bakar. Cevap: Ocak başı.
*
Uzun oluk dibi delik. Cevap: Tüfek.
*
Pat dedi küt dedi yerin (geri) dibine yat dedi. Cevap: Süpürge.
*
İki ayaklı fil, ortasında dil. Cevap: Terazi.
*
Sabah sabah elimi öper. Cevap: Havlu.
*
Ocak başından beri gelmez. Cevap: İbrik.
*
Bir vururum, bin dökülür. Cevap: Elek.
*
Ben giderim o gider on para iz eder. Cevap: Değnek.
*
Elim gibi eli var, soğulcan gibi beli var. Cevap: Tutak.
*
El kadar (Küçücük) mezar, dünyayı gezer. Cevap: Ayakkabı.
*
Bir gelinim var; gelenin de elini öper, gidenin de öper. Cevap: Kapıkolu.
*
Yaz gök, kış gök; bunu bilmeyen keriz gök. Cevap: Cam.
*
Cik cik imam, Türkçesi tamam, bir gelin aldım, babası imam Cevap: Saat.
*
Dağı var, taşı yok; köyü var, adamı yok; ırmağı var, suyu yok. Cevap: Harita.
*
Dağa gider seslenir, eve gelir yaslanır. Cevap: Balta.
*
Ağzı var odun yutar, bacası var duman tüter. Cevap: Soba.
*
Bir kuyu var kuyu
Uzundur boyu
İçinde suyu
Suyun içinde bir yılan
Ağzında var mercan Cevap: Bacalı kandil.
*
Anası şişman, Babası uzun, Kızı güzel, Oğlu gurbette gezer. Cevap: Soba.
*
Dağdan gelir dağ gibi
Kolları budak gibi
Eğilir bir su içer
Bağırır oğlak gibi Cevap: Kağnı
*
Nan nan nanlıyor
Nan duvarda parlıyor
Nana oğlu gelmeyince
Nan duvardan inmiyor Cevap: Kilit.
*
Oturur yurt gibi, Ağzını açar kurt gibi. Cevap: Fırın
*
Uzun boyu gümbülder suyu. Cevap: Tüfek
*
Benim gelinim döne döne gebe olur. Cevap: Kirman
*
Benim bir gelinim var, her zaman yüzümü öper. Cevap: Havlu
*
Küçücük kuyu, Zehirli suyu, İçinde yılan var, Ağzında mercan. Cevap: Bacalı Kandil
*
Taştandır demirdendir
Yediği hamurdandır
Dünyayı doyurur
Kendi doymaz nedendir Cevap: Fırın
*
Ey Allah’ın gavuru, kulağını büksem bağırıpduru... Cevap: Radyo
*
Çıt dedi, çiçek açtı. Cevap: Kibrit.
*
On kere taklar, kırk sene bekler. Cevap: Çivi.
Dr. Yasin ŞEN