YUVALAR FEDAKARLIKLA KURULUR
DEDE
Dede, köküdür ağacın, geçmişin sesi,
Evlat, torun hepsi ondadır hevesi.
Nice fedakârlıkla büyütmüş nesli,
Oturur köşede ama bakışıyla öğretir.
"Evlat maldır, torun candır" der usulca,
Sevgiyle büyütür her sözüyle dokunca.
Dualarıyla sarar evini gece boyunca,
Dedenin duası ev halkına kalkan olur.
NİNE
Nine, evin nurlu çırağı, solmaz çiçeği,
Masallarla ısıtır torun gönlünün yüreği.
İğneyle diker, nakışla süsler her şeyi,
Ama en çok sevgiyi işler o kalbe.
Tencerede pişen her aş, onun bereketi,
"Komşu komşunun külüne muhtaç" der niyeti.
Paylaşır, bölüşür, örer sevginin sepetini,
Nine, ailenin sessiz ama güçlü bekçisi.
BABA
Baba derler, dağ gibi durur yamacında,
Yıkılmaz fırtınada, eğilmez savaşında.
Kendi hayalini gömer toprağında,
Evlâdın düşü filizlensin duasında.
Yırtık paltosunu giyer usulca,
Ama evlâdın üstü açık mı, bakar önce.
İçine içine akıtır gözyaşını gizlice,
Kimse bilmez, ne feda etmiş nice nice.
ANNE
Anne dedin mi, deniz gibi engin,
Sevgiyle dolar, taşmaz ama eksilmez derin.
Yaralı kalpleri sarar usul, serin,
Merhemdir, duadır, adıyla şifa gelir.
Gece uykusunu verir bebek ağlayınca,
Hasta evlâda başucunda sabahlayınca.
Kendi acısını unutur, evlat gülünce,
Fedakârlığın ta kendisidir, annedir, bilir.
AĞABEY
Ağabey, o da babadan kalan gölge,
Kardeşine kol, kanat, taşır sırtında yükle.
Kendi yorgunluğunu saklar gülerken yüzle,
Kardeşi üzülmesin, gamlanmasın diye.
Bazen cebindeki son kuruşu uzatır,
Bazen omzunu açar, dertleri anlatır.
Sevginin büyüğü olur, ama asla satır,
Ailede ağabeydir köprü, yürekle direğe.
ABLA
Abla, evin gülü, hanenin süsü,
Hem kardeşe ana, hem evin nâzı, sesi.
Fedakârlıkta yarışır, anneden mirası,
Kardeşine kolye değil, gönlünü hediye eder.
Çeyizini dizerken bile kardeşi aklında,
Düğününde, bayramında hep onların yanında.
Kendi sevincini bırakır, kardeşi ağlayınca,
Abla olmak budur, sevgiyle dolan kase.
KÜÇÜK KARDEŞ
Küçük derler ama yüreği büyüktür,
O da bakar, annesine babasına güçtür.
Ağabeyine, ablasına candır, süstür,
Fedakârlık onda da saklı, sevgiyle pişer.
Bir tas su taşır, gönül olur dağlara,
Ufak tefek ama sevdası ulaşır arşa.
Sevgiyle büyür, saygıyla açar bahara,
Aile işte böyle zincir olur halka halka.
VE AİLE
Birlikte açar her sabah penceresini,
Fedakârlıkla örer duvarını, perdesini.
Sevgiyle yıkar acının, derdin izini,
Ve her yeni gün umutla başlar yeniden.
Aile dedin mi sır değil, açık ayan,
Fedakârlıktır kökü, sevgidir her yan.
Kim bu toprakta aileyi sağlam tutan,
Odur milletin özü, devleti ayakta tutan!
AKRABA
Dayı, amca, hala, teyze hepsi ağaç dalı,
Kimi uzakta, kimi yakın ama gönül aralı.
Aile sofrasında genişler bu sevda salı,
Fedakârlıkla birleşir, kenetlenir halkalı.
"Su akarı, yatağını bulur" derler eski,
Akraba bağıdır insanı diri tutan ilki.
Fedakâr ol ki, unutulmasın yarınki,
Kan bağı değil, gönül bağıdır asıl işi.
KOMŞU
Komşu kapını çalar, derde düşerse bir gün,
Fedakâr olan verir aşını, bölüşür her gün.
"Komşusu açken tok yatan bizden değildir" diyen,
Peygamber sözüyle büyür, aile bu düsturla yürür.
Bir tas çorba götürür, bir gülümseme getirir,
Yalnız kalanı sarar, yetimi sevindirir.
Komşuluk, fedakârlığın genişleyen çemberidir,
Aile değil sadece, mahalleyi de diriltir.
VE MANEVÎ DESTUR
Kur’an der ki: "Ana babaya öf deme sakın",
Onların fedakârlığıyla kurulur iman akın.
Hadis öğretir: Veren el üstündür, alın,
Ailede veren el bol, alan da doyar lakin.
"Birlikten kuvvet doğar", der atalar sözü,
Fedakârlıkta birleşir ailenin özü.
Sabırla, sevgiyle yoğrulur her düzü,
İşte böyle yıkılmaz olur yuvanın göğsü.
Kul Ömer der ki:
Bu dünyada iz bırakan,
Fedakârlıkla yoğrulan yuvadır baki kalan.
Kimse unutmaz, kim ne vermiş canan,
Aile cennettir, fedakârlıkla imtihan kazanan!
Kul Ömer der ki:
Taş değil, sevda taşır bu evin duvarı,
Fedakârlıkla kurulur gönlün baharı.
Kim verir, o kazanır sonsuz diyârı,
Aile cennettir, fedakârlıkla açılır kapıları!
Ömer ÇAĞLIN
Geredeli Şair