Deveciler köyünün Osmanlı Mahallesi’nin yaylası olan Sümme Yaylası Dörtdivan’ın en güzel yaylalarından birisidir. Dörtdivan’a 8, Deveciler’e 7 km uzaklıkta bir aşağı yayladır. Kapantepe, Ortatepe ve Gürgentepe adlı tepeler arasında yer alan bir yayladır. Ortatepe’nin her iki tarafında 1940’lı yıllara kadar ekilen iki tarla bulunmaktadır. Bu tarlaların adı Tokmak Tarlası ve Kadı Hasan Tarlası’dır.
Yaylada yaklaşık otuz adet hâne bulunmaktadır. Hemen hepsi göç almaktadır. Yaylanın hemen üst tarafında bir gölet yer almaktadır. Yaylada, hayvancılıkla meşgul olan insanlar vardır. Eski yayla evlerinin bir kısmı uzun süredir kullanılmadığından göçmüş durumdadır. Yaylada büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarla kazlar dikkat çekmektedir. Yaylada 200 civarında büyükbaş, 500 civarında da küçükbaş hayvan otlar. Yaylada bir hane de kışlamak üzere burada kalır.
Zengin bitki örtüsü ve özellikle kekik bakımından Sümme Yaylası dikkat çekmektedir. Yaylanın yerleşimi dereden 1 km uzakta olduğu için hayvan sulama ve içme suyu konusunda önceki yıllarda bazı sıkıntılar yaşanmış ve bunun neticesinde sondaj ile evlere su verilmiştir. Yaylaya elektrik 2011 yılında gelmiştir.
Sümme Yaylası’nın girişinde bir şehir harabesini andıran kalıntılar vardır. Buraya Kayabaşı denir. Buranın yer aldığı çayıra Çengeller Çayırı denir. Burada bazı çömlek parçaları, üzerinde zincir izi bulunan bir taş, daha eskilerde burada bulunan fakat şimdi yok olmuş bir yılanlı kuyu ve yayla evlerine uzanan eski bir yol dikkat çekmekte, bütün bunlar burada eskiden önemli bir yerleşim yeri olduğuna işaret etmektedir.
Bu durum aynı zamanda yaylaların eski şehir harabelerinin üzerine veya yakınına kurulduğu düşüncesini de desteklemektedir. Burayla ilgili olarak da elimizde pek fazla malumat bulunmamaktadır. Fakat Sümme Yaylası’nda yapılacak araştırmaların Dörtdivan’ın tarihine ışık tutacağını, bir zamanlar yerleşim yeri olarak kullanılmış yerlerin tespit edilmesine fayda sağlayacağını düşünmekteyiz.
Sümme Yaylası’nda eskiden bir yerleşim yerinin olduğuna işaret eden hususlardan birisi de Kayser Çeşmesi’dir. Kayser Çeşmesi bu açıdan oldukça önemlidir. Ali Rıza Ünlü, Gerede Tarihi’nde bundan Yalacık Köyü’nde diye söz etmektedir (Gerede Tarihi, s. 84.). Bu çeşme Deveciler Mahallesi’nin yaylası olan Sümme Yaylası’nda yer almaktadır. Bu çok eski bir çeşmedir ve köylüler arasında bu adla bilinmektedir. Çeşme yakın zamanda tamir görmüştür. Suyu oldukça lezzetlidir ve genel olarak azalmamaktadır. Kayser Çeşmesi’nin ismi oldukça ilgi çekicidir. İsmin buraya nasıl konduğu bilinmemektedir. Bu ismin Bizans hükümdarlarının unvanı olan “kayser”le bir ilgisi olmalıdır. Çeşme Dörtdivan ve çevresinde en azından eski bir Roma yerleşkesi olduğuna işaret etmesi açısından dikkat çekicidir.
Sümme Yaylası’nda dikkat çeken yerlerden birisi de yayla evlerinin olduğu yere giden bir yoldur. Bu yol ne kadar bozulmuş olsa da kenarda dizili taşlardan buranın eskiden kullanıldığı anlaşılmaktadır. Hatta bu yol yakın zamanlara kadar yayla sakinleri tarafından da kullanılmıştır.
