22.11.2024 08:58:14
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21
Yasin ŞEN
17 Ocak 2023 Salı

YALACIK-SÜLELER-SEYİTALİLER AŞAĞI YAYLALARI

Dörtdivan Yaylaları - 32
YALACIK-SÜLELER-SEYİTALİLER
AŞAĞI YAYLALARI

Dörtdivan’ın Yalacık, Süleler ve Seyitaliler köylerinin yaylaları yan yanadır. Bu üç yayla “Aşağı Yaylalar” olarak bilinmektedir. Dörtdivan’a en yakın yaylalar bunlardır. Buradan başlayarak Dörtdivan’ın “Aladağlar” diye anılan yaylalarına gidilmektedir.
Bu yayla Dörtdivan’a sekiz km mesafede yer almaktadır. Dörtdivan’ın yakın yaylalarından birisidir. Dere içerisinde yer almaktadır. Bu yayla aşağı yaylalarla yukarı yaylalar arasında bulunmaktadır.
Yaylanın yakınlarında Karasivri, Kapanbayırı denen mevkiler yer almaktadır. Yine yaylanın Sümme Yaylası tarafında Kayseribunarı denen bir çeşme bulunur. Bu yaylaya artık çok fazla göçen bulunmaz. Mayıs ayı geldiğinde dört veya beş hane göçer. Önceden köylerin tamamı bu yaylaya göç eder ve dağ bayır oldukça kalabalık olurmuş.
Bu üç yaylanın hemen girişindeki yol “Yongalı” adı verilen diğer Dörtdivan yaylalarına gitmektedir. Bu yaylalarda az da olsa hayvancılık yapılmaktadır. Genel olarak yaylada yeni yerleşimlere rastlanmaktadır. Az da olsa eski tip yayla evleri de bulunur. Yaylanın hemen alt kısmında bir akarsu vardır.

Yalacık Köyü’nden emekli hâkim Halil İbrahim Yaman bize bu yaylalarda düzenlenen eğlenceler ve yayla göçleriyle ilgili şu bilgileri vermiştir:
“62 yıl önce çocukluğumda Yukarı Yaylamızda erkekler, gıcırdağa binmek eğlencesi yaparlardı. 8 yaşımda Ankara’ya gittiğimden sonra da muhakkak yapılmıştır. Göbeğe kadar gelen bir direğin üstündeki, uzunca bir döner sırığın her iki tarafına büyük küçük birçok insan abanır, o şekilde sırık itilerek hızla döndürülür, dönüş ve oluşan gıcırtı sesi insanların hoşuna gider, o sırada kimi yere düşer, kimi sırık durana kadar üstünde kalır, düşenlere gülüşülür, heyecanlı gülüşmeler ve bağrışmalarla eğlenilirdi. O yıllarda, çimen üzerinde çam dalı parçalarından oyuncak hayvan ağılları yapar, bir bölümüne kuruyup açılmış çam kozalaklarını koyun diye, bir bölümüne de açılmamış yeşil çam kozalaklarını kuzu diye varsayımlar koyar, akranlarımla oynardık. Birkaç gün sonra oraya tekrar geldiğimizde, otların büyüyüp onları örttüğünü görürdük. O yaşlarda, çam ağaçlarının çakı ile rahatça işlenebilen el kalınlığında kabuğundan, içini oyup oyuğa yaban arısı koyarak, kabuktan radyo yaptım deyip vızıltısını, kabukla meşguliyetimi eleştirenlere dinlettiğimi hatırlarım. Eskiden köyümüzden yayla göçleri, genelde önüne çift öküz koşulan ağaçtan arabalarla yapılırdı. Arabalara, yatak yorgan, ev eşyaları ve kümes hayvanları yüklenir, uygun bölümlerine yaşlı kadınlar ve küçük çocuklar otururdu. Yetişkin erkekler öküzleri yedekler, yaşlı erkekler eşeğine, varsa atına biner ve arabanın arkasından giderlerdi. Sabah namazından sonra grup halinde yola çıkılır, 4-5 saat süren yolculuk sırasında zorluklar karşısında köylüler birbirlerine yardım ederlerdi. Çünkü yollarda, dik inişler, yüksek çıkışlar, sulu dereler; kar ve kışın getirdiği taşlar, kayalar, çamurlar, oyuklar olurdu. Gerçi bugün de Dörtdivan köyleri yaylalarının yolları asfalt değildir. Büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar, sağlıklı genç kız, kadın, oğlan ve adamların sürümünde yola önce çıkardı. Lakabı Doruk olan Ali dedem, hazırlığını genelde önce yapar, öne geçer, bu sebepten titiz olarak tanınırdı.”
(Halil İbrahim Yaman)
Yasin ŞEN

 


Tüm yazarlar için tıklayın

YAZARLAR

Tamamı