RAMAZAN DEDE KİTABININ ÖNSÖZÜ
Ramazan Dede, Horasan’da doğmuş, Gerede’de yaşamış, buranın fethinde bulunmuş, belki de şehrin fethi esnasında şehit düşmüş, Gerede’nin vatan toprağı olması için mücadele etmiş bir alperendir. Bu bakımdan onu Gerede’nin mânevî sahiplerinden birisi olarak kabul etmede bir beis yoktur.
Ramazan Dede’nin, akıncı Türklerin hatıralarını günümüze taşıyan ismi etrafında zaman içerisinde menkıbeler, rivayetler ve inanışlar ortaya çıkmıştır. Biz hem onun menkıbelerin sisli havası içerisinde hayatını hem de Ramazan Dede’nin ismi etrafındaki inanışları ortaya çıkarmak, bunları iki kapak arasında değerlendirip mevcut sözlü ve yazılı mirasını geleceğe aktarmak üzere böyle bir çalışma kaleme almaya karar verdik. Sonuçta ortaya elinizdeki bu küçük eser çıkmış oldu.
Eldeki mevcut sınırlı kaynaklar onun Horasan erenlerinden olduğunu söylemekle beraber Ramazan Dede hakkındaki bilgiler oldukça azdır. Bunların çoğu da rivayetlere bürülü anlatılardır. Ramazan Dede’nin kardeşleri olduğu söylenen ve Gerede’nin muhtelif yerlerinde medfun bulunan erenlerin de şehrin ve civarın ilk fethedildiği zamanlardan hatıraları günümüze uzanan alperenlerden olduğu ifade edilmektedir.
Biz bu mevzuda elimizdeki çok az bilgiden ve rivayetlerden hareket etmeye çalışacağız. Az önce de ifade edildiği gibi Ramazan Dede ve onun kardeşleri olduğu söylenen zatlar hakkında elimizde çok az bilgi mevcuttur. Bugün mezarı, Gerede’nin Esentepe diye adlandırılan ve bir zamanlar onun adını taşıyan mesire alanına bulunmaktadır.
Burada yer alan yaşlı çam ağaçları Esentepe’nin Gerede’deki eren kültürüne sahiplik yapan yerlerden birisi olduğunu gösteriyor. Buradaki çam ağaçlarının kesilmemesi, bunların dallarının ve kozalaklarının dahi alınmaması, burada ot veya çiçek türünden şeylerin koparılmasına hoş bakılmaması Geredelilerin Ramazan Dede’ye duyduğu derin hürmet ve muhabbet eseri olmakla beraber aynı zamanda tecrübe edilmiş inanışlarla da açıklanabilir. Bunlara Gerede’de günümüzde de büyük ölçüde itibar edilmektedir.
Ramazan Dede’nin bulunduğu mevki Geredeliler açısından büyük öneme sahiptir. Aynı durum Bolu’nun genelinde görülebilir. Gerçekten de Bolu ve ilçelerinde “Erenler” veya “Dedeler” diye anılan yerlerde bulunan ağaçlara ve diğer bitkilere hürmet duygusuyla bakılır. Halk onlara dokunmaz. Burada eğlenirler, hoşça vakit geçirirler, piknik yaparlar fakat buradaki ağaçlar kesilmez ve evlere odunları, kozalakları götürülmez. Aksini yapanların başına pek de hoş olmayan şeylerin geleceğine inanılır. Benzer durum Gerede’de Esentepe için de söz konusudur.
Esentepe, daha önce “Ramazan Dede” adıyla anılmaktaydı. Bilindiği üzere bu tür mekanlar Bolu genelinde “Erenler” diye bilinir. Burasının tarihte Ramazan Dede adıyla öne çıkmış olması aslında Ramazan Dede’ye duyulan derin sevginin ve onun güçlü hatıralarının eseridir.