Fahri Kayaalp’in bize verdiği bilgilere göre bu yaylada önceden bir yılanlı kuyu da bulunmaktaymış. Bu kuyuda ince ve uzun yılanlar varmış. Suyunun aşırı kullanımı yüzünden kuyu zamanla kaybolmuş. Kayaalp’in verdiği bilgilerden birisi de “kralın evi” diye bilinen bir mevkiiyle ilgidir. Bu yerle ilgili başka herhangi bir malumat mevcut değildir. Ancak bu isim de yaylanın geçmişine ışık tutabilir.
Yaylada bir şehir harabesi olduğunu düşündüren hususların en önemlisi herhalde dağınık bir biçimde etrafta duran taşlardır. Bu taşların yapı harabeleri olduğu anlaşılmaktadır. Fakat bu hususta daha açık şeyler söyleyebilmeye ihtiyaç vardır. Biz bundan mahrumuz. Ancak etrafta bulunan çömlek parçaları ve bu yazının bazı yerlerinde ifade edilen bazı deliller bir zamanlar burada bir yerleşim yeri olduğunu ispat etmektedir.
Yaylada suyun bulunmadığı zamanlarda su tedariki için üç pınar bulunmaktadır. Bunların isimleri Arkapınar, Almanpınarı, Karapınar’dır. Bir de çamaşır yıkanan yani sıvatlık olarak kullanılan, taş merdivenle inilen Karşıpınar vardır. 2010 yılında Arkapınar’ın olduğu yere gölet yapılmıştır.
Hemen her yaylada olduğu gibi Sümme Yaylası’nda Dede (günnek) çamları da bulunur. Bu çamların bulunduğu mevkinin adı Günnekler’dir. Bu günnek çamlarından yakacak olarak evlere odun götürülmez. Götüren kişinin ya malından ya canında olacağına inanılır. Sümme Yaylası’nda Gürgenlık diye ormanlık bir alan vardır. Bu orman Dörtdivan’a yakındır. Yayla halkı yakacak ihtiyacını buradan karşılar. Burada akkayışkan, sırtıkara, kanlıca mantarları çok olur.
Sümme Yaylası’nda yaptığımız derleme faaliyetlerinde eskiden hayvanların tedavi usullüleriyle ilgili bazı anılara da tesadüf ettik. Kendisiyle yaptığımız başka bir görüşmede Fahri Kayaalp, Dörtdivan-Devecileri’in Sümme Yaylası’da sancıdan duramayan bir hayvanın “kasığı yazma” tedavisiyle iyi edildiğini, bir amcanın gelip dereden aldığı taşların üzerine bir şeyler okuduğunu, bunları hayvanın kasık bölgesine ve göğüs kısmına doğru sürdüğünü ve hayvanın sancısının derhal kesilip ayaklandığını söylemiştir. Anlaşılan o ki, “kasığı yazma” gibi bazı tedavi yöntemleri uzun zamanlar boyunca Dörtdivan’da uygulanmıştır. Temel geçim kaynağı düşünüldüğünde Dörtdivan yaylalarında bu tedavi yöntemlerinin benimsenmesi ve geliştirilmesi gayet normaldir.
Biz, Dörtdivan’daki halk kültürü derlemelerimiz esnasında “Sümme Yaylası’ndaki Teyze” adını verdiğimiz bir efsane tespit etmiştik. O efsaneye burada yer vermek istiyoruz: “Deveciler Mahallesi’nin Sümme Yaylası’nda bir yaşlıca teyze varmış. Herkesin onlarca koyunu, ineği varken bunun sadece bir koyunu varmış. Kadınlar yaylada bir araya gelirken kimi yağının, kimi de sütünün eksildiğinden söz edermiş. Bu teyzemiz de hep “Allah bereket versin!” diye dua edermiş. Hiç şikâyet etmezmiş. Bu teyze her gün yayık yayarmış. Bunu görenler de bir koyunla bunu nasıl yapıyor diye şaşırırmış. O teyzenin ermiş kimselerden olduğuna, hatta geyiklerden süt sağdığına inanılmış.” Yasin ŞEN
Dörtdivan