Biz burada yaklaşık dokuz yüz yıl önce yaşamış ve Gerede’nin fethinde bulunmuş bir fatihten, bir evliyadan söz etmeye çalışıyoruz. Elimizdeki bilgiler de oldukça sınırlı olduğu halde destur deyip ve Ramazan Dede’nin himmetine sığınıp böylesine küçük bir kitabı kaleme almaya cesaret ettik. Elbette Ramazan Dede’yle ilgili her türlü bilgiye ve kaynağa ulaşmak istemekle beraber bazılarına ulaşamamış olabiliriz. Bizim bu hususta hiçbir iddiamız yoktur. Burada amaçlanan şey, Ramazan Dede ve onun ismi etrafında meydana gelen, teşekkül eden değerlerin bir kitap içerisinde değerlendirilmesidir.
Başlangıçta, hakkında çok az bilgi bulunan Ramazan Dede’yi kitaplaştırmak mümkün olabilir mi, diye kendi kendime zaman zaman sorardım ve aslında buna pek de ihtimal vermezdim. Fakat bu sorunun cevabı veya cevapları olarak karşımıza Ramazan Dede’yle ilgili bazı menkıbeler, rivayetler, şiirler, yazılar çıktı. Biz bunları çalışmamızda değerlendirdikçe aslında Ramazan Dede’yle ilgili kaleme almak istediğimiz bu küçük kitap da kendiliğinden ortaya çıkmış oldu.
Yunus Emremiz “Ölen hayvan imiş âşıklar ölmez” diyor. Ramazan Dede gibi mânevî büyüklere “ölmüş” nazarıyla bakılamaz. İnsana “Edep Ya Hû!” derler. Biz Ramazan Dede’nin de burada ve Gerede’de yüksek bir mâneviyatla yaşadığını düşünüyoruz. Aynen bunun gibi biz, bu çalışmayı da Ramazan Dede’nin himmetinin eseri biliriz. Eğer o mübarek zat böyle bir çalışmada anılmak istemeseydi bu kadar bilgi ve malzeme burada bir araya gelmez ve bunlar bizim karşımıza çıkmayabilirdi.
Bizce artık onun hatıralarına dair her türden bilginin ve anlatının kayıtlara girmesi ve toplu halde değerlendirilmesi gerekmektedir. Aslında bu konuda vakit hayli geçmiştir. Bu türden çalışmalar daha eski zamanlarda yapılmalıydı. Fakat yapılmamış ve Ramazan Dede hakkındaki bilgiler ve menkıbeler -birkaç kaynak istisna tutulursa- derlenmemiştir. Elden bir şey gelmez.
Biz burada daha fazla vakit geçirmeden bu çalışmaya yapmaya ve elde mevcut ne varsa bir araya getirmeye çalıştık. Bu hususta özellikle Geredelilerin yardımını gördüm. Onların anlattığı her türden bilgi, menkıbe bu çalışmayı destekledi. Kendilerine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Çalışma içerisinde Ramazan Dede’yi ve halk arasında onun kardeşleri olduğu söylenen zatları birlikte ele almaya çalıştık. Yine burada Gerede’nin medar-ı iftiharı ve bir zamanlar Ramazan Dede diye bilinen Esentepe’yi de söz konusu etmeye, onunla ilgili yazılanları bir araya getirmeye çalıştık. Böylece Ramazan Dede ve onun ismi etrafında konumlanmış değerler burada bir araya gelmiş olmaktadır.
Açıkçası Ramazan Dede ve onun hatıraları için burada elimizden geleni yapmaya çalıştık. Elbette eksiklerimizin olacağı tabiidir. Bunun da samimiyetimize bağışlanmasını temenni ederim.
“Gerede Erenlerinden Ramazan Dede” adlı bu kitabımızın Gerede’ye ve kültürümüze hayırlar getirmesini niyaz ederim.
Yasin ŞEN
Gerede Anadolu Lisesi
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